Müslüman, hak ve hakikatin adamıdır. Onun dünyasında, hayal ve sanal dünyalara yer yoktur.  Hayal dünyasında yaşamak ve düşünmek, gerçeğin farkında olmamaktır. Gerçeğin farkında olmamak ise, her şeyi bilmeden, araştırmadan, sorgulamadan, kabul etmek demektir.

Mümin bir şahsiyet, bilir ve inanır ki, hayal dünyasında değil, gerçek bir dünyada var olarak yaşayabiliriz. Bugün gerçekler üzerinde değil, hayallerin dünyasında konuşuyor ve tartışıyoruz. Gerçek bir düşünce, fikir, strateji üretmek yerine, hayal bir düşünce üretmekle yetiniyoruz.  

Kendi kurduğumuz gerçek olmayan, hayalleri aşamıyoruz. Bugün böyle bir dünyada yaşadığımız için,  gerçekleri araştırmak ve sorgulama ihtiyacı his etmiyoruz. 

Şunu unutmayalım ki, hayal ve sanal ışığında bilinç inşa edilmez.  Halen bunun farkında değiliz. Farkında olmak içinde, her hangi bir çaba göstermiyoruz. Hem hayal dünyasında duruyoruz, hem de bulunduğumuz hayal dünyasından, şikâyetçiyiz.  

 Allah (c.c.) şöyle buyurmaktadır:

“Gerçek şu ki, insanlar kendi iç dünyalarını değiştirmeden Allah onların durumunu değiştirmez.” (Rad,11)

Kendimize ait bir fikri alt yapımız yok. Gündem belirleme özeliğimiz yok. Proje üretemiyoruz. Çünkü gerçek bir düşünce ile düşünmüyoruz. Hayata vahyin penceresinden bakmıyoruz.  Vahiy merkezli bir hayat inşa etmek yerine, hayal dünyasında dolanıp duruyoruz.

Zihin dünyamızı vahiyle inşa etmeliyiz. Romantik hayallerden arınmalıyız. Allah’ın bize verdiği hayat, gerçek bir hayattır. Allah, bizden bütün benliğimizle ona yönelip, vahiy ekseninde bir hayat sürmemizi istemektedir.  Vahiy merkezli düşünmek zorundayız.

Bugün Vahyin inşa ettiği zihinlere ihtiyacımız var.   Vahyin inşa ettiği zihinler, hayal dünyasında değil,  gerçek bir hayatla var olacaklarının bilincinde olanlardır.  

Müslüman toplumların kurtuluşu, öncelikle kendi elleriyle var ettikleri sanal /hayal/yapay/ dünyalarını yıkmakla başlar.  Önce kendi kurduğumuz boş hayalleri yıkmamız gerekmektedir. Hayallerle menzile hedefe varılmaz.  Hayallerle direniş olmaz!

Sahte olan her şeye dur demeliyiz. Öncelikle gerçeği yansıtmayan sahte düşüncelere! Çünkü sahte ve hayal olan her şey yıkılıp gitmeye mahkûmdur. 

Rabbimiz Allah (c.c.) şöyle buyurmaktadır:

“Ve yine de ki: Değişmeyen gerçek geldi, sahte ve tutarsız olan yıkılıp gitti; zaten sahte ve tutarsız olan er geç yıkılıp gitmek zorundadır!” (İsra, 81)

Ve yine güzel bir söz:

“Günün adamı olmaya çalışma, hakikatin adamı olmaya çalış. Çünkü gün değişir, hakikat değişmez.”

Sanal hayal dünyasında yaşamak, hiç yaşamak demektir. Günün adamı değil, hakikatin adamı olmaya çalışanlara selam olsun!


İstanbul Times / Ziya Gündüz