Şişli Belediye Başkanı Mustafa Sarıgül, köşesine çekilmiş, CHP'ye dışarıdan bir gözle bakıyor. Kılıçdaroğlu hakkında konuşmak için erken olduğunu düşünüyor. "Aktif siyasete girmem, beni destekleyecek yurttaşlarıma bağlı." diyor. Sarıgül'le ailesini, belediye başkanlığını ve suskunluğunun sebebini konuştuk.

Sizin için, "insan ilişkileri en iyi olan belediye başkanı" deniyor. Çocukken de böyle miydiniz?

Ben siyasi geleneği olan bir ailenin çocuğuydum. 16 yaşında partiye girdim. 19 yaşında Şişli gençlik kolları başkanı oldum. Babam bana herkese selam vermemi tavsiye ederdi. "Kibirlenme, böbürlenme" derdi. O yüzden selam alıp selam vermeyi çok önemsiyorum. Bu da doğal olarak insan ilişkilerine yansıyor.

Nasıl bir ailede büyüdünüz?

Erzincan'da büyüdüm. Annem ve babam Anadolu insanlarıydı. İlkokuldan sonra İstanbul'a geldim. Babam, kamyon ve taksi şoförlüğü yapıyordu. Mütevazı bir hayatımız vardı.

Olmak istediğiniz yerde misiniz şu an?

Kafamda hep siyaset ve futbol vardı. Çok küçük yaşlarda siyasetle tanıştığım için hedefim belliydi aslında. Bir taraftan da top oynamayı çok seviyor ve antrenör olmak istiyordum. Ama bir şekilde siyasete dâhil oldum. Çok genç yaşlarda Meclis'e girdim. O dönemde genel başkanımız Erdal İnönü'den ve rakibimiz olan Turgut Özal'dan çok şeyler öğrendim. Bazen rahmetli Özal'ı çok eleştirdik. Eleştirilerimize rağmen çok anlayışlı ve nezaketliydi.

Geriye dönüp baktığınızda, "Turgut Özal'ı haksız eleştirmişiz" diye bir pişmanlık yaşıyor musunuz?

Yok, benim eleştirilerim hep dengeliydi. Çok ağır eleştirilerde bulunmadım ama Özal'dan daha fazla şeyler öğrenebilirdim. Çünkü Özal, hakikaten çözümler üreten bir siyasetçiydi.

'Mustafa Sarıgül' ismi Şişli Belediyesi'nin yaptığı işlerden daha önde, daha medyatik...

Şişli'yi marka yapmak istiyoruz. Bu da ister istemez sizi ön plana çıkarıyor. Bugüne kadar ses getiren çok sayıda kampanya yaptık. Bir ismin sürekli gündemde kalması proje üretmenize bağlı. Yoksa saman alevi gibi sönersiniz.

Bu yaptığınız işleri gölgelemiyor mu?

Gündemde kalmam bana oy atanlar sayesinde oluyor. Son birkaç yılda ortaya attığımız projelerle gündeme geldik. Bu biraz da işin doğal süreci.

İstanbul'da otuzdan fazla ilçe belediye başkanı var, onlar da proje üretiyor ama sizin kadar gündemde değiller...

Benim tecrübem biraz farklı. 30 yıllık bir siyaset geçmişim var. Bu yüzden daha ön planda olmam doğal.

Şişli, geliri en yüksek belediyelerden biri. Para olduktan sonra hizmet yapmak zor olmasa gerek...

Bizden önce belediyenin durumu çok kötüydü. Biz burayı marka yapmak için uğraşıyoruz. İlçemiz, dünya modasına yön veren şehirlerde olduğu gibi bir cazibe merkezi olma yolunda ilerliyor. Bu konuda somut adımlar atmaya devam edeceğiz.

Geliri az olan ücra bir belediyede başkanlık yapsaydınız bu kadar ön plana çıkabilir miydiniz?

Daha başarılı olabilirdim. Çünkü her şeye hâkim olabilirdim. Evlerin boyasından çiftçilerin ne yetiştirmesi gerektiğine kadar her şeyle ilgilenirdim. Ama bu tecrübemle orada olursam bunları yapabilirim.

