İletişimin hızlı olduğu bir çağda yaşıyoruz.  Teknolojinin zirvede olduğu bir dönemdeyiz.  Günümüzde fecebook, twitter vs. sosyal medya ağlarında her yaşta herkesi görmek mümkündür. Birde sahte profillerle  karaktersiz, ahlaksız şahsiyetler var. O sahte profillerle insanlara hakaret edenler, o sahte profillerle sahtekâr olduklarını tescil edenlerdir!..

İnsanlar artık gerçek hayatın yerine, sanal hayatta düşünmeyi, yaşamayı daha çok seviyor. Sanal hayat daha kolay, daha cazip gelmektedir.  İnsanlar, yüz yüze görüşmenin, konuşmanın, ziyaretleşmenin yerine, sanal ortamda bunları halletmeyi daha çok önemser hale geldi. Çünkü sanal hayat, gerçek olmayan bir hayattır.  Gerçek olmayan bir hayatta var olmaya çalışmak, hayalden öteye bir şey değildir. 

Gerçekten olmayan hayatlar, kolay hayatlardır. İnsanlara gerçekler ağır geliyor. Gerçekler her zaman için zordur. Derin düşünmek, araştırmak, kendini fikrini beyan etmek, zahmet verici bir uğraştır. Bunu yapmak yerine, sanal kalmak daha kolay bir iştir.  

Sanal medyaya, gerekliğinden fazla önem verenler sloganlaşırlar. Sloganik bir düşünceye sahip olmak demek,  kendine has olan düşüncenin yok olması, ölmesi demektir.  Sanallaşan ahlaklar, gerçek duygunlarını, vicdanlarını yitirirler.  Sanallaşanlar, kitapların ve derin bilginin adresini kaybedenlerdir. ,

Kütüphanelere İlim Meclisleri, Bilgi Evleri, Medreselere, Kaleme, Kâğıda, Kitaplara veda etmek,  kendin tarihine, kültürüne özüne, gerçek gücüne veda etmek demektir. Bunları önemseyen bir toplum, köleleşir.  Hayatı, özgürlüğü, ilkesi, başkalarının hayatına bağlı hale gelir.  

İslam Ümmeti tarihte,  kitap, kalem, akıl, ile nice zaferler elde etmiştir.

Sanal düşünmek, akla veda etmektir. Akla veda eden, yaşadığını iddia edemez!

Bugün herkesin elinde akıllı telefonlar var. Aslında bir nevi insanları akılsızlaştıran aletler.  Misafirliğe gidiyorsunuz, muhabbet yerine herkes birbirine bak, “fecebook da şunu paylaştım, şu kadar beğeni aldım, twitter da şunu yazdım, şu kadar retvit aldım. Şu kadar takipçim var” derdindeler. Tek mutlulukları, çok beğeni(!)

Öğretmen tahtaya not yazar, öğrenciler kalemle, kâğıda not almak yerine, onun fotoğrafını çeker. Yani emek yok. Emek olmayınca, gerçek manada bir bilgi elde etmek imkânsızdır.

İnsanlar nitelik yerine, nicelik peşinde koşmaktadırlar. Bütün tepkiler sadece sanal âlemde gerçek olmayan, hayal dünyasından verilmektedir.  Sanal ortamda verilen tepkilerin etkisi de, sanal kadardır. 

Elbette ki hepimiz, fecebook, twitter vd. sosyal medyada mesajlar vermekte, çalışmalarımızı paylaşmaklayız. Fecebook twitter faydalı okumalarda yapmaktayız. Yalnız sanal âlemin aklımıza, düşüncemize, hayatımıza, gerçeklerimize ipotek koymaması lazım. Sanal âlemin üzerimizde bir etkisi olmaması lazım, sanal medya bizi değil, biz onu kullanmalıyız.  Sanal âlemde, sanallaşmayalım, gerçek bir hayatın bizi beklediğini unutmayalım!

Şunu unutmayalım ki, organik hayat, sanallaşmış hayatlara galip gelir.

Hayatın sanal kalbi, hayatımıza bir şey katmıyor. Bunun için hayatın merkezi olan, gerçek organik düşünce ve yaşayış ile toplumda var oluş mücadelesi vermek gerekiyor!

İstanbul Times / Ziya Gündüz