Rasulullah şöyle buyurmuştur;

Mahşer günü

Kişinin yana yakıla şöyle diyeceği gün Allah yanında yaptığım kusurlardan dolayı yazıklar olsun bana doğrusu ben, alay edenlerdendim." 

(Zumer suresi 56. Ayet)

 Hz.peygamber efendimiz (s.a.v) şöyle buyurdu:

"Cebrail bana şöyle 

Dedi:Ey Allah'ın Elçisi! 

İnsanların kabirlerinden kalkıp, başlarındaki toprakları silktiklerini ve birinin: "Allah' tan başka bir ilah yoktur, diyerek yüzünün aydın olduğunu ve öbürünün ise, Ali'nin (a.s) velayetini terk etmiş olmasından: Allah yanında yaptığım kusurlardan dolayı yazıklar olsun (bana) doğrusu ben, alay edenlerdendim, demesini bir görseydin!"

Hz. Muhammed (s.a.a) şöyle buyurdu:

 Ey Ebu Zer! Hz.

Ali'nin velayetini ve hakkını inkâr edenler, kıyamet gününde kör, sağır ve dilsiz olarak geleceklerdir! 

O günün karanlığı içine dökülerek:  Allah'ın yanında kusurlar ettiğimden dolayı, bana yazıklar olsun, diyeceklerdir!"

Hz. Zeynelabidin  şöyle buyurdu;

"Allah'ın yanı (tarafı) Ali'dir!  

Kendisi, kıyamet gününde halkın üzerine Allah'ın delilidir!  

Kıyamet gününde, cehennem bekçilerinin anahtarlarını Ali' ye teslim etmeleri  emredilecek ve Ali istediğini oraya geçirecek ve istediğini de oradan çıkaracaktır! 

Nitekim Allah' ın Elçisi şöyle buyurmuştur: "Ey Ali!

Seni seven beni sevmiştir. Senden nefret eden de  benden nefret etmiştir. 

Ey Ali!  

Sen benim kardeşimsin ben de senin kardeşinim. 

Ey Ali!  

Kıyamet gününde hamd bayrağı senin elinde olup, ümmetimin önünde yürüyeceksin. Senin sağında ve solunda ancak izinli olanlar duracaktır!"

 Musa Kazım şöyle buyurdu;

Onda kusur edilen Allah'ın yanı (tarafı), Müminlerin Emiri Ali'dir! 

Bizler de o makama ondan sonra sahip olanlarız! 

Bu, sonuncumuz zuhur edene kadar bizde kalacaktır!"

Yani; Hz.Mehdi zuhur edene kadar bu  makam Ehl-i Beyt' te kalacaktır.

MÜMİNLERİN EMİRİ Hz  ALİ 

ŞÖYLE BUYURDU:

  "Hadi ve hidayete ermiş olan benim! Miskinlerin ve yetimlerin babası benim! 

Dulların iltica yeri benim! 

Her zayıf olanların iltica edeceği yer benim! 

Her korkuya düşenin aman yeri benim! 

Müminlerin cennetteki önderi benim! 

Sapasağlam Allah'ın ipi benim! 

Kopmak bilmeyen kulp benim! 

Takva kelimesi benim! 

Allah' ın gören gözü benim! 

Allah'ın sadık lisanı ve eli benim! 

Onun hakkında nefsin: yazıklar olsun bana, Allah' ın yanına (tarafına) nasıl kusurda bulundum, diyeceği benim! Allah' ın kulları üzerine rahmet ve mağfiret ile uzanmış Allah'ın eli benim! Ben öyle bir kapıyım ki kim beni ve hakkımı hakkıyla tanırsa şüphesiz olarak Rabbini tanımış olur. Nitekim ben, Allah'ın Elçisinin (s.a.a) yeryüzündeki vasisi ve kulları üzerine olan deliliyim. Bu özelliklerimi ancak Allah'a ve peygamberine karşı çıkanlar inkâr ederler!" 

