Ebrehe'nin âkibetini görüp sevinen Andülmüttalib,yine bir gün kâbe avlusunda uyurken acayip bir rüya görür korku ile uyandı ve hemen kureyş kâhinlerine gidip rüyasını anlattı.Kâhinler,burüyana göre senin soyundan bir peygamber gelecek bütün yer ve gök halkı ona iman edecektir dediler.
Bunun üzerine Abdülmüttalip Fatima adında bir kızla evlendi Ebu Talib ve Abdullah ondan doğdu.Ona Abdullah Zebih (boğazlanmış) derlerdi.Böyle adlandırılmanın sebebi şudur.Kâbede fesat çıkarmak isteyen Haris oğlu Amrın kavmi üzerine cenab-ı hak,Düşmanlarını galip kılınca yemene kaçmayı tasarlayan Amr,kâbenin hazinesinde bulunan bir çok değerli şeyleri alıp zemzem kuyusuna attı ve üstünü bilinmiyecek şekilde örtüp izini yok etti.Bir gece Abdülmüttalib rüyasında kuyu'nun yerini gördü.Bunun üzerine kazıp kuyuyu yeniden meydana çıkarmak istedi.Kureyşliler onu engelediler ve bayağı sözlerle onu incitip üzdüler.
Kendisine Haris adındaki gençten başka yardım eden yoktu.Bunun üzerine Abdülmüttalib,Cenab-ı hak'a dua edetek, bana bir kaç oğlan ver ve onlarla güçlenip bu kuyuyu ortaya çıkarırsam çocuklardan birini kurban olarak adiyorum dedi.Allah da ona on erkek çocuk verdi ve onlarla güçlenip kuyu'yu kazıp ortaya çıkardı.
Bundan sonra Abdülmüttalib,yine bir gün gödüğü korkulu bir rüya üzerine bir koç kurban etti.Fakat bir gece rüyasinda bundan daha büyük bir şey kurban et diye kendisine söylediler.
Uyanınca bir sığır kesti,başka bir gece rüyasında bundan daha büyüğünü kurban et diye kendisine söylediler.
Uyanınca bir deve kurban etti.Başka bir gece ruyasinda:
Ya Abdülmüttalib bundan daha büyüğünü kurban et deyince:Daha büýüğü nedir diye sordu:
On oğlun oldu dileğin yerine gedi.Zemzem kuyusunu buldun.Adadığın çocuklardan birini kurban et,sözünü yerine getir.
Abdülmüttalib,
uyanınca üzüldü.Hemen oğullarını topladı olayı ve son rüyasinı onlara anlattı.Oğulları babacığım biz sana bağlıyız hangimizi istersen kurban et dediler.Bunun üzerine on ok aldı ve her birine bir oğlunun adını yazdı ve adetlerine göre kur'a çekmek üzere onları Hubel Denilen putun yanına giden Abdülmüttalib,
okları kabe'ye bakan hademenın eline verdi ve kendisi allah'a dua
etmeye başladı.Hademe oklara bakınca kur'a Abdullah'ın adına düştü.
Abdülmüttalib,
elindeki bıçakla hemen Abdullah'ın eline yapıştı ve kesmek üzere kabe'nin yanında bulunan Âsaf ve Nâile adlarında ki putların yanına götürdü kurbanlar o putların yanında kesiliyordu.
O anda kuryş uluları Abdülmüttalib'i engelediler ve sen,oğlunu kurban edersen bundan sonra kureyş arasından bu bir gelenek olur.Oğlunu adayan ve kurban edenler çoğalır.Böyle bir geleneğin kurulmasını istemiyoruz Bunun için başka bir çare arayalım, Cudde'ye gidip Kutbe adında ki yahudi kâhin kadına danışalım o bize bir yol göstersin dediler.
Bunun üzerine Abdülmüttalib bir kaç kişiyle o kadina gitti ve olayı amlattı,Kadın:
Adetinize göre bir Ademin diyeti bir can karşılığı ödenen mal ne kadardır diye sordu.
On devedır dedi.
O halde on deve ile Abdullah arasında kura çekin,Abdullah'a düşerse,on deve daha koyun ve çekin böylece onar onar koyup ta,develere kura düşünceye kadar devam edin.Develere kura düşünce Rabbiniz razı olmuştur hemen bütün develeri kurban edin,oğlanda böylece kurtulmuş olur dedi.
