“YALAN AT, İZİ KALSIN” emperyalizmin en çok kullandığı yöntem olarak karşımıza çıkıyor. Bu sözün karşılığı dünyadaki toplumları ve milletleri BÖL – PARÇALA – YOK ET sistemini çok güzel uyguluyorlar. Bunu şimdi bir kişi üzerinde de uyguluyorlar. Bu kişi;
MUSTAFA + KEMAL + ATATÜRK`ten başkası olamaz tabiî ki… Mustafa Kemal ATATÜRK tek bir insan iken; sanki Mustafa başka birisi, Kemalizm başka birisi ve en son ATATÜRK başka bir kişiymiş gibi
BÖL – PARÇALA – YÖNET hatta birbirine düşür. Herkes bir isim tutsun ve kendine mal etsin. Kimi solcu desin, kimi yok canım sağcı, kimi faşist, kimisi ise o bir diktatördü deme gücünü kendinde bulabilsin. Aslında o da her insan gibi bir insanoğlu idi. Yaşadığı süre zarfında MUSTAFA KEMAL ATATÜRK tek parça olarak isminin hakkını verdi.
“Tarihe adını altın harflerle yazdırdı.”

Mustafa Kemal ATATÜRK; TÜRK HALKININ doğal karakterinden ve kültüründen, Türk vatanının sahip olduğu öz kaynaklardan, Türk tarihinden, Türk insanının isteklerine çare bulma ihtiyacından ve Türk Milletini, bütün unsurları ile çağdaş ülkelerden daha ileri bir dereceye çıkarma anlayışı ile gayretlerinin bir sonucu olarak doğmuştur. Mustafa Kemal ATATÜRK, Cumhuriyet anlayışını devletin merkezine koymuş ve ismini “TÜRKİYE CUMHURİYETİ” olarak ilan etmiştir. Türkiye Cumhuriyeti`nin temelini önce HALK FIKRASI ismi ile daha sonra ise Cumhuriyet Halk Partisi adı altında ATATÜRK İLKELERİ yani altı ok ile taçlandırmıştır.
Ø  Cumhuriyetçilik
Ø  Milliyetçilik
Ø  Halkçılık
Ø  Devletçilik
Ø  Laiklik
Ø  İnkılapçılıkla vücuda getirmiştir. Bunun sonucunda ATATÜRKÇÜLÜK; Türkiye`de yaşayan tüm etnik kökenler arasında hiçbir ayrım yapmadan, tamamını içine alan bir “TÜRK ULUSU” kimliği olarak görür. Tamamıyla ırk, din, mezhep, etnik köken ayrımı gözetmez.. Aksine aynı vatan, aynı bayrak altında yaşayan tüm azınlıklara hak ve hukuku eşit şekilde sunar, devletin varlığını ve birliğini ise bu kimliğin geliştirmesinde bulur. Dolayısıyla bu kimlik altında toplanan halklar, milletler topluluğunu oluşturmuş olurlar.
ATATÜRK, milleti şöyle tanımlamaktadır;
“Bir insan topluluğunun millet sayabilmesi için zengin bir hatıra mirasına, birlikte yaşamak hususunda ortak istekte samimi olmaya, sahip olunan mirasın korunmasını birlikte sürdürebilmek konusunda iradelerin ortak bulunmasına, gelecekte gerçekleştirilecek programın aynı olmasına, birlikte sevinmiş, birlikte aynı ümitleri beslemiş olmaya ihtiyaç vardır. İşte bu ana şartları taşıyan bir insan topluluğu, MİLLET sayılır.”

ATATÜRKÇÜLÜK demek;“Emperyalizme karşı MİLLİYETÇİLİĞİ, kapitalizme karşı HALKÇILIĞI, liberalime karşı DEVLETÇİLİĞİ, gericiliğe karşı LAİKLİĞİ, aşırı muhafazakârlığa karşı İNKILÂPÇILIĞI, oligarşiye karşı ise CUMHURİYETÇİLİĞİ savunan bir ideolojidir. Bunun bütününe MUSTAFA KEMAL ATATÜRK imzası vardır.

