Emperyalizm (yayılmacı ve sömürücü devletler) bir ülkeye yalnız silah zoruyla girmez. Hedef ülkenin insanlarının duygu ve düşünceleri önceden öyle bir duruma sokar, öyle bir yönlendirir ki, o ülke insanları kendiliklerinden, isteyerek ve iyi bir şey yaptıklarını sanarak yayılmacı ve sömürücü Emperyalist güçlere ülkelerinin kapılarını açarlar. Biraz iş bilenleri ise İŞBİRLİKÇİLER olarak bu yayılmacı ve sömürücü emperyalistlerden pay da alırlar yani HAİN KONTANJANINDAN olurlar.  Bunu sağlamanın yolları, ülkenin kaderi üzerinde ya da bu ölçüde söz sahibi olabilecek kişileri ya kendi ülkelerine gelmelerini sağlayarak orada “EĞİTMEK”`dir. Diğer anlamı ile “KENDİNE DEVŞİRMEK –ÜLKESİNE HAİN OLMAK”, geride kalanları ise yabancı dilde eğitim yapan ve belli bir dünya görüşünü öğrencilerine işleyen eğitim kurumları açmak, kültür merkezleri kurmak, yaygın bir propaganda ağı içinde yoğurmaktır.  Diğer taraftan bütün milli ve ulusal düzeni bozarak kendi sistemini kurarlar.

KİTLE İLETİŞİM ARAÇLARI (basın, yayın v.b.) bu amaç için biçilmiş kaftandır. O nedenle, emperyalistler, ülkenin iletişim odaklarını doğrudan doğruya kendi denetimlerine sokmak isterler, bu yapılamıyorsa “EĞİTİLMİŞ HAİNLER” kişilerin yönetiminde olması için çalışılır. Ele aldığımız dönemde, kitle iletişiminin başlıca ortamı görsel ve yazılı basın olduğu içindir ki basında şimdi alıntıladığımız türden yazılar ve tv programları çıkıp durmuştur. Öte yandan, “YARDIM” da bulundukları ülkelerden kendi propagandalarının yapması istenir. Bunun yanında ülkenin bütün değerleri önce yavaş yavaş değerlerini yitirtilen oluşumlar meydana getirirler. Bunu öyle güzel yaparlar ki sindire sindire yemezse yoklaya yoklaya geri çekilir gibi yaparak hatta onlarda kızmış gibi davranarak ne kabul görmüşse onu başarı sayarak ileride yeni algılar yaratarak kendi ATASINA DA KÜFÜR ETTİRİRLER, SÖVDÜRÜRLER de ruhun duymaz.

İnsanın üzüldüğü ise Atalarının yapmış olduğu bütün devrimler, düşünceler, ülküler, emekler 1938`den beri “KARŞI DEVRİM” ile ellerinden alınmış, yerle yeksan edilmiş ve bunu yaparken kendi evlatları vasıtasıyla yaptırmış olmasına rağmen kimse farkında değildir. Aynı suya konulmuş yavaş yavaş ısıtılan “KURBAĞA” misali bütün hislerini kaybetmiş iken “MUSTAFA KAMAL ATATÜRK”`e HAKARET, KÜFÜR, AĞZA ALINMAYACAK İTHAMLAR da nerden çıktı değil mi?

Adam sormazlar mı? Bugüne kadar nerdeydin?

Ordusu lav edilmiş, meclisi iç edilmiş, altı oku ve partisinde yeller esiyor,

Toprak reformu rafa kaldırılmış, köy enstitüleri yerle yeksan bütün okullar imam hatip olma yolunda,

Tekkeler, cemaatlerin yönettiği bir cürüm oluşmuş, limanları, madenleri, yolları, ürettiği her şey peşkeş çekilmiş, toprakları elinden alınmış, yolgeçen hanına dönmüş,

Yabancı ordular 103 tane üst kurmuş, sınırlarına düşman dayanmış, adacıklarına sahip çıkamayan, başkalarından medet uman,

