Dostlar günlerde ABD’nin ülkemize karşı ekonomimizi zayıflatmak için giriştiğini kepazeliği hepimiz görüyoruz.

Üstelik papaz bahanesini de yememizi istiyorlar. Asıl sorun papaz Andrew Bronson değil.

Asıl sorun daha büyük ve derin.

Malum Cumhurbaşkanı Erdoğan ABD ve İsrail’in menfaatlerini korumak için kurulan Birleşmiş Milletler(BM)’in beş daimi üyesi içinde tek İslam Devletinin olmayışı başta olmak üzere dünyanın kaderini sadece 5 ülkenin belirleyemeyeceğini ifade etmek maksadı ile DÜNYA beşten büyüktür dedi.

Zalim ABD ve Şımarık İsrail’in sen misin dünya beşten büyüktür diyen ve Yahudilerin Filistin’liler’e yaptığı zulmü medya önünde bir sen kınıyorsun.

Biz de sana darbe ile bir şey yapamadık ama EKONOMİK olarak seni cezalandırmak için ambargo başlatıyoruz dediler.

Bu Ambargo Müşriklerin ilk Müslümanlara karşı yaptığı ve evlerine çarpı koyarak kimse bu evlerde yaşayanlarla iş yapmayacak kız alıp vermeyecek demelerinin modern halini bugün bize yaşatmak istiyorlar.

Onurlu olan, Milli olan Zulme ve adaletsizliğe baş eğmeyenler bu konuda dim dik Erdoğan ve Hükümetin arkasında durmalıdırlar.

Biz Erdoğan’ı seçimlerde yenemiyoruz ABD ve İSRAİL’in böyle bir darbe vurmaya çalıştıkları bir anda biz de Erdoğan ve Hükümete bir darbe vuralım onlar gitsin biz gelelim demenin hiç mi hiç bir anlamı yok.

Zaten siz öyle bir ortam da gelseniz bile ABD ve İsrail sizi Suriye’den beter etmeden rahat mı bırakacak sanıyorsunuz ?

EVANJELİSTLERİN değişmeyen dümenleri Siyonistlerin Arz-ı Mev’ud’a ulaşması için önlerinde engel olan ülkeleri kaos ve kargaşaya gark edelim onların bizi engellemeye mecalleri kalmasın olduğunu az çok kitap karıştıranlar bilir.

Bu konu da % 100 amasız Erdoğan ve Hükümetin yanındayım

Bazı okurlarım imar alanında ve Suriye Politikasında hükümeti eleştiriyorsun diyebilirler. Ki zaten öyle de yapıyorum. Zaten Hükümetin yaptığı her şey doğru muhalefetin yaptığı her şey yanlıştır düşüncesi hiçbir zaman ben de karşılık bulmadı.

Bulmaması da gerekir. ABD ve İsrail terör devletinin ülkemize dolayısıyla devletimizin başındaki başkanı Erdoğan‘ın şahsı ile sorunları yok. Onların sorunu Erdoğan’ın dik durması iledir. Erdoğan’ın yerine kim dünya beşten büyüktür ve İsrail’e siz Filistinlilere devlet terörü uyguluyorsunuz deseydi ona karşı da aynı haksız ambargoyu başlatacaklardı.

Görüşümüz, düşüncemiz eleştirilerimiz ne olursa olsun bu konuda dik durduğu için aynı siyasi görüşü benimsemeyenlerin bile bu konuda Erdoğan’a destek vermesi tuhaf ve anlaşılmaz değil.

Zaten ana muhalefet partisi lideri Kılıçdaroğlu Erdoğan ve hükümete destek verdi. Bazı gayri milli kişiler hani sen adalet yok diye Ankara’dan İstanbul’a yürüdün. Şu an Rahip için adalet karar verecek diyerek çelişki içinde değilnisin diyerek Sayın Kılıçdaroğlu’nun haklı olan Hükümetin yanında durmasını eleştirdiler..

