Bediüzzaman Said-i Nursi’nin tarikatsiz cennette giden çoktur,imansız cennete giden yoktur Sözü günümüz Müslümanları için daha da elzem bir hale geldi.
Ben bilmem Şeyhim bilir sözleri benim için hiçbir anlam ifade etmiyor

Yeteri kadar İslami bilgisi olmayan ve hasbel kader bir tarikatin ağına düşmüş cahil Müslümanların bilgisizliğinden ALLAH’a sığınırım.

Gerek İstanbul’da gerekse de başka illerimizde öyle sözlerle karşılaşıyorum ki aklı başında olduğuna inandığım bazı kişilerin adeta  aklını bir kenara koyarak normal zekadaki bir insanın bilmesi gereken herhangi bir konuda ben bilmem şeyhim bilir martavallarını görünce Mustafa Kemal Paşa  ve İsmet Paşa’nın Tekke,zaviye ve tarikatları kapatmaktan ne kadar haklı olduğuna şahit oluyorum.

Cemaatler ve Tarikatlar güçlendiği zaman devlete kafa tutmaya kalkıyor

Türk tarihi boyunca başlangıçta dine hizmet etmek amacı olan tarikatlar ve cemaatler daha sonra biraz güçlenince DEVLETE kafa tutmaya kalktıklarına bu topraklar binlerce kez şahit olmuştur.

M.Fetullah Gülen
İzmir Bornova’da ve Edirne’de müezzin iken kendi çapınca sohbetler ve cemaatleşme süreci başlangıçta hizmet odaklı olsa da daha sonra Faiz alıp veren banka kurdu ve Bira dahil bir çok haram ürün üreten Anadolu Grubunun bankası olan A Bank’ın tam sayfa reklamını yapacak seviyeye geldiği zaman bu satırları yazan fakir olan ben Zaman Gazetesinin genel yayın yönetmeni Ekrem Dumanlı’yı aradım. Ama telefonuma çıkmayınca henüz cemaat ve hükümet savaşı başlamadan bir sene önce Zaman Gazetesi şeytana uydu diyerek bir haber yapmış ve yaşanan EVRİMİ anlatarak durumu protesto etmiş idim. 

STV bir çok programında İslam kardeşliğini ayaklar altına aldı


Bu düşüncem 17 Aralık’tan sonra oluşmadı. Çok şükür arşiv gazetelerimizde hükümet cemaat kavgasından 2 yıl önce Cemaatin bir çok konuda İslami hassasiyetleri ayaklar altına aldığını yazdığım için bugün çok rahat bir şekilde Cemaatin GAYRETULLAH’ a dokunacak hareketler yaptığını kaleme almışız. Hükümet ve Cemaat arasında yaşanan kavga içinde oh oldu diyenlerden de değilim. Keşke  her iki oluşumda gücünü birbirine karşı değil ülkenin kalkınmasına kullanabilseydi.

Zamanın Faizci bankaların  reklamını yaptığı için yaptığımız eleştirel haberin  dışında STV.de yayınlanan bir çok programda sanki bütün Kürtler PKK.lıymış gibi bir imaj vererek aslında İslamiyetin bayraktarlığını yapan Kürt milletini kol kadar bıyıklı tiplerle resmederek kabalık ve cahillik ile iç içe imiş imajı vermesini de eleştirmiştim diğer haberlerimizde.

O haberlerimizden sonra Ak Parti içinde vazifeli olan bazı okurlarımız bize set tepki göstererek Zaman Gazetesi bir yayın organıdır istediği reklamı yapar diyerek bana ders vermeye  çalışmışlardı.

Oysa zaman daha Ankara Rüzgarlı bahçe sokakta yeni yeni ulusal bir gazete olunca Malatya da her gün 275 taneyi tek tek elden abonelere dağıtan kişi bendim. Daha sonra gazetenin bir yetkilisi bana haber vermeden temsilciliği başka birisine verdik diyerek büyük bir saygısızlık yapmıştı.  Bu gazete o zaman samimi ve ihlaslı okurlarına biz İslamiyetin savunucusu bir gazeteyiz işte ZAMAN’ı ters okuyunca NAMAZ demek oluyor savı ile bir çok kişiyi kendilerine sahip çıkmaya ikna etmişti. Zamanın 1 milyon satıp basmasına karşılık yaptıkları haberlerin 30 bin satan TARAF kadar etkili olmaması da insanların sadece gazetelerine sahip çıkmak için abone olup para ödediklerinin kanıtı olsa gerek.