MÜMİNLERİN EMİRİ  Hz ALİ  ŞÖYLE BUYURDU:

Allah'ın ilmi benim! 

Her şeyin üstesinde duran Allah'ın kalbi benim! 

Allah'ın konuşan dili benim!

Allah' ın gözü benim! 

Allah' ın yanı (tarafı) benim! 

Allah'ın eli benim!"

Yine MÜMİNLERİN emiri Hz Ali

  ŞÖYLE BUYURDU:

  "Allah'ın yanı olan benim. Kıyamet gününde insanların hakkında kusur ettikleri ve bundan dolayı da üzüntü ve hasret duyacakları kişi de benim!"

Yine MÜMİNLERİN EMİRİ MEVLANA ALİ (A.S) ŞÖYLE BUYURDU:

  "Hz. Muhammed (s.a.a) ve ben zürriyetimiz ile Kevser havuzunun başucunda olacağız. Kim bizimle beraber olmak istiyorsa, bizim buyurduklarımıza tutunsun ve bizim amelimiz ile hareket etsin. Bizim Ehl-i Beyt' ın öyle şefaati vardır ki hepiniz Kevser havuzunun başucunda bizimle beraber olmaya gayret ediniz. Bizler, Kevser havuzundan düşmanlarımızı kovacak ve dostlarımıza ondan içireceğiz. Kim o havuzdan bir kere içerse, bir daha asla su içmeye ihtiyaç duymayacaktır. Havuzumun içinde cennetin iki suyu vardır; biri cennetin yüce kaynağından  ve öbürü de tatlı akan sudandır. Havuzun etrafındaki çakıllarda yakuttandır. 

Biz Ehl-i Beyt 'ın zikri, hastalıga, vesveseye (kuruntuya kapılmaya), rahatsızlıga, illete ve korkuya karşı şifadır! Bizi sevmek, Rabbinizin rızasını kazanmanız demektir. Bizim emrimizi dinleyen ve yolumuzdan gelen, bizimle beraber Arş'ın gölgeliğinde beraber olacaktır! 

Bizim emrimizi yürütebilmek için kanını akıtanlar, Allah'ın yolunda kanını akıtanlar gibidir! 

Kim, bize yardımcı olmaktan çekinirse, kıyamet gününde, Allah tarafından burun üstü cehenneme sürüklenecektir!

Bizler o kapıyız ki kıyamet gününde herkes hangi yoldan gideceğini şaşırdığinda ona varılacak olan yeriz!

Bizler, selamet ve kurtuluş kapısıyız ki o İslam' ın kapısıdır! Kim ondan içeri geçerse kurtulur ve kim ondan vazgeçerse helâk olur! 

Şanı yüce Allah, bizimle başlattı ve bizimle de bitirecektir!

  Allah, istedigi günahları ve amelleri bizimle bağışlar ve bizimle de sabit kılar! Yağmurlar ancak bizimle yeryüzüne iner ki bu sizleri gurura almasın!

  Sizler (Ey taraftarlarımız), kıyamet koptuğunda düşmanlarınıza karşı sabrettiğinizden dolayı, hak edeceğiniz makamı bilseydiniz, gözlerini sevinçten yaşarırdı. Beni kaybettikten sonra öyle dayanılmaz haksızlıklar, zulümler ve Allah'ın emretiğine karşı asilikler göreceksiniz ki her an ölmeyi tercih edeceksiniz! 

O zamanı yaşadığınızda sakın parçalayanmayınız ve sımsıkı Allah'ın ipine sarılınız! Sizlere, sabır, ibadete sarılmanızı, zayıf kardeşlerinize yardım yapmanızı vasiyet ediyorum!

   İyi biliniz ki şanı yüce Allah, zayıf ve korkak olan kullarını sevmez, böylece halkın tarafını ve hak ehlinin velayeti olan velayetimizi terk etmeyiniz! 

