Suriye'deki olayların da yürekleri yaktığını dile getiren Gülen, "Akan kan dursun" mesajını iletti.

Fethullah Gülen'in onursal başkanı olduğu Gazeteciler ve Yazarlar Vakfı'nın iftar yemeğinde önemli mesajlar verildi

Avrupa Birliği Bakanı ve Başmüzakereci Egemen Bağış, ''Ramazanın merhamet ve rahmet ortamından yararlanarak, bu ülkeye beraber sahip çıkmamız lazım'' dedi.

İFTAR YEMEĞİNDE BİR ARAYA GELDİLER
Bağış, Gazeteciler ve Yazarlar Vakfının, Swissotel'de düzenlenen geleneksel iftar yemeğinde yaptığı konuşmada, bu gecenin duygu yüklü bir gece olduğunu, iktidarıyla muhalefetiyle, Alevisiyle Sünnisiyle, Müslümanıyla Müslüman olmayan farklı inanç gruplarıyla, kadınıyla erkeğiyle, sanatçısı, sporcusu, medya mensubu, toplumun bütün zenginlikleriyle aynı sofrayı paylaştığını dile getirdi.

Bu gece Türkiye'de herkesin sofrasında, herkese yer olduğunu vurgulama imkanı bulduklarını ifade eden Bağış, ''Ümit ediyorum ki bu ramazan diğer sorunlarımızı aşmak için bir vesile olacak. Biliyorsunuz ramazanın kelime anlamı 'ateşi yutan' demektir. Bu yüzden bu sofrada biz nasıl farklılıklarımızı birleştirebildiysek, ülkemizdeki şiddeti, terörü, hoşgörüsüzlüğü, baskı yapmayı kendinde bir hak gibi gören yanlış zihniyettekilerin içindeki o yanlış duygularıyla, ateşi yuttuğu gibi bu ramazan yutar. Çünkü başka Türkiye yok. Ramazanın merhamet ve rahmet ortamından yararlanarak, bu ülkeye beraber sahip çıkmamız lazım'' diye konuştu.

Bağış, bu anlamlı sofrayı kuran, 16 yıldır yaşatan, buradakileri bir araya getiren vakfın çok değerli çalışanlarına, yöneticilerine, başkanına ve onursal başkanına şükranlarını sundu.

Türkiye'ye 31 yıl aradan sonra dönüş yapan, ülkenin Akdeniz iklimine geçme sevdasına destek veren, hep barıştan yana olan, şiddeti ve çatışmayı hep lanetlemiş Kemal Burkay ile bir araya geldiklerini hatırlatan Bağış, Burkay ile yaptığı sohbetten etkilendiğini, ülkesine dönmüş olmaktan ne kadar mutlu olduğunu gördüğünü belirtti.

Bağış, ''Allah başka vatan hasreti yaşayanların da hasretini tamamlamalarına vesile olsun bu ramazan ayı diyorum. 17 yıl gurbetçi olarak yaşamış bir kişi olarak yurt dışındaki her bir kardeşimizin en az yurt içindekiler kadar bu ülkeye büyük bir sevdayla bağlı olduklarını biliyorum. Bu akşam başka inanç mensuplarıyla da aynı sofrayı paylaşmış olmayı ülkemizin çok önemli bir zenginliği olarak gördüğümü vurgulamak istiyorum'' şeklinde konuştu.

Peygamber Hazreti Muhammed'in hayata veda ederken ''Size kitap ehlini, yani Hristiyanları ve Musevileri emanet ediyorum'' vasiyetinde bulunduğunu anlatan Bağış, sözlerini şöyle sürdürdü:

''Kendisinin de huzur içinde yaşadığı farklı inanç gruplarıyla bugün bizim de huzur içinde yaşıyor olmamız, 700 yıldır hoşgörü başkenti olan İstanbul'un sokaklarında, camilerin, kiliselerin, havraların insanlığa birlikte huzur veriyor olması, bizim çok önemli bir zenginliğimizdir. Ümit ediyoruz ki bölgemizde acı çeken diğer milletlerin de acıları ramazan vesilesiyle diner. Suriye'de, Libya'da, Mısır'da yaşananlar inşallah bir an evvel yerini istikrara, huzura ve barışa bırakır.