Bankalarına el konulan, seçimden seçime uyutulan bir halk sanki demokrasi varmış gibi ırzına geçilen sonra da bir dahaki seçimde bekleriz edası ile afyonlanan, oyuna bile sahip çıkamayan,

“HALKIN EGEMENLİĞİNİ” bile seçime götürme densizliğinde bulunmayı kendinde bulan ve her türlü hileye başvurarak halkının gözünün içine baka baka “TEK ADAM EGEMENLİĞİNE” giderken halkın kuzuların sessizliği gibi bütün haklarından vazgeçtim DEMOKRASİSİ diye bilmesi,

Adalet tek kişi kalmış canavar, bir kereden bir şey olmaz diyen bir din anlayışı ile halkının ve çocuklarının ırzına namusuna geçilen,

Bütün değerli aydınları, çizerleri, araştırmacıları sindirilmiş, itibarsızlaştırılmış, yok sayılmış, hapse atılmış, öldürülmüş ve sahip çıkılmamışken,

Bütün milli icatlar, teknolojiler rafa kaldırılmışken,

Topraklarına, tapularına ve mallarına el koyan bir yapı oluşmuş millet okeye dönerken,

Ağzıyla laf tutanlar sahada iken üreten, araştıran bütün milli unsurlar lav edilmişken,

Din iman edebiyatı ile hangi dini yaşadığını bilmeyen, ben yaptım oldu diyen bir toplum olmuşken,

Topraklarına girilmiş ve milliyetsiz bir yozlaşmaya götürülürken,

T.C`ler indirilmiş, dilin Araplaşma yolunda, TÜRK DEMEK suç olmuş, andımız kaldırılmış, İstiklal Marşı okunsa da olur okumasan da olura gelmiş,

GENÇLİĞE HİTABE iç edilmiş, tarihte olmuş yaşanmış kahramanlıklar dost ülkeler kızar diye rafa kaldırılmış,

Savaşlar olmuş centilmenlik yoksa topraklarımızda savaş olmamış, kimse bizi yok etmek için zaten gelmemişken;

Senin zaten ATANDA YOKTU, TARİHTE ZATEN TÜRK DİYE BİR MİLLETTE YOKKEN BAAAABAAK…

MUSTAFA KAMAL ATATÜRK`e sövmüşler…. Herkes MANGALDA KÜL BIRAKMIYOR DEĞİL Mİ?

O ZAMAN BU YUKARDA YAPILANLARA NİYE GEREKEN CEVABI, İCRAATI GÖREN VAR MI?

EMANETE HEP BERABER İHANET ETMİŞİZ… ADAM MÜSFETTELERİ ATAMIZA AĞZA GELMEYECEK SÖZLER SÖYLEME HAKKINI TV ve gazetelerde dergilerde açık açık aleni aleni söyleme densizliğinde bulunmuşlar.

Peki! Bu gücü bu kudreti nerden bulmuşlar? Bu yukarıdakileri yaptıranlar bunu söylecek kadar aptal mı? Yoksa bilinçli yaparak yüzümüze bir şeyler mi söylemek istiyorlar?

Bu noktaya gelinceye kadar bizler “UYUYOR MUYDUK?”  

“ATI ALAN ÜSKÜDARI GEÇTİ – SÜR EŞŞEĞİNİ NİĞDEYE – OLDU-BİTTİ” değil mi?

Sevgi saygılarımla… DÜŞMAN DÜŞMANLIĞINI, HAİN HAİNLİĞİNİ YAPIYORDA… SORMAZLAR MI?

ATASINA KENDİ TOPRAKLARINDA KENDİ TV VE BASIN YAYIN ORGANLARINDA SÖVERKEN ZURNANIN SON DELİĞİNE GELMİŞLER DE VATANSEVER VATANSEVERLİĞİNİ YAPIYOR MU?

Kaynakça: KARŞI DEVRİM 1945-50 – ÇETİN YETKİN – OTOPSİ YAYINEVİ