Sizinle ilgili bir şehir efsanesi dolaşıyor, bir günde Teşvikiye Camii'nde üç ayrı cenaze namazı kılmışsınız!

(Gülüyor) Bizim geleneklerimizde düğüne gitmesen olur ama cenazeye gitmek zorundasın. Cenazelerimize çok önem veriyorum, çünkü o mevta bizden bir Fatiha bekliyor. Allah bize öldükten sonra kalabalık cenazeler nasip etsin.

Teşvikiye'de cenazeye katılanlar namaz esnasında ayaküstü sohbet ettikleri için eleştiriliyor...

Bu onların sorunu, dinde zorlama yok biliyorsunuz.

Namaz kılmama hakları var ama sohbet edip ortamın manevi atmosferini bozma hakları var mı?

Ama orada öyle bir şey varsa bu da yine bizim kabahatimiz. Onları eğitmemiz lazım. 'Namaz kılmayabilirsiniz ama oradaki ölüye saygı duymalısınız' demek gerekiyor.

Bu konuyla ilgili somut bir projeniz var mı?

Teşvikiye'yi protokol camii olmaktan çıkaracağım. İstanbul'a bir protokol camii yapmak gerekiyor. Teşvikiye ünlü birinin cenazesi kaldırıldığında adeta kilitleniyor. Trafik içinden çıkılmaz bir hal alıyor. İstanbul'a bir protokol camii şart.

Yeni bir cami mi yapmayı düşünüyorsunuz yoksa sadece yer değişikliği mi?

Kasımpaşa'ya inerken sol tarafta tarihî bir cami var. (Piyale Paşa Camii) Orası protokol camii olabilir.

O cami sizin sınırlarınızda değil ama...

Beyoğlu'nun sınırlarında. Bu projeyi bir fırsatını bulduğumda Sayın Başbakan'ımıza ve Cumhur-başkanı'mıza iletmeyi düşünüyorum. Teşvikiye bu yükü kaldırmıyor artık. Bazen üç cenaze oluyor. Bir bakıyorsunuz ünlü birine ait bir cenaze var ama aynı gün iki ayrı cenaze daha var. Bu da bir sevgisizlık ortamı oluşturuyor. Bu beni rahatsız ediyor.

Türkiye Değişim Hareketi'ni bir partiye dönüştürecekken adeta direkten döndünüz ve bu projeden vazgeçtiniz. Neydi o gün sizi bu kararı almaya iten?

Deniz Baykal'la girdiğim genel başkanlık yarışını çok az bir farkla kaybettim. Sonra beni beyefendi 4 kez partiden ihraç etti. Mahkemeye gittik ve hakkımızı savunduk. Tam parti kuracakken Kılıçdaroğlu iyi bir rüzgâr aldı, onun rüzgârını kesmek istemedik. Benim için parti kurmak önemli değil, iktidar olmak önemli.

Yüzde 10 barajından çekindiğiniz iddiaları doğru mu peki?

Ben yüzde 10 için parti kurmam. Ben iktidar olmayacaksam parti kurmam. Düşüncelerimin iktidar olmasını istiyorum.

O dönemde bizzat sizin tarafınızdan yapılan bir ankette kurmayı düşündüğünüz partinin oyu tam baraj sınırındaydı ama...

Ben hiçbir araştırmayı kendim yapmadım ve yaptırmadım. Biz parti kursaydık oyumuz yüzde 16'lardaydı. Hatta bu oran yüzde 20'ye kadar çıktı. Tabii bu Baykal dönemindeydi. Baykal sonrasında yaptığımız araştırmalar parti kurmamızın doğru olmayacağı yönünde çıktı.

Belediye başkanlığı sizi tatmin ediyor mu?

Evet, ben tatmin oluyorum, çünkü koltuk sevdam yok. Düşüncelerimi iktidara taşımak istiyorum.

Kimse siyaset yaparken 'Ben koltuk peşimde koşuyorum' demiyor zaten...

Doyum noktasına geldim. Ben farklıyım. 30 yaşında milletvekili oldum. Hayatımda bir kere kaybettim o da Deniz Bey'e karşı.

