Bizim ülke olarak bir aylık gündemimiz ile her hangi bir İskandinav ülkesi bir veya iki yıl rahat idare eder.

13 Mayıs 2014 Manisa Soma maden ocağı faciası

Burada tam 301 Can’ımız ihmal ve bize bir şey olmaz mantığının sonucu hayatını feci şekilde kaybetti. Türkiye Cumhuriyeti tarihinde en büyük maden faciası olan Soma’da ki bu kaza daha doğrusu İHMAL günlerce ülke gündemini işgal etti. Korkum odur ki bu olay da yaşanan diğer gelişmeler sonucu ülkenin ilk gündem maddelerinden yerini başka olaylara bıraktı.
9 Haziran 2014 Lice olayları ve bayrak indirilmesi vakası

Soma olayı henüz birinci ayını tamamlamış iken bu seferde yüreklerimizi yakan olay Diyarbakır’ın Lice ilçesinde yaşandı.KaleKol yapımını istemeyen bölge halkı ile güvenlik güçleri karşı karşıya geldi. Olaylarda iki vatandaş hayatını kaybetti.

Bu karışıklıklar sürerken Yüzleri kapalı bir grup, Diyarbakır'da 2. Hava Kuvveti Komutanlığı'nın arka kapısının olduğu bölgedeki duvardan atlayarak kışla içinde direkteki Türk bayrağını indirdi.

Bu talihsi olay 30 yıldır devam eden kardeş kanının durması için başlatılan BARIŞ sürecinin baltalanması adına yapıldığı biliniyor.Asker sağ duyulu davranarak bayrağımızı direkten indiren genci vurma imkanı var iken olaylar daha da  büyümesin ve ülkeyi karıştırma hevesinde olanların ekmeğine yağ sürmemek adına insanımız için çok büyük bir olay olan bayrağımızı gönderden indirmesine seyirci kalmak zorunda kaldı.

11 Haziran 2014’de Musul konsolosluğumuzda IŞİD 48 vatandaşımızı gözaltına aldı 

IŞİD örgütünün 32 Tır sürücüsü ve 48 Musul konsolosluk çalışanını rehin alması SOMA ve  bayrak krizini geride bıraktı.Bizde olaylar kavimler göçü gibi birbirini etkiliyor. İçişleri Bakanı Efkan Ala, IŞİD'in Musul'daki Türk Konsolosluğu'na yönelik baskını sonrası açıklama yaptı. Ala, IŞİD'in Musul Konsolosu Öztürk Yılmaz'ın da aralarında bulunduğu 48 kişi rehin alındığını  duyurdu. 

Burada ilginç olan şey Devlet yetkililerimizin TÜRK gazeteci ve ajanslarına açıklama yapmadan önce ROUTERS ajansının haberini Türk resmi kaynaklarına dayandırarak duyurması bizleri çok üzdü. Devlet kendi medyası daha doğrusu kendi Anadolu Ajansı (AA) dururken ilk önce yabancı bir ajansa bilgi vermiş olmasını da bir gazeteci olarak eksiklik olarak gördüm.

Başbakan “Cemaate verdiklerinizi kanuni yollardan geri alınız”

Cemaatin haklımı veya haksız mı olduğuna karar verecek bilgi ve belgelerden yoksunum. Ancak Başbakan’ın belediye başkanlarına yaptığı konuşmada aynen şunları söyledi” Daha önce cemaate verdiğiniz veya sağladığınız ne tür bir artı değer var ise kanuni yollar dahilinde almaya bakın” dedi. Ben bu sözde şunu anlarım ya daha önce hak etmeden cemaate bir şeyler verildi.Yada şimdi hak ettiği halde hakkı bir şekilde devlet gücü kullanılarak alınmak isteniyor.

Bazı Ak Partililerin başbakan böyle diyorsa mutlaka elinde belge bilgi vardır ki böyle diyor tezini savunmaları da çok mantıklı gelmiyor bana. Unutulmamalıdır ki son peygamber ashabına bazı zamanlar söylediği sözleri karşısında ashab ya resulullah bu söylediğin senin kendi sözün mü yoksa ALLAH’tan gelen bir vahimi derler.

Eğer efendimiz hayır benim kendi fikrimdir der ise ashab da  görüşünü ortaya koyar istişare sonucu doğru olana karar verilirdi.Böyle örneklerimiz var iken başbakan diyorsa araştırmaya sorgulamaya gerek olmadan kabul edelim mantığını kabul etmemizi kimse bizden bekleyemez. AYET veya RAVİ hadis olmadığı  sürece her şey sorgulanabilir. Velev ki  sorgulanacak sözü babamız söylemiş olsun.

Cemaatin bana göre Dinlerarası Diyaloğ,Mavi Marmara olayında İsrail’i meşru otorite olarak görülmesi,kendi yayın organlarında yalpan film ve programlarda sanki bütün Kütler PKK lı imiş imajı verilmesi gibi sayısız hata ve kusuru var. Ama bu cemaati yargısız infaza tabi tutmayı
gerektirmez. 

Dinimizde suç bireysel’  dir. Kim suç işlemişse devlet  bulur  ve kanunlar dahilinde cezasını verir.  Düşünsenize ,1000 yolcu olan gemi de eğer 999 suçlu ve bir tanede suçsuz var ise onun hatırına hiç kimse o gemiyi batıramaz. Özetle suç bireyseldir. Herkes kendi suçundan mesuldür. Toplu olarak insanları cezalandırmaya kalkmak tekkelime ile FİRAVUNİ bir yaklaşım olur.

Maide 8:

Maide 8.ayetle Allah şöyle buyurmaktadır;

Ey âmenû olanlar (Allah'a ulaşmayı, teslim olmayı dileyenler)! Allah için kavvâmîn olun (hakkı ayakta tutun)! Adaletli şâhidler olun! Ve bir topluluğa karşı duyduğunuz kin, sizi adaletten saptırmasın. Adil davranın! O takvaya en yakın
olandır. Allah'a karşı takva sahibi olun. Muhakkak ki Allah, yaptıklarınızdan haberdar olandır.

Şu an en kolay şey Cemaate yüklenmek oldu.  Değerli okurlarım kesinlikle cemaati savunuyor değilim. Başbakan 17 Aralık’tan bu yana her konuşmasında bir şekilde cemaate selam yolluyor. Eğer bu cemaat HÜKÜMETE karşı  bir DARBE yapmaya yeltenmişse neden kanıtları ile ciddi davalar açılmıyor ? Ben cemaatin kötü olduğuna                       inanıyorum o halde cadı avı MÜBAH mantığını aklı başında hiçbir izan sahibi kabul edemez. 

Son söz olarak Sultan II.Abdülhamid’in bir sözü olan “Tarihten ve ALLAH’tan saklanacak hiçbir şey yoktur sözü inşallah bu kavga içinde tecelli eder”.

Kim olursa olsun kanunların herkese karşı adil işlemesi gerektiğine bütün kalbimle inanıyorum.


İstanbul Tims / Hüseyin ÇETİNER