Nitekim her kim bizleri başkalarına değişirse helak olur ve her kim bizi takip ederse şüphesiz olarak varacağımız yere varır. Bizim emrimizi takip edenler süphesjz olarak hakka varır ve bizim yolumuzun dışındakilerini takip edenler karanlığa batıp yok olacaklardır. Bizi sevenlere, fevç, fevç (dalga dalga) Allah'ın rahmeti ve esenliği vardır ve bizden nefret  edenlere de fevç, fevç Allah' ın gazabı ve azabı vardır.

Bizim yolumuz haktır ve bizim emrimizde de erginlik ve doğruluk vardır. Cennet ehli taraftarlarımızın varacakları makamlara, gökte parlayan yıldıza bakıldığı gibi bakacaklardır. Bizlere uyanlar asla dalalete varmazlar ve bizi terk edenlerde asla hidayete varmazlar. Bize karşı çıkanlara yardımcı olanlar ve bize teslimiyet gösterenlerede yardımcı olmayanlar asla kurtulamayacaklardır. Bizleri, sakın kalıcı olmayan, geçici dünya hayatı ve mülkü için terk etmeyiniz. 

Nitekim bizleri bunlar için terkedenler, bunada sahip olamayacaklardır. Bizleri dünyaya karşı terk ettiklerinden dolayıda, dünyadan ayrılmaları onlara o kadar zor ve ağır gelecektir. 

Şanı Yüce Allah şöyle buyurdu: 

"Kişi (o günde) , Allah'ın yanına (tarafına) yapmış olduğum kusurdan dolayı yazıklar olsun bana, gerçekten ben alaya alanlardandım diyecek."

    İman edenlerin meşalesi, bizim hakkımızi bilmesidir! Körlügün ve karanlığın en şiddetlisi odur ki kişinin bizim  faziletimizi görmemesi ve hakkımıza karşı nedensiz mücadele etmesidir. Bizim yaptığımız sadece kişiyi hakka davet etmektir. Başkaları ise kişiyi ancak fitneye davet etmektedirler. 

İşte bu durum, davetimizi terkedenler için, fitneye girmeleri demektir!

   Bizim hak bayrağımız vardır ki onun gölgesine gelen kurtulur. Oraya tez gelmek isteyenler de ilimleri ile kurtulmuşlardır.

  Sizler Ey taraftarlarımız! 

Dünyayı bayındır edenlersiniz. Allah, sizlerin yapacağınızı görebilmesi için, sizi dünyada halef olarak bırakmıştır. Allah' ın sizden görmek istediği için ancak yarışın. Sizlere en büyük delil yüklenmiştir, onu takip ediniz: 

 " Ve yarışarak koşun Rabbinizin yargılamasına ve cennetin genişliğini, gögün ve yeryüzünün genişliği gibi hazırlamıştir. Allah' ia ve  peygamberlerine inananlara bu, Allah'ın bir lütfudur, ihsanıdır, dilediğine verir onu ve Allah pek büyük bir lütuf ve ihsan sahibidir" 

(Hadid suresi, 21.ayet )

  İyi biliniz ki sizler bu makama ancak takva ile sahip olabilirsiniz! 

Eğer, Allah'ın emirlerini onlardan almanızı emrettiği kişilerden (Ehl-i Beyt' ten) değil de başkalarından alırsanız, O, sizinle her zaman beraber olacak bir şeytanı üzerinize musallat  eder. Nasıl görmezsiniz ki dininiz düşkün kılınır da sizler ise dünyanın gafleti içindesiniz! 

Zikri Yüce ALLAH şöyle buyurdu: 

"Ve zulmedenlere Meyleymeyin sonra ateşle azaba uğrarsınız ve allahtan başka bir dostunuz yoktur, sonra yardımda göremezsiniz"

(Hud suresi, 113 ayet )