ATATÜRKÇÜLÜK; sağ veya sola rakip “üçüncü bir yol” olarak tanımlanmaktadır. Fakat ATATÜRKÇÜLÜK, 1920`lerin kendine özgü yapılı Türkiye`sinin ihtiyaçlarından doğmuş, temelinde sınıf çatışmasından ziyade “TAM BAĞIMSIZLIK”, “ULUSAL BİRLİK” ve “ANTİ – EMPERYALİST” bir kavramdır. Bir diğer grup da ATATÜRKÇÜLÜĞÜ sol kanat ideolojisi olarak görmekte, üçüncü yol sayanları ise ATATÜRKÇÜLÜĞÜ siyaset dışına atmaya çalışmakla ve sadece bir düşünce sistemi olarak sınırlandırmakla eleştirmektedir. Genel olarak bu kesimin düşüncesine göre milliyetçilik sola engel değildir ve bu gruplarda, CEMAL ABDÜL NASIR, CEVAHİRLAL NEHRU, SULTAN GALİYEV, PARTICE LUMUMBA gibi ulusal kurtuluş savaşı vermiş isimlerin, kendilerini solcu olarak tanımlamalarından yola çıkarak esas milliyetçiliğin solda olduğu fikri egemendir. Anlaşılan o ki, ATATÜRKÇÜ DÜŞÜNCE SİSTEMİ farklı kesimler tarafından yine farklı şekillerde tanımlanmayı sürdürecektir. Ancak ATATÜRK DEVRİMLERİ süresince izlenen yöntemler ve gerçekleştirilen eylemler, Türkiye Cumhuriyeti`nin kurallarını belirlediği unutulmamalıdır. Artı bağımsızlık savaşının bir ulus – devlet halini almasına doğru yönelmesini zaten ATATÜRKÇÜ DÜŞÜNCE SİSTEMİ belirlemiştir.  Devrim süresince ve devrimin önderi tarafından ortaya konulan bu kurallar, ATATÜRKÇÜ ideolojinin değişmez ilkeleri olmuşlardır. Bu ilkelere bir bütün olarak “ATATÜRKÇÜLÜK” ya da
“KEMALİZM” adı verilmiştir. Bunları birbirinden ayırmak gaflettir, dalalettir ve hatta ihanettir.

Mustafa kemal ATATÜRK Düşünce sisteminin sağ, sol, liberal, demokrat çevrelerde farklı tanımları da yapılarak bugün hala tartışıladursun, öz ve biçim olarak değerlendirmek, doğru anlamak için kaçınılmaz bir zorunluluk olsa da özünü yok etmeye kalkmak ve işleyişini ortadan kaldırarak başarısız bir sistemmiş gibi ortaya çıkmak ihanetle eş anlamlıdır.  Bu yapılanlar kalleşliğin daniskasıdır.
Kemalizm, öyle birden bire ortaya atılmış ve hatta ATATÜRK öldükten sonra ortaya çıkmış bir kavram değildir. Bu kavram kurtuluş mücadelesi sırasında tarihi bir süreç ile kendi içersinde yoğrularak, harmanlanarak ve gerçeklerden oluşarak meydana gelmiştir. Prof. Dr. CENK YALTIRAK; “Aydınlanma 1923 Devrimi: KEMALİZM” adlı kitabının 7. Sayfasında Kemalizm`i; “Kemalist, ilk defa ANADOLU`da örgütlenmeye başlayan MÜDAFAA-İ HUKUK örgütlerinin, vatanın bağımsızlığı için savaşan örgütlü bireylerine verilen bir isimlendirmedir” şeklinde tanımlamaktadır. Bunun peşinden OSMANLI Hükümetinin, İtilaf Devletleri ile olan yazışmalarına da bakılabilir. Örneğin; Damat Ferit Paşa`nın, İstanbul`da İngiliz Yüksek Komiseri J. De Robeck`e; “Kemalistlerin Yunan ilerlemesine dayanmasına imkan yoktur.” Şeklinde bir ifade kullanmıştır. Ayrıca 1919`da ortaya konan bağımsızlık hareketini iç ve dış basın, bu “KEMALİST” kelimeyle özdeşleşmiştir.  Sanki ATATÜRK öldükten sonra bu kavramın ortaya çıktığını dillendirirken kimileri de CHP`nin tek parti döneminde ortaya attığı bir kavram olduğu arasında kısır bir tartışmaya girmişlerdir. Bunu böyle sürünceme de bırakmak bile ihanetle eşdeğerdir.
Başta Mustafa Kemal olmak üzere onun silah arkadaşlarına dış güçlerin; “KEMALİST” demesi oldukça anlamlıdır. Çünkü Mustafa Kemal, kendisini “Kemalist” diye nitelendiren işgalci güçlere karşı tam bir bağımsızlık savaşı vermiştir. Daha sonra devrimleri ile hayat bulmuştur. Kemalizm, ATATÜRK`ün icat ettiği bir kavram değildir. Fakat en başta kendisine ve silah arkadaşlarına yakıştırılan bu kavrama ilişkin bazı açıklamalarda bulunmuş, bu açıklamalar ise 01 Kasım 1937`de, “Türk Meclisi Tutanak Dergisi”nde yer almıştır. Atatürk`ün, Kemalizm kavramını kullanmadan, bu ideolojiyi tanımlayan konuşmasına Prof. Dr. Cenk YALTIRAK, kitabının 8. Sayfasında yer vermiştir.
Atatürk`ün o konuşması aynen şöyledir;

