İşte O Basın Açıklaması ve verdiği önergeler linki :

SAYGIDEĞER BASIN MENSUPLARI

Türkiye’de tartışmalı bir referandum sürecinin ardından AKP’nin Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi (CHS) adını verdiği, muhalefetin ise “Saray Rejimi” olarak adlandırdığı bir süreç yaşanmaktadır. Bu sisteme nasıl geçildiği “Atı alan Üsküdar’ı geçti” sözleriyle bizzat AKP Genel Başkanı tarafından özetlenmişti.

Bu siteme dair eleştiriler çok yapıldı ve yapılmaya devam ediliyor. Ancak Yasama gücünü temsil eden TBMM ve onun üyesi olan biz vekiller uygulamada ciddi sorunlar yaşamaktayız. Hepimizin malumu olduğu üzere bir partinin genel başkanı sıfatını taşıyan şahsın, ettiği cumhurbaşkanlığı yeminine ne kadar bağlı kalacağı ya da somut olarak kaldığını görmekteyiz. Bugün toplumsal ayrışma ve gerilim söylemlerinin en tepeden başlayarak toplumun hücrelerine kadar yayıldığını üzülerek müşahede ediyoruz.

Öte yandan bu ucube sistemde seçilmiş Bakanlar Kurulu yerine atanmışlar devreye girmiştir. Bütün bunların tayinini de tek bir kişi yapmaktadır. Hal böyle olunca bu Bakanların TBMM’ye karşı da diğer seçilmişlere karşı da kabul edilemeyecek yaklaşımlar sergileyebildiklerini esefle izliyoruz. Bunların en çarpıcı örneklerini son yerel seçimlerde, tekrar eden İstanbul seçimlerinde ve son olarak da Kanal İstanbul konusunda somut olarak gördük.

Söz konusu bakanların seçilmişlere karşı tutumları bunlarla da bitmiyor! Bir denetleme aracı olarak Milletvekillerinin zaten sınırlanan yetkileri uygulamada adeta yok sayılıyor. Vekillerin millet adına yaptıkları denetleme yöntemlerinden olan yazılı soru önergelerine ya yanıt verilmiyor ya da verilen yanıtlar ciddiyetten uzak, devlet adamlığıyla bağdaşmayan ve adeta soru soranla dalga geçer nitelikte oluyor.

Yakın zamanda TBMM Başkanlığına verdiğim bir soru önergesine verilen cevapla Milletvekillerinin sordukları soruların keyfi bir şekilde nasıl engellendiğini, işleme sokulmadığını ve tamamen sübjektif kriterlerle iade edildiğini belgelemiştik.

Bakınız, ilgili soru önergesi: https://www.tbmm.gov.tr/develop/owa/yazili_soru_sd.onerge_bilgileri?kanunlar_sira_no=245854

Diğer yandan özellikle bazı bakanlıklara yöneltilen sorularımızın hiç cevaplanmadığı, kimi cevapların bırakın 15 günlük yasal süre sınırını üzerinden yıl geçmesine rağmen cevaplanmadığı, birçoğunun süresi geçtikten sonra kısmen cevaplandığı (Süresi geçtikten sonra gelen cevapların söz konusu sorun açısından bir kıymeti kalmıyor çoğunlukla) ya da önergelere ciddiyetten uzak bir biçimde bir cümlelik sözde cevaplar verildiği, adeta vekillerin sordukları soruların dikkate alınmadığı görülmektedir.

Mesela 7/4243 esas numaralı önergemiz 8 Ekim 2018 tarihinde yine içişleri Bakanlığına iletilmiş ve yabancıların Türk vatandaşlığı kazanımlarına ilişkin 5 (beş) soru yöneltilmiştir. Dikkat edilirse bu önergemize de neredeyse bir buçuk yıl sonra 16.01.2020 tarihinde cevap verme zahmetine girmişlerdir.

(önerge linki: https://www.tbmm.gov.tr/develop/owa/yazili_soru_sd.onerge_bilgileri?kanunlar_sira_no=238314 )

Bu önergede de açık biçimde Türkiye’de bulunan mülteci sayısı, mültecilerin karıştığı adli olay sayısı ve Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlığına geçişi kolaylaştıran yönetmelik değişikliği ile 106 sayılı Cumhurbaşkanlığı Kararnamesinin gerekçesi sorulmuştur. Ancak aynı ciddiyetsizlikle bu sorularımıza da yine tek cümle ile yanıt verme(me) yoluna gidilmiştir:

“5901 Sayılı Türk Vatandaşlığı Kanunu ile Türk Vatandaşlığı Kanununun Uygulanmasına ilişkin Yönetmeliğe göre gerekli iş ve işlemeler yapılmaktadır”

***

Yine 7/12981 Esas numaralı soru önergemizde 31 Mart İstanbul seçimlerinin iptaline gerekçe olan konularda İçişleri Bakanı Süleyman Soylu’nun yanıtlamasını istediğimiz 5 (Beş) soru vardı.

(Önerge linki:

https://www.tbmm.gov.tr/develop/owa/yazili_soru_sd.onerge_bilgileri?kanunlar_sira_no=250079 )

16 Mayıs 2019 tarihinde verdiğimiz soru önergesi tam 8 ay sonra 16.01.2020 tarihinde yanıtlanmış. Önergenin cevabında sorduğumuz hiçbir soruya cevap verilmemiştir. Ayrıca İstanbul’da tekrar edilmesine karar verilen İBB Başkanlığı seçimine ilişkin 8 ay sonra gelen cevabın da zaten artık bir kıymeti harbiyesi yoktur. Hem 8 ay sonra cevaplanması hem de tüm sorulara seçim kanunu maddesine atıfta bulunan tek bir cümleyle cevap verilmesini hangi bürokratik gerekçe ya da devlet adamlığına dayandırdıkları doğrusu merak konusudur. Ne hikmetse yukarıda bahsi geçen önergeyle aynı tarihte önergemize yanıt verilmiştir. Kaldı ki hiçbir soruda hangi kanuna göre işlem yürütüldüğü sorulmamıştır. Dolayısıyla söz konusu önergeyi okuyup okumadıkları konusunda bile şüpheye düşülmüştür.

***

Sayın Basın Mensupları,

Bunlar gösteriyor ki atanmışlar, kendilerini Meclisin üstünde görüyor. Bizler el kaldırıp indirmek için değil, daha adil, demokratik ve çağdaş bir ülke mücadelesi vermek adına milletvekili seçildik. Atanmışların millet iradesini tanımayan bu yönetim ve bürokrasi anlayışını şiddetle kınıyor ve reddediyoruz. TBMM’yi felç eden, devlet ciddiyetiyle bağdaşmayan bu tavırları milletimizin bilgisine sunuyor mücadelemize devam edeceğimizi beyan ediyorum.

Kaynak :İstanbul Times Haber Ajansı (İTHA)

Editör: TE Bilisim