Terörle mücadele konusunda hükümetin yanındayım. Tek Ülke, Tek bayrak, Çok Millet anlayışının yanındayım.

Lakin Halkın oyları ile seçilmiş 74 yaşındaki Mardin Büyükşehir Belediye başkanı Ahmet Türk’ün de net ve açık bir şekilde somut tutuklanma delillerini merek etmiyor değilim.

Hayatında hiçbir kitap, gazete, dergi okumayan bazı klavye kahramanlarının bunu yazdım diye akılları sıra terör örgütüne destek olduğumu söyleyebilirler.
Ancak yaşayışım, ailevi ortamım ve bugüne kadar içinde bulunduğum siyasi mecralar bu ithamı kabul edecek ortamlar olmadığını ortaya koyar.

Şahin Tavırlı İç İşleri Bakanımız Sayın Süleyman Soylu’nun samimiyetinden şüphem yok. Ama Halkın oyları ile seçilen Belediye başkanlarını görevden alıp yerine kayyum ataması karşısında yıllardır söylenen TERÖR örgütü ile bağlantısı var görevden aldık klişe sözler bana anlamlı gelmiyor. Bu tutuklamaların kime katkısı var diye düşündüğünüz zaman Hükümete katkısı olmadığı ortada.

Son üç dört yılda yaşadığımız olayları gören birisi olarak bir sene sonra Hükümetin bu tutuklamalar devletin içinde henüz ayıklanmayan
KRİPTO FETÖCÜ' ler tarafından yapıldığı söylense ne yapacağız ? Bir de Ak Parti'nin sürekli Milli irade dediği olay neden HDP ye oy veren seçmenler içinde düşünülmüyor ?  Bu Parti'ye oy veren 6 milyon kişinin iradesi ne olacak ? Onlar kayyum olarak atanan bir kaymakam veya vali'ye oy vermedler.

Eğer onların oy verdiği başkan görevde alınacak kadar yanlış ve hata yapmışsa o vakit yine seçilen meclis üyelerinin kendi içlerinde bir başkan seçmesi daha demokrasiye uygun iken neden KAYYUM gibi seçime girmeden atama ile birileri atanıyor ? Bunun devamında seçim yapılsa yine HDP li adaylar seçilir denilerek Elazığ'dan sonraki vilayetlerimizde seçim yapmayacağız denilse yine sessiz mi kalınması gerekiyor ?  Bazı başkanlar hata ve yanlış yaptı diye demokrasi bu kadar da ıskalanır mı ?                                                                

Bunları ifade ediyorum diye HDP yi savunduğum ve ona oy verdiğim anlaşılmasın. Ben dürüst bir basın mensubu olarak inandığım şeyleri yazmak adına bunları ifade ediyorum. Hükümetin yaptığı iş ve işlemlerde biraz daha sağlıklı hareket emesini dilerim.Bunları da ükemin demokarsisi ve geleceği için yazıyorum. Ha demokrasi rafa kalktı kimin gücü kime yetiyorsa onu ezme dönemi başladı deniyorsa diyecek bir şeyim yok. HDP ve PKK halk nezdinde çok itibar kaybetti bu da sevindirici ama yapılan hata ve eksiklikler onlara yeniden mevzi kazandırmaya yarayacak çalışmalar olursa  şaşılmasın.Bizim halkımız zorlablıklara karşı çıkmış hep mağdurun yanında yer almıştır.  Bu terör örgütleri halk desteğini kabul etmişken yapılan yanlış uygulamalar ile onlara yeniden taraftar edinmesi sağlanmasın diye endişelerimi yazıyorum.     

Bu tutuklamalar ile PKK nın ekmeğine yağ sürülüyor. OH oldu iyiki tutuklandılar.Geç bile kalındı türünden yapılan değerlendirmeler sağlıklı bir yaklaşım olmadığını ifade edeyim istedim. Bir de bazı yetkillerin ifade vermeye gelmediler tutuklandılar türünden bir çıkışta hiç mi hiç mantıklı değil. Bunun sonucu ifadeye gelselerdi tutuklanmazlardı anlamı çıkıyor.Bunu düşünmeyecek kadar basit bir söz sölemek ne demek anlamıyorum.

Özetle Tutuklanan vekiller ve belediye başkanlarının bu durumundan tek kaznaçlı çıkmayan kurum HÜKÜMET olduğunu görmeyecek kadar kurulan tuzaklara hükümet nasıl düşüyor anlayamıyorum.

Bu tutuklamalarda PKK,nın HDP'nin ,Avrupa Birliğinin menfaati var ama Türkiye Cumhuriyetinin yok. Cumhurbaşkanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan yıllardır DİKLENMEDEN dik durmasını bileceğiz diyor. Ama son aylarda çok diklendiği onlarca açıklaması var. Bu diklenmeler belki vatandaş olarak hoşumuza da gidiyor ama dünyayı da karşımıza almanın anlamı yok  demek isterim.

