"Uzun bir süredir zaten zor ayakta kalabilen küçük işletmelerin bir bölümü kapandı ve çok sayıda emekçi işsiz kaldı. Kapanmayanlar son bir umutla açılma sürecine girdi, şimdi tekrar bir kapanmayla karşı karşıya kaldılar. Bu sektördeki emekçiler de dönemsel planlar yapıyorlar ve şehir değiştiriyorlar. Bu planda da büyük bir sıkıntı yaşanacak. Varsayalım ki haklılar, hesapsız yapılan açılma sonrasında vakalarda artış var doğru ama öte yandan bu tür kapanmalarda mutlak bir telafi gerekiyor, patronlara değil, emekçilere. AKP Genel Başkanı'nın yaptığı açıklamada yarım yamalak destek açıklaması vardı, bunun ne olduğunu bilmiyoruz, bu bir yıllık süreçte emekçileri düşünen bir adımları olmadı. Türkiye'de şu anda hizmet sektöründe çalışanlara doğrudan yardım yapılması gerekiyor. İnsanlar korkunç bir şekilde borçlanmış durumda. Kısa çalışmanın da yeterli olmadığı ortadaydı."

İstanbul Times Haber Merkezi / Hüseyin Çetiner

Sermayeye aktarılan kaynaklara dikkat çeken TKP Genel Sekreteri, bu kaynakların emekçilere yapılacak yardımlarla kıyaslandığında önemli sayılabilecek bir yük olmadığını savundu. Devletin aldığı kararların sonuçlarını telafi etmekle yükümlü olduğunu vurgulayan Okuyan, bu kararın sonuçlarını da gözetmelerinin zorunlu olduğunu söyledi. Maske takma zorunluluğu olmasına rağmen, halka ücretsiz dağıtım dahi yapamayan iktidarı eleştiren Okuyan, "bu işi de patronlar kârlarını artırsın diye onlara bıraktılar" dedi.

'Lebaleb kongreleriyle virüsü yaydılar'

Ramazan'da başlayacak yeni kapanma kararıyla ilgili ise Okuyan şunları söyledi:

"İktidarın Ramazan'da bir kapanmaya gideceğini biliyorduk, bunu herkes konuşuyordu. Bu fırsatları kaçırmayan bir iktidar var. Bir takvim yapmışlar, MHP-AKP kongreleri vardı. O kentlerde kongrelerden sonra istatistikler gayet açık, vaka sayıları arttı. AKP kongre yaptıkça virüsü yaydı. Bunu bir de övdüler, "lebalep" kongrelerle virüsü yaydılar. Bizi ilgilendirdiği için biliyorduk, 1 Mayıs'ı içine alacak bir kapanma düşündüklerini tahmin ediyorduk. Başka hesapları da var. Yıllardır ramazan ayında böyle bir niyetleri vardı, nasıl kısıtlarız? Oruç tutanlar sokakta birilerinin yemesinden içmesinden rahatsız oluyor diyorlardı, fırsat olarak gördüler. Bazı mekanların el değiştirmesi için fırsat gözetiyorlardı. İçkili mekanların kapanması kendiliğinden oluyor şu anda, kapanıyorlar kriz dolayısıyla. Kritik mekanların ev sahipleriyle konuşup başka sektörlere geçmesi için görüşüyorlar. AKP'nin böyle bir ajandası var, meşru görmüyorlar başka türlü bir yaşamı. Türkiye'de inancı olan insanlara baskı yok, Türkiye'de hiçbir zaman gerçek laikler iktidar olmadı. Türkiye'de devrimciler, emekçi sınıflar hiç iktidar olmadı. Şu anda insanların yaşamlarına dönük ciddi bir müdahale var. Kapanma planlamasını ayarladılar, göz yumdular bir ay boyunca vakaların artması için. Altını çiziyorum, göz yumdular bu süreçte bir kapanmayı denk getirmek için. Son derece kontrolsüz bir açılma yaptılar, AKP-MHP kongrelerini yapıyor ve şimdi kapatmıyorlar, Ramazan'da kapatıyorlar ve meydan okuyorlar, Ramazan'da kapatırız diye."