“Büyük davamız, en uygar ve refaha kavuşmuş ülke olarak varlığımızı yükseltmektir. Bu yalnız kurumlarıyla değil, düşüncelerinde köklü bir inkılâp yapmış olan büyük TÜRK Milletinin dinamik ülküsüdür. Bu ülküyü en kısa zamanda başarmak için düşünce ve eylemi birlikte yürütmek zorundayız. Bu girişimden başarı ancak hukuki bir planla ve en verimli bir biçimde çalışmakla gerçekleştirilebilir. Bu nedenle, okuyup yazma bilmeyen tek vatandaş bırakmamak, ülkenin büyük kalkınma savaşının ve yeni yapısının istediği teknik elemanları yetiştirmek, ülke davalarının ideolojisini anlayacak, anlatacak nesilden nesile yaşatacak kişi ve kurumları yaratmak işte bu önemli ilkeleri en kısa sürede sağlamak, Kültür Bakanlığının üzerine aldığı büyük ve ağır görevler arasındadır. Belirttiğim bu ilkeleri, TÜRK GENÇLİĞİNİN beyninde ve ulusun bilincinde her zaman canlı tutmak, üniversitelerimize ve yüksek okullarımıza düşen başlıca görevdir.”
Atatürkçülük, ister Kemalizm olarak yorumlansın önemli olan temel düşünce; onun daima bilim ile aklı rehber edindiğini ve Türk Milletinin ise bu yolu takip etmesi gerektiğini unutmamak ve unutturmamak adına hareket eden nesiller yetiştirmektir. Bugün baktığımızda ise ATATÜRK`ün bütün değerlerinin içi boşaltılarak sindire sindire yok ediyorlar.  Daha sonra hiçbir şey olmamış gibi sanki bugün yaşananların sebebi ATATÜRK`müş gibi başarısızlığı ona mal etmeye çalışıyorlar. Onun kurumlarını itibarsızlaştırarak oldu-bitti anlayışı ile kaldırmak yerine ise savaşta yenmiş olduğu EMPERYALİST SİSTEMLERİ getirmeyi kendilerinde görebiliyorlar.
Ben MURAT AKBAŞ ve bizler ATATÜRK GENÇLİĞİ: "Mustafa Kemal ATATÜRK Düşünce Sistemi, insan olma sevdasıdır." DİYENLERDENİZ...
Mustafa Kemal Atatürk Düşünce Sistemi I yazısını devamını yakında zamanda paylaşacağım.
Gerisini herkesin kendi hür iradesine, vicdanına ve araştırmasına bırakıyorum.
Sevgi ve saygılarımla… ONUR VE ŞEREF DUYACAĞIMIZ İŞLER YAPMAK DİLEĞİYLE… atamirası ulus… muratakbaş…