Bizler bu iftar çağrısıyla bu gece karınlarımızı doyurduk ama maalesef Afrika'da hala açlık ve susuzluk çeken kardeşlerimizin de bu sıkıntılarını gidermek için ramazan ayının bu merhamet ortamında herkesin elinden gelen katkıyı ortaya koyacağına inanıyorum.''

VALİ MUTLU: "İNSANOĞLU KAİNATIN YARATILMIŞ EN ŞEREFLİ MALUKU"
İstanbul Valisi Hüseyin Avni Mutlu da insanoğlunun kainatın yaratılmış en şerefli mahluku olduğunu, insanın en önemli değerleri içinde sevgi, adalet ve barışın vazgeçilmezleri arasında yer aldığını söyledi. Mutlu, bütün insanlığın gönlünde bu duygu ve değerleri en derin şekilde yaşadığı sürece mutlu olabileceğini kaydetti.

DİYANET İŞLERİ BAŞKAN YARDIMCISI YILMAZ: "FARKLI İNANÇLARLA YAŞAMAYI ÖĞRENME İNSANİ BİR VAZİFEDİR"
Diyanet İşleri Başkan Yardımcısı Hasan Kamil Yılmaz ise ramazanın bir şefkat iklimi olduğunu ifade ederek, iftarda dostlarla ve farklı din mensuplarıyla bir arada olmanın çok güzel olduğunu söyledi. Yılmaz, toplumu manen yönlendirenin din ve din hayatının önderleri olduğuna dikkati çekerek, toplumlarda farklı inanç gruplarının bulunmasının hayatın zarureti ve farklı inançlarla yaşamayı öğrenmenin insani bir vazife olduğunu ifade etti.

Bilimin tek başına insanlığın mutluluğu için yeterli olmadığını, bilimin ilim, hoşgörü ve insani erdemle buluşması halinde insanlığın aradığı mutluluğu ve huzuru bulacağını kaydeden Yılmaz, ''Bilimin açtığı yolda el ele kendi değerlerimizle, hoşgörümüzle ve insan olmanın erdemini kaybetmeden yürürsek, mutluluğa ve huzura kavuşabiliriz. Bu bakımdan bakarsak çevremizdeki sıkıntıların ilim eksikliğinden olduğunu görürüz. Yanı başımızda kardeş kanı akıtan topraklardaki eksiklik, ilim ve hoşgörü eksikliği ve tahammülsüzlüktür. Afrika'daki açlığa seyirci kalan insanlık da kendi doymaz emellerini doyurmanın peşinde koşan, ancak başkalarının farkında olmayan insanlığın adıdır'' diye konuştu.

BARTHOLOMEOS: "MASADA HERKESE YER VAR"
Fener Rum Patriği Bartholomeos da inançların ortak temel unsurlarından olan, yaratıcıya iman ve ibadetin, farklı inançlara mensup din adamlarını bir kez daha iftar sofrasında buluşturduğunu söyledi. Her dinin ibadetleri ve oruçları farklılıklar arz etse de selamet ve şefaat kaynağının bir olduğunu belirten Bartholomeos, ''Tüm makam ve sıfatlardan arınarak saf bir şekilde ibadeti hedefleyen oruç dönemleri, tüm dinlerde maneviyatın yükseldiği müstesna günlerdir. Madde ile bağımızı azalttıkça, ruhlarımız özgürleşir'' dedi.

Dünyanın, Tanrı buyruklarında ifadesini bulan kanaatkar, vicdan sahibi tüm insanlara yetecek kadar büyük olduğunu dile getiren Bartholomeos, ''Fethullah Gülen Hocaefendi'nin de mesajında belirttiği gibi 'masada herkese yer var'. Bu ulvi vasıflardan bahsederken elbette pek muhterem Fethullah Hocaefendi'yi anmamak mümkün değildir. Kendisine buradan selam ve muhabbetlerimizi iletiyoruz. Dostluğumuz her zaman muteberdir ve devam etmektedir'' şeklinde konuştu.