Avrupa Birliği Türkiye'nin terör ile mücadelesine karşı değil. Ancak kendisi eline silah alıp terör yapmayan ve terör örgütlerine hedef göstermeyen veillerin ve gazetecilerin tutuklanmasını da kabul etmiyor. Cumhuıriyet Gazetesi yaptığı haberler ile Hükümetin işini zora sokmuş canını sıkmış olabilir. Ama         yaptığın haber ile PKK ve FETÖ'ye katkı sundun diyerek tutuklanması uzun sürede ülke için iyi değil. Vuralım,kıralım,bizim dediğimiz gibi yazmayanlara yaşam hakkı vermeyelim diyerek bir yere varılmaz. Ben de diklenmeden DİK durmasını bilmemiz gerekir diyiorum.

Cumhurbaşkanının son ayalrda sert Uslubü ile başka bir hedefi varsa bilemiyorum ama Avrupa Birliğinin bizi anlayamamısını bizim dış işleri mensuplarımızın PKK ve FETÖ temsilcileri kadar onlara ülkemizin haklılığını anlatmamış olabileceğini düşünmek daha yararlı değil midir ?




 
  


 



Terör örgütü ile bağlatışına kanıt olan belge nedir ?

En son tutuklanan ve  bizim takip ettiğimiz kadar sorunların silah ile değil müzakere ile çözülebileceğini ifade eden 74 yaşındaki tecrübeli bir Kürt siyasetçi olan Ahmet Türk’ü görevden alıp yerine kayyum atamak ve onu da HAPİS’e göndermekle sorunlar çözülmez aksine PKK nın dağ kadrosu siyaset ile sorunların çözülebileceğini söyleyenlere  şunu diyecektir.

% 80 oy ile seçilen Diyarbakır, Mardin, Van  ve tutuklanan diğer belediye başkanları nerede ? 

Demek ki sizin siyaset ile soruları çözerim anlayışı doğru değil derse  bu görüşü savunanlar ne diyeceklerdir ?
Elbette çukur kazmak için araç veren belediye başkanları için işlem yapılır.

Recep Tayyip Erdoğan yıllar önce şiir okuduğu için Hapishaneye gönderilirken kayyum ile yerine hariçten birisi atanmadı. Meclis üyeleri kendi içinde bir başkan seçtiler. 

Görevden alınan belediye başkanlarının yerine meclis üyeleri bir başkan seçemez miydi ?  

Bu işin sonu ikinci bir emre kadar Elazığ’dan sonra seçimi kaldırdık demeye kadar gidecek bir süreç başlamıyor mu ?
Elazığ’dan sonraki vilayetlerimizde ciddi bir sorun olduğunu  biz de biliyor ve görüyoruz. Ancak bunun çözümü Belediye başkanlarını görevden aldık ve yerine kayyum atadık olmamalıdır.

Bunu ifade ediyorum diye hiçbir kimse de birilerine destek verdiğimi iddia etmesin. Benim tam desteğim halkın oyları ile seçilen  hükümetin yanındadır. Ama Hükümet’in uygulamalarını da eleştirmek daha doğru işler yapması gerektiğini söylemek de tam bir vatanseverlik olduğunu ifade edeyim. 

Koro halinde vur, kır, yaşam hakkı verme demek kolay. Zor olan zor zamanda adil olanı söylemektir değerli okur. 
Bu yazımda HDP li veya diğer oluşumlara mensup Belediye başkanlarını görevden alıp yerine kayyum atamanın 2.EVRESİ de olağanüstü durumlar var bundan dolayı ELAZIĞ’ dan sonra 2.bir emre kadar seçimleri kaldırdık denmeyeceği garantisi yok. 

O zaman o bölgede yaşayan halkın yerine de başka bir ülkede kayyum vatandaş getirin de iş uyumlu olsun bari demek hakkım değil mi ?

Hadi diyelim ki belediye başkanının suçlu olduğuna dair mahkeme kararı olmadan iç işleri bakanlığının kararı ile görevden alıp yerine başka birilerini atadınız peki MECLİS üyelerinin içinde bir başkan seçme hakkını neden ellerinden alıyorsunuz ?

Süleyman bakanım çözüm bu olamaz…

Keşke hükümet yaptığı eylemler ile ülkenin kanayan yarası olan terör olaylarına bir çözüm bulsa. Bunu istemeyen bir tek kişi  olacağını düşünmek istemem.

Çözüm halkın dahil olduğu daha önceki gibi son aşamasına gelen ama gizli bir el tarafından provake edilen Dolmabahçe görüşmelerini kim provake etmişse ortaya çıksın.  Kanımca ABD, Almanya, İngiltere , İsrail  FETÖ aracılığı ile PKK ve HDP yetkililerine yakında bir darbe yapacağız siz Türkiye hükümeti ile bir anlaşma yapmayın demiş olmalılar ki Erdoğan’ın elini değil GÖVDESİNİ taşın altına koyduğu MUHTEŞEM süreç akamete uğratıldı.

