Emevi Halifesi Yezid’in Kerbela’da Peygamber (s.a.a)’in ailesini katletmesi özellikle Medine şehrinde büyük bir vicdani rahatsızlık doğurmuştu. Ayrıca Yezid’in fısk, fücur ve zulüm içinde yaşadığına dair gelen haberler Medine halkını iyice rahatsız ediyordu.
Medine valisi olan Yezid’in amcazadesi Mervan b. Hakem, Medinelilerin Yezid’e olan muhalefetini kırmak için şehir eşrafından oluşturduğu bir heyeti Şam’a Yezid’e gönderdi. Yezid’e de haber salıp heyete iyi davranmasını salık verdi.
Şam’dan dönen heyetin her üyesi Medine meydanında “Allah’a yemin ederek” Yezid’in fısk, fücur ve zulüm içinde yaşadığını söylediler.
Bunun üzerine Medine halkı Yezid’e biatlarını geri çektiler. Medineliler kendilerine Uhud Savaşı Şehidi büyük sahabi Hanzala b. Gasil’in oğlu Abdullah b. Hanzalayı lider olarak seçtiler.
Haberi alan Yezid kendini düzeltmek yerine tarihin en zalim komutan ve yöneticilerinden biri olan Müslim b. Ukbe komutasında bir ordu hazırladı. Ordu tamamen süvarilerden oluşuyordu.
Yirmi yaşından küçükler ve elli yaşından büyükler orduya alınmadı.
30 bin kişilik Yezid ordusunun en özel birliği ise 500 Hristiyan şövalyeden oluşuyordu. Bu Hristiyan şövalyeler bayrak olarak Hristiyan Azizlerin resimlerini taşıyorlardı.
Bu arada Medinelilerde her ihtimale karşı şehri savunmak için 10 bin kişilik bir birlik hazırladılar.
Müslim b. Ukbe gelip Medine şehrini kuşattı. Yapılan görüşmelerde Medineliler savaşmak istemediklerini yalnızca Yezid’in adalete dönmesini istediklerini belirttiler.
Müslim b. Ukbe ise “Yezid’in kulu ve kölesi olarak biat etmedikçe” sizi bırakmayacağım dedi.
Nihayetinde Müslim b. Ukbe’nin saldırısı savaş başladı. Düzenli Yezid ordusu karşısında tutunamayan derme çatma Medine ordusu kılıçtan geçirildi. Büyük bir katliam yapıldı.
Savaşın devam ettiği günlerde Yezid’ten gelen emirle şehir Yezid ordusuna 3 gün “can, mal ve namus” olarak MUBAH KILINDI! Şehirde tam bir katliam yapıldı ve binlerce sahabe kız ve torunu tecavüze uğradı. Bu olaydan sonra 3 bin civarında gayrimeşru çocuk dünyaya geldi ki, tarihte bu çocuklar “Evlad-ı Harre” olarak isimlendirildiler.
Savaş ve ardından yaşanan şehir katliamında 300’ü hayattaki son sahabeler, 700’ü hafız olan yaklaşık 10 bin kişi öldürüldü.
Yezid ordusu atlarını Mescid-i Nebevi’ye bağladılar. Yapılışından bugüne Mescid-i Nebevi’de ezan okunmayıp namaz kılınmayan tarihteki 3 günden biri “Harre Günü”dür.
Daha sonra hayatta kalan Medine halkını Kuba’da toplayan Müslim b. Ukbe halktan ““Yezid’in kulu ve kölesi olarak” biat aldı. Bunun manası “benim canım, malım ve namusum Yezid’e helaldir!” demekti.
Sadece İslam değil tüm tarihin en kara sayfalarından biri olan Harre Vakası, daha sonra iktidar tarafından karartılmak ve unutturulmak için bin bir hile, desise, baskı ve sansür sahneye sürülmüştür.
Günümüzde de özenle saklanan “tarihin bu kara sayfası”nı bilmek ve öğrenmek, dolayısıyla kimin peşine kimin yoluna gideceğini akıl ile seçmek her Müslüman’ın birinci derecede görevidir.
İstanbul Times  / Dr.Seyyid Hüseyin Zerraki Düseyder Genel Başkanı