Cemaat veya Hizmet  hareketi para,makam ve mevkiye kavuşunca kendisini devlet mi sandı ?

Recep Tayyip Erdoğan’ın her fırsatta Fetullah Gülen’in başında olduğu cemaat paralel bir yapı kurarak darbe ile hükümeti yıkmaya kalktı tezini savunmasına rağmen cemaatin bizim böyle bir niyetimiz yok tezini güçlü belgelerle savunmasını isterdim. Buna karşın  Erdoğan’ın da cemaatin paralel yapı oluşturmaya yönelik daha güçlü argümanları toplumun önüne sürmesini beklerdim/bekliyorum. Ancak aşırı güç kazanan bir çok cemaat,tarikat ve yapının  tarih boyunca DEVLETİN başına bela olduğu ile alaka yeteri kadar tarihi kayıt  var.

Tarihte Osmanlı ordusu içinde güçlenen YENİÇERİ ocağının da Padişah Genç Osman’a neler yaptığı malum. Daha sonra II.Mahmut döneminde devlet kendi  ordusunun bir bölümü olan bu ocağı olması gereken yere çekmek için TOP ve TÜFENG kullandığı da biliniyor. 

Paralel mi dikey mi bilemem ama DEVLET içinde devlet olmayacağını bilirim. Cemaat veya başka bir grup kendisine güveniyorsa  Partisini kursun  ve halkın önüne çıksın yeterli oyu alarak hükümet kursun ve bizi yönetsin. Bunun dışında kim olursa olsun antidemokratik yollarla seçimle iş başına gelen hükümete karşı darbe yaparsa bu Millet o yapının karşısına dikilecektir.

Benim elimde Gülen hareketi Paralel bir yapı kurdu ile alakalı bilgi ve belge olmadığı için bu konu ile alakalı HÜKÜM verme makamında değilim. Ancak hiç kimse ve gurup ekonomik,makam ve mevki olarak palazlandığı zaman HALKIN oyları ile hükümet olan otoriteye karşı ŞEKİL YAPAMAZ.  CEM uzan denen zat para olarak palazlanınca Başbakan’a ALLAHSIZ diyecek densizliği gösterdi. Sev sevme bir ülkenin başbakanına sokak dili ile kamuoyunun gözleri önünde bu şekilde HİTAP edersen bedelini bu şekilde ödersin arkadaş.

Tarikatlar ve Cemaatler ya haddini bilecek yada yok olup gidecektir

Hükümetin icraatlerini beğensin veya beğenmesin. Hükümet ister sağ ister sol olsun hiç fark etmez. Herhangi bir cemaat ve tarikat gücüne kuvvetine güvenerek antidemokratik bir hükümete karşı darbe yapmaya kalkarsa en sert şekilde cezalandırılması gerektiğini düşünmekteyim.

Cemaat ve Tarikatlar kendilerine güveniyorsa ve Hükümet olmaya da meraklı iseler önleri  açık partilerini kursunlar ve halkın oylarını alarak gelip hükümet olsunlar. Kimsenin de bunlara itirazı olamaz. R.Tayyip Erdoğan’ın nasıl hükümet olduğuna hepimiz şahidiz. Kendi kurullar ile değil başkalarının koyduğu kural ve kaideleri teker teker aşarak 30 yılda buralara geldi.  

Hangi Cemaat ve tarikat kendisine güveniyorsa aynı şekilde mücadele ederek gelip hükümet olsun ve bizi yönetsin. Kalleşçe sana güvenip destek olan meşru hükümete kazık atarak darbe ile iktidar olmak o kadar da kolay değil.

Kurban bayramınız mübarek olsun 

Okurlarım başta olmak üzere  tüm İslam aleminin  mübarek kurban bayramını en kalbi duygularımla kutlarım.
İstanbul Times / Hüseyin ÇETİNER