'Tamamen ideolojik bir karar aldılar'

Tamamen ideolojik bir karar alındığını söyleyen Okuyan, bu kararı salgının artışıyla ilişkilendirmenin hiçbir anlamı olmadığını belirtti.

Muhalefetin salgının başladığı andaki tutumunu da eleştiren Okuyan, tam kapanma talebini onların da dile getiremediğini, çünkü onların da sermaye sınıfına çomak sokmak istemediklerini iddia etti. Okuyan muhalefetin en büyük hatayı aşı meselesinde yaptığını söyledi ve bugün gelinen noktada aşıların etkisi arasında önemli bir fark olmadığını ama muhalefetin 'bizim payımıza üçüncü sınıf aşı düştü' diyerek karşı propaganda yaptığını ve bu söylemin de aşı olma oranını düşürdüğünü söyledi.

'Sağlık sınıfsal bir olay'

Virüsün sınıfsal boyutuna dikkat çeken Okuyan, bu gözden kaçırıldığında saçmalamanın kaçınılmaz olduğunu ifade etti.

Okuyan sözlerine şöyle devam etti:

"Sağlık sınıfsal bir olay. Aşıyı da yüzlerine gözlerine bulaştırdılar. Birbirlerine girdiler, AB dağıldı, aşı milliyetçiliği diye kodlanıyor ama adlı adınca kapitalizm budur. Kapitalizm insan sağlığını koruyamıyor, insanları yoksullaştırıyor, işsiz bırakıyor. Bu kapanmada ideolojik davranışlara karşı gıklarını çıkaramıyorlar. Türkiye muhafazakar, bizim bu kitleyi ürkütmememiz gerekiyor diyorlar. Ama bu doğru da değil. Türkiye neyse o, AKP Türkiye'yi geriye götürüyor, dincileştiriyor ama dincilerin sayısı artmıyor.

1 Mayıs açıklaması: Gereken yanıtı veririz

TKP Genel Sekreteri yeni kararlar doğrultusunda yasaklanan 1 Mayıs konusunda da açıklama yaptı. Okuyan'ın açıklaması şu şekilde:

"Bu kararı bekliyorduk. Geçen yıl salgının ilk aylarıydı, biraz daha sorumluluk duygusuyla hareket ediyorduk, bu AKP'yle ilgili değildi. Gelinen noktada karşımızda salgını kendi için kullanan bir iktidar var, biz de salak değiliz, boyun eğmeyiz. İstedikleri gibi 'açıyoruz, kapatıyoruz'u kimse kabullenmek zorunda değil. Bunun sadece TKP'nin yaklaşımı olduğunu düşünmüyorum. AKP bu virüsü kendi çıkarları için kullanmaya karar verdiyse biz de buna gereken yanıtı veririz. Devrimci insanlar akılla ve sorumlulukla hareket eder. Bu demek değil ki, 2021 1 Mayıs'ında eve tıkılacak insanlar. İktidarın tasarrufuyla,kararıyla bu halkın koyun gibi güdüleceğini zannediyorlarsa, yanılıyorlar."

'Siyasi iktidarın ahlaktan, erdemden anladığı, kendi gemilerini yürütmek'

AKP'li Kürşat Ayvatoğlu meselesiyle ilgili ise Okuyan şunları söyledi:

"Kürşat Ayvatoğlu buz dağının görünen kısmı, bunlardan çok var. Birkaç tane ballı ihale kapıp hızla yükselen çok kişi var. Bunlara AKP zenginleri diyorlar. Bu arkadaşın başına yol kazası gelmiş belli ki. Yarın 'benim gibi çok kişi var, niye benim üstüme geliyorlar' derse haklı olur. Bizim her örneğin üzerine gitmemiz, kanıksamamamız lazım. Tek bir kişiye odaklanırsak hata yapmış oluruz. Bu siyasi iktidarın ahlaktan, erdemden anladığı, kendi gemilerini yürütmek için hazırladığı kılıflar demek. Pudra şekerleri siyasi iktidarın bayağı yatkın olduğu bir tabloya işaret ediyor."

Kaynak: İstanbul Times Haber Ajansı (İTHA)

Editör: TE Bilisim