Abdülmüttalib meke'ye döndü ve kadının dediğini yaptı.onuncu defada yüz devede kura develere döştü.Hemen o anda yüz deve kurban edildi ve etleri halka verildi.İşte bu sebeble Abdullah'a zebih /boğazlanmış denilmiştir.
Bunun için Hz.Muhammed 'e İbnü'z-Zebihayn,yani iki kurban edılmeğe emir olmuşun oğlu derlerdi.
Biri babası Abdullah,biri de büyük atası İamail(a.s.)'dır.
Deniliyor ki Ömer bin Abdülaziz zamanında müslüman olan bir yahudi âlimden:
Kurban edilmek istenen ismail (A.S.)'mı,yoksa ishak (A.S.)mıdır.diye sormuşlar.
İsmail (A.S.)'dır.Fakat yahudiler Kureyşlilerin atası olan İsmail (A.S.)'ı kıskandıkları için kendi ataları olan İshak (A.S.)'dır diyorlar diye cevap vermiştir.
Bazıları Abdullah Abdülmüttalib'in küçük oğludur demişlerdir.Bu annesinin küçük oğludur demektir.Zira Hz.Hamza (R.A.) ve Hz.Ebu Talib ondan,büyüktüler.
Hz.Abbas (R.A.)'da Hamza ve Hz.Ebu Talib (R.A.)'den daha küçüktü.
Nitekim Hz.Abbas (R.A.)diyorki,Hz.
Muhammed (s.a.v.)doğduğu zaman ben üç yaşında idim.Bir gün bana getirdiler ve kardeşini öp dediler bende onu öptüm.
Bazıları Abdülmüttalibin oğlunu kurban etmek istediği zaman en küçük oğlu Abdullah idi.Zira Hamza ve Abbas R.A.hüma sonradan doğdular,demişlerdir.
Ancak bu görüş kabul edildiği taktirde Abdülmüttalib'in on oģlu olmamaktadır.
Oğul sayısı sekize düşmektedir.
Halbuku Abdülmüttalib kurban için on oğlu arasında kur'a çrkmişti.
Bu görüşe karşı imam Süheyli şu cevabı vermektedir.
Bazı rivayetlerde Abdülmuttalib'in çocukların sayısı on iki idi.Buna göre iki tanesinin sonradan dünyaya gelmesinden bir beis yoktur.Diğer bir görüşe de kendi oğulları ile totunlarının toplamı on idi.Bunun için kurban hadisesi oldu.Zira torun oğul mesâbesindedir.
Deniliyor kin,develer kurban edildikten sonra Abdullah babası ile eve dönerken kabenin yanında,Beni Esed kabilesinden Kuteyle adında bir hatuna rastladı, Hatun Abdullah'ın alnında ki nuru görünce:
Bu gün kurban ettiğiniz yüz deve yerine ben sana yüz deve vereyim de gelde benimle buluş dedi.Abdullah:
Ben haram iş yapmam dedi.
Sonrası babası Abdullah'ı Beni Zühre kabilesinin efendisi,soyu temiz ve ulu olan Vehb bin Abdi Menaf'ın kızı Àmine ile evlendirdi,Amine (R.A.) Hz.
Muhammed (s.a.v).'e hamile kaldıktan sonra bir gün Abdullah,Kuteylenhatuna rastladı.Fakat bu sefer hutun hiç onunla konuşmadı.
Abdullah şaştı ve ona:
Hani geçenlerde söylediğin sözü hiç tekrarlamiyorsun,yoksa haramdan sende mi tiksindin deyince hatun:
O zaman senin alnında acayip bir nur vardı onu gördüğüm için seninle buluşmak istemiştim.Şimdi o' nur yoktur, onun için sözümü tekrarlamadım cevabını verdi.Çünkü o nur,Àmine (R.A.) 'ın gebe kalmasıyle Abdullah'tan Hz.Muhammed (S.A.V).'e geçmişti.Bu sebebten Kuteyle,Abdullah'a yanaşmadı....
İstanbul Times / Dr.Seyyid Hüseyin Zerraki Düseyder Genel Başkanı
.