HDP eş başkanı Selahattin Demirtaş ‘ın da 15 Temmuz darbesinden sonra ortaya koyduğu bu yeni bir süreç gelin barış görüşmelerini yeniden başlatalım talebi karşısında Yol haritasını Hükümetin net çizgilerle belirttiği bir başlangıç için Hükümetin ülkede tek bir PKK lı kalmamak kaydı ile başlayabilir deseydi sanki daha iyi olurdu gibime geliyor. 

Tabi bizim elimizde bilgi ve belge yok. Diyelim ki Hükümet  barış elini bir daha uzattı PKK ,HDP,KCK ve diğer türevleri bu süreci sağlıklı bir şekilde kullanamadıkları  takdirde ne Kürt halkının ne de Türk halkının nezdinde bir karşılığı kalmayacaktı.

Burada kesinlikle HDP veya diğer türevleri için değil Ülkemizin rahat nefes alması ve ülkemizin gelişmesini
istemeyen ZALİM dış devletlerin oyunlarını da bozmamız gerekir.

Oyun Çok büyük sevgili okurum…

Amerika, İsrail ve Avrupa’nın Ülkemiz üzerinde ciddi hedefleri olduğunu anlamamak için çok saf olmak gerekir. Recep Tayyip  Erdoğan’ı seversiniz sevmezsiniz buna bir şey diyecek değilim. Ama uygulamaya çalıştığı milli bir politikası var.

Bu nedir ülkenin kalkınması için, köprü, yol ,hastane ,milli silahlar üretimi vs. gibi konularda uygulamaya çalıştığı ve Dünya 5 ten büyüktür dediği günden bu yana bu ülkelerin Erdoğan’ı bertaraf ederek zayıf hükümetlerin iş başına gelmesi halinde kendi emellerini doğrultusunda çalışacak yarı kukla bir hükümetin peşinde olduğu açıktır.

Hükümet ve Erdoğan’ın Suriye Politikasını yanlış ve hatalı bulabilirsiniz. Ama ülkemize saldıran Avrupa birliğinin amacı kesinlikle İnsan hakları değildir. Amaçları  gelişme yolunda olan ülkemizi
TÖKEZLETMEKTİR. 

15 Temmuz 2016 gibi halkımızın varlığına kast eden bir avuç Darbeci için aklı başında bir kınama yapamayanlar nerede ise bu darbeyi canı pahasına engelleyen halkımızı  neden bunu engellediniz diyerek suçluyor. Bu kadar edepsizlik bile bunların demokrasi ve insan hakları anlayışı bu olsa gerek dedirtiyor bize.

Peki ne yapmamız gerek ?

Bütün hata ve eksikliklerine rağmen HÜKÜMET ve CUMHURBAŞKANINA sahip çıkmanın gerekli olduğuna inanıyorum.

Bu satırlarımda ifade ettim diğer yazılarımda ifade ettiğim gibi hükümetin ve Cumhurbaşkanının hata ve eksikliklerine dair REZERVLERİMİZİ ne olur ALLAH için bir kenara bırakalım.

Bu kritik süreçte ülkemizin Recep Tayyip Erdoğan’a ve Ak Parti hükümetine çok ihtiyacı olduğu kesindir.

Ak Parti’nin de kendi düşüncesinde olmayan diğer siyasilerin de siyaset yapmasının önündeki engelleri kaldırmalıdır. 

Son Cümle, Süleyman Soylu ‘nun her gün bir belediye başkanını görevden alıp yerine kayyum ataması da uzun sürede sanki ülkenin hayrına olmayacağını düşünüyorum.

Ülkemizin adı artık terör ile değil bilişim, teknoloji, kültür, sanat, turizm, edebiyat ,eğitim ,müzik gibi alanlarda elde edeceği başarılar ile konuşmalıdır.  

Bir yazar ve gazeteci olarak ben artık her gün terörü yazmak ve konuşmaktan çok ama çok sıkıldım. 

Bakınız İstanbul Times Tv olarak 1.000 tane sokak röportajı yapmışız bunların içinde ülkenin kaderi ile yakından alakadar olan o kadar çok video var ki bunların hiç birisi ülkenin gazete ve televizyonlarında  1.haber olmamasının bir çok nedeni var ama en önemli nedeni de ülkemizde olağanüstü durumları yaşatanların gerçek gündemimiz konuşmayı engelliyorlar.

Kendi çalışmamızı burada örnek olarak vermemin nedeni olay daha net anlaşılsın diyedir. 

Gündemi biz değiştirelim ve kendi yol haritamızı belirleyelim diyorum.

İstanbul Times / Hüseyin Çetiner – 25 Kasım 2016