Kemal Kılıçdaroğlu'nu nasıl değerlendiriyorsunuz?

Çalışmalarına devam ediyor. Biz onun önünü açtık, rüzgârını kapatan olmadık.

Kılıçdaroğlu sizce nasıl bir lider?

CHP'nin genel başkanını değerlendirmek bana düşmez.

Ama siz parti kurmaktan vazgeçerek Kılıçdaroğlu'na bir avans verdiniz. Bu avansınızın arkasını aramayacak mısınız?

O avansımız aynen devam ediyor.

Kılıçdaroğlu, Baykal'dan farklı olduğu için yadırganıyor
Kılıçdaroğlu, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ı taklit etmekle eleştiriliyor. Hatta bu eleştiri CHP'li bazı vekiller tarafından da dillendiriliyor. Mesela Başbakan gecekonduda oruç açıyor, bir bakmışsınız ertesi gün Kılıçdaroğlu da gecekondu iftarına gidiyor. Başbakan Somali'ye gidiyor, arkasından Kılıçdaroğlu da harekete geçiyor...

Bunlar Baykal döneminde yapılmıyordu, şimdi yapılınca insanlar yadırgıyor. Keşke bunlar yıllardır yapılsaydı.

Peki, Kılıçdaroğlu'nun bir adım öteye geçmesi için daha farklı olması gerekmiyor mu?

Ben bu konulara girmek istemem. Bu konuya girmenin zamanı değil. Her şeyin bir zamanı var. Ben haddimi biliyorum, bu konuda yorum yapmak bana düşmez.

Bazı yolsuzluk dosyalarınızın önünüze gelmesinden korktuğunuz için parti kurmaktan vazgeçtiğiniz yönünde söylentiler var...

Evet, bu doğru. Çünkü Sayın Baykal benim için 39 dosya hazırlayıp savcılığa teslim etti. Bu konuda savcılar soruşturma açılmasına bile gerek duymadı. İçişleri Bakanlığı müfettişleri bunların gerçekle ilişkisi olmadığını söyledi. Bu konuda temizlendim.

Baykal hakkında çok rahat konuşuyorsunuz ama söz Kılıçdaroğlu'na gelince biraz çekiniyorsunuz sanki...

Şöyle Baykal'la ilgili şahsi bir şeyimiz yok. Baykal, 25 yıl genel başkanlık yaptı ve birçok seçimi kaybetti, başarısız oldu. Kılıçdaroğlu daha 1,5 yıldır genel başkan. Ne diyebilirim şimdi ben? Kılıçdaroğlu da 25 yıllık olsun, onu da konuşalım. Deniz Bey girdiği bütün seçimleri kaybetti.

CHP'nin son genel seçimlerde aldığı oyu başarı olarak mı algılıyorsunuz?

Bu konuda konuşmam için çok erken. Beklemek lazım.

Kılıçdaroğlu'nun parti yöneticilerini Alevilerden seçtiği yönündeki tartışmalara ne diyorsunuz?

Bunu gündeme getirenler koltuk sahibi olamayan kişiler. Kılıçdaroğlu'nun böyle bir ayrım yapacağını düşünmüyorum. Ben Sünni bir belediye başkanıyım. Ama bütün mezheplere, dinlere ve cemaatlere destek veriyorum. Etnik kökene bakmamak gerek. Bu tartışmayı çıkaranları kınıyorum.

Bu iddiayı ortaya atanların somut verileri var ama. Onlar, parti içerisinde son 15 ayda 4 kez değişikliğe gidildiğini, değiştirilen 46 yöneticinin birçoğunun Alevi olduğunu söylüyor...

Bu onların şahsi fikirleri, ben katılmıyorum.

Ortada böyle bir durum varsa gündeme gelmemeli mi?

Bunu konuşanlara sormak gerek.

Siz, tam parti kuracakken bazı Alevi derneklerinin buna karşı çıktığı, hatta sizi gerçek bir solcu olmamakla suçladıkları konuşuldu.

Olabilir, bu onların görüşü. (Zaman / Bünyamin Köseli)

Editör: TE Bilisim