Mustafa Kemal ATATÜRK bugünleri anlatmak için;

“KÖYLÜ MİLLETİN EFENDİSİDİR. KÖYLÜYE HİZMET EDEN, MİLLETİN EFENDİSİDİR.” Derken boşuna söylememiştir.

Bugün köylü harap ve perişansa;

Köylümüze sahip çıkın,

Üretim köyden başlar,

Yoksa şehirler aç kalır,

Haneler işsiz kalır demek istiyordu.

Ne ekersen onu biçersin.

Havaya bakarsan hava alıesın.

Toprağa bakarsan ürün alırsın.

Üretmeyip tüketirsen,

Gün gelir aç kalırsın.

Gün gelir işsiz kalırsın.

Dış alım (ithalat) yaparsan esir olursun.

Bu esirlik uzun sürmez, yok olup gidersin…

Bu laflar san boş gelirde

Mutfak yeri yangın yeri…

Halkın alım gücü el yakıyor.

Suriye`yi kurtarayım derken;

NEO – CON YENİ OSMANCILIKLA kandırırlarken;

TÜRKİYE`yi karış karış elden çıkarmak ne diye..?

Seni asker yapmışlar ABD`ye – SİYONİZME …

Esas oğlan diye sahaya sürmüşler,

Gaz ile – Oyun ile…

Seçimler ile masal anlatıyorlar…

Büyüklere korku filmi “31 MART VAKASI” ile,

Tarih tekerrür ediyora nispet,

Elin oğlu uyumamış da,

Bizimkiler ölmüş de haberimiz yok demeyin…

Bizden söylemesi, uyuyor da sanmayın bizleri…

Her şeyi eş zamanlı yapıyorlar.

Üretimi elimizden alırken dış alıma yönlendiriyorlar.

İşsizliğe giderken aç bırakacaklar…

Borca esir ederken bizleri kendilerine asker edecekler.

Dinimizi bozarken inancımızdan uzaklaştıracaklar.

Irk – mezhep – ayrılıklara boğacaklar bölmek, güçsüz bırakmak için,

Sonra birbirimize kırdırıp, çarpıştıracaklar…

Kendi topraklarımızda bizi kiracı asker yapıp ev sahibi gibi dolaşacaklar…

Bütün bu saydıklarımı aynı zamanda yavaş yavaş fark ettirmeden

Bugünlere geldik farkında mısınız vesselam?

Ne ekersen onu biçersin.

Rüzgâr eken, fırtına biçersin.

Tohum eken ürün biçersin.

Elin parasıyla elin askeri olursun vesselam…

Fındık – çay – buğday bizim…

Un – şeker – tuz bizim…

Tütün – şeker – zeytin bizim…

Vergileri SIFIRLAYIP dış alımı (ithalatı)`n önünü açarak köylünün üretmesine son vermek hainliğin daniskasıdır. İthalat yapmayıp deyip arkasından vergileri sıfırlamak o da yetmezmiş gibi Tarım bakanı “İTHAL EDECEK ÇOK PARAMIZ VAR” diyerek işsizler ordusunu yollara dökmek neyin hizmeti oluyor?

Savaşa giderken; “TÜRK OLMAKTAN UTANIYORUM” diyene “ TANK PALET FABRİKASININ İŞLETME HAKKINI VERMEK de neyin nesi oluyor?

Bütün yolları, köprüleri elin oğluna yapıp 25 -50 yıllığına onlara kazanç kapısı yaparken “DELİ DUMRUL” parası almak neyin nesi oluyor? Yollar bizim değil – üzerindeki araçlar milli değil – yakıt milli değil – o zaman bu paralar kime gidiyor?

Et üretimini sıfırlamak adına dış alım (ithalatı)`n vergisini sıfırlayarak hayvancılığı bitirmek neyin nesi?

Bütün bunları yapmak “HAİNLİKLE EŞ – DEĞERDİR” vesselam.

Artık kendi tohumumuzu ekeceğiz.

Ürettiğimiz kadar yiyeceğiz.

Bütün topraklarımızı atıl halen üreten…

Parayla değil mahsullerimizle fabrikalar kuracağız..

Dinimizi mezhep, tarikat, cemaatten değil, ilk elden ALLAHìn kelamından öğreneceğiz.

Borçlanma ekonomisinden, denk bütçe ekonomisine, havuz sistemine geçeceğiz.

Okullarımızdan, meslek eğitimli - insan yetiştirme yerlerine dönüştüreceğiz…

Yer altı ve yer üstü kaynaklarımızı milli akıllarımızla hayata geçireceğiz…

Akıl göçüne son vereceğiz…

Verginin vergisini alan halkı kalpazanların eline düşüren “GÜDÜMLÜ DÜDÜKLERİ” sırtımızdan atacağız…

Halkın öz bağrından yine milletin azim ve kararlılığı kurtaracaktır.

Ne ekersen onu biçersin.

Rüzgâr eken, fırtına biçersin.

Tohum eken ürün biçersin.

Elin parasıyla elin askeri olursun vesselam…

Sevgi ve saygılarımla… Ağzıyla “Kaf Dağını” vaat edenler icraatta hainliğin daniskasını yaşatıyorlar farkında mısınız? Hainliğin sınırı yoktur ata mirası ulus oku çözüm içimizde

İstanbul Times / Murat Akbaş