Bartholomeos, 21. yüzyılda evrensel sorunlara karşı insanlığın el ele dayanışma içinde mücadele etmesi gerektiğini vurgulayarak, ''Kalp gözünün açık olduğu ramazan ayında içimizdeki sevgiyi esirgemeden çevremize yansıtalım. Saadetleri olduğu gibi dertleri, tasaları da paylaşalım. Ülkemizde bu birlik, huzur ve beraberlik daim olsun ve bu topraklardan tüm dünyaya, savaşların acısını çeken, kıtlıklarla boğuşan tüm toplumlara yayılsın'' dedi.

"FARKLILIKLARIMIZIN OLMADIĞINI FARK ETTİK"
Gazeteciler ve Yazarlar Vakfı Başkanı Mustafa Yeşil de bu iftar sofralarında hep ümidin konuşulduğunu belirterek, ''Yan yana geldiğimizde, bir sofrada birlikte olduğumuzda ne kadar çok ortak noktamızın olduğunu fark ettik. 17 yıldır artan bir inanç ve kanaatle, aslında bu topraklarda değil sadece insan olarak tüm cihanda bir araya gelmenin bir ihtiyaç değil, bir zaruret olduğunu gördük. Bu sofralar birbirimizi anlamamızı sağladı. Bu sofralarda çok farklılıklarımızın olmadığını fark ettik'' diye konuştu.

Yeşil, Türkiye'nin önünde çözüm bekleyen sorunlar olduğuna işaret ederek, ''İnsan hak ve hürriyetleri sorununun acilen çözülmesi noktasında yeni bir Anayasa'ya ihtiyacımızın olduğu aşikardır. Aynı zamanda küresel meselelere ait söyleyeceğimiz çok şey olduğu kanaatindeyiz'' dedi. Afrika'da yaşanan açlığa karşı en büyük desteğin Türkiye'den geldiğini ifade eden Yeşil, ramazan gibi mukaddes bir ayda Suriye'deki acı manzaralara karşı da atılacak adımlar olduğunu belirtti.

Tunceli Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Durmuş Boztuğ da bir Alevi yurttaş olarak burada bulunmaktan memnuniyet duyduğunu ifade etti.

GÜLEN: SURİYE'DEKİ AKAN KAN DURSUN
İftar yemeğinde mesajı okunan Gazeteciler ve Yazarlar Vakfı Onursal Başkanı Fethullah Gülen de Afrika'ya yardım konusunda Türk halkının gösterdiği hassasiyetin her türlü takdirin üzerinde olduğunu belirtti.

Ölen her çocuğun yürekleri dağladığını, açlıktan kırılan insan manzaralarının iftar ve sahur sofralarına hüzün saldığını ifade eden Gülen, yediden yetmişe Türk milletinin o muhtaç insanların imdadına yetişmeye çalışmasının, insanlığın ölmediğinin canlı bir tablosu olduğunu kaydetti.

Suriye'deki olayların da yürekleri yaktığını dile getiren Gülen, bu ülkede akan kanın durması, problemlerin sulh yoluyla çözülmesi ve ortak aklın devreye girmesi temennisinde bulundu.

İftar yemeğine, İstanbul Büyükşehir Belediye Meclisi Başkan Vekili Ahmet Selamet, Türkiye Ermenileri Patrikliği Genel Vekili Başepiskopos Aram Ateşyan, Süryani Kadim Metropoliti Yusuf Çetin, Süryani Katolik Patrik Vekili Yusuf Sağ, yönetmen Sinan Çetin, gazeteciler Nazlı Ilıcak ve Fehmi Koru'nun da aralarında bulunduğu siyaset, sanat, iş ve spor dünyasından çok sayıda davetli katıldı.

Editör: TE Bilisim