Adaletimizde eksik ve aksaklılar olabilir. ABD ‘nin FETÖ’yü vermemesi ve Halk bank genel müdür yardımcısına karşı yaptığı uygulama çok mu adil ?

İnanın bana ABD adaletinin bir TOSBAĞA’ya verdiği değeri bir Müslüman’a vermediğini çok iyi biliyorum. ABD de bir tosbağaya zarar versen anandan emdiğin süt burnundan gelir ama Müslüman halka zarar versen sana plaket bile verebilirler utanmazlarsa.

Kaddafi ve Saddam’a yazık oldu

ABD Arap Baharı ile Orta Doğuya özgürlük getireceğiz dedi. Irak lideri Saddam Hüseyin’i ve Libya lideri Albay Muammer Kaddafiyi öldürdüler.

Irak’a ve Libya’ya barış mı geldi hayır, demokrasi mi geldi hayır. Aksine Libya 3’ e bölündü kan ,gözyaşı ve kargaşa eksik olmuyor. ABD girdiği nereye huzur vermiştir ki Arap ülkelerinde versin ?

ABD, İsrail ve Avrupa’nın bütün amacı Müslümanlar ölsün ve azalsın ki Arz’ı Mev’ud a karşı gelecek ilkeli Müslümanlar olmasın.

Ak Parti hatalarını giderip Tövbe istiğfar ederek yola devam etmelidir…

Ak Parti bugün Türkiye için değil ezilen milletler ve İslam alemi için bir umut ışığı olabilecek durumdadır. Öncelikle :

-Suriye Politikası konusunda ABD bizi yarı yolda bıraktı. Biz de dönemedik Suriye ve Türkiye halkından özür dileriz. Artık Beşar Esat ile de bu iş olmaz bütün Suriye halkını kucaklayacak bir yeni yönetime ihtiyaç vardır demelidir.

-İstanbul başta olmak üzere TOKİ ve Emlak konut ile İmar alanında ciddi bir ihanet yaptık. Henüz bina yapılmayan yerler ver ise iptal edeceğiz yapılanların üzerine de şerh koyacağız 50 sene sonra buralara eskisi gibi halkın ortak malı olacak denilmelidir.

-81 Milyonluk ülkede Maliye ve Hazine’nin başına gelecek kimse yokmuş gibi genç damada bu işlerin verilmesi halkın tepkisini çekiyor. Berat Albayrak yerel yönetim seçimlerinden sonra değişmelidir yerine Ali Babaca veya yine Mehmet Şimşek getirilmelidir.

Bu sayın Berat Albayrak’ın yetersiz olduğu için değil toplumun neden damadını en önemli iki kurumun başına getiriyor eleştirisinden kurtulmak içindir.

  1. sisteminde bozulan yapının reçete parası, muayene parası adı altında sosyal güvencesi olanlardan para alınmayacak hale getirilmelidir.

-Halkın bazı konularda baskı ve korku algısı giderilmelidir.

-FETÖ’nün dolgu malzemesi olarak kullandığı ve şu an hapiste olanlara karşı titiz bir inceleme yapılarak örgüte direk maddi ve manevi destek vermeyenler ile alakalı yumuşatıcı bazı hükümler getirilmelidir.

Özetle yapılacak anket ile halkın hükümet ile alakalı eleştirileri dikkate alınıp gereken çözümler üretilip Ak Partiye oy vermezse bile kin ve düşmanlık ile bakmayacak çözümler üretilmelidir.

Gerekirse Recep Tayyip Erdoğan tebdili kıyafet yaparak ve sesini de değiştirecek bir mekanizma ile halkın içine inmeli ve sorunu tespit etmelidir.

Şu an bir çok Ak Partili Pasif hale getirilmiş “AKP” liler iş başında. Yani zahmete yok olan ama rahmette ortaya çıkan çok kişi var şu an aktif görevlerde.

Hülasa Ak Parti acilen CHP’ ye ,HDP ‘ye,İyi Parti’ye ve hatta iş birliği halinde olsalar bile MHP’ye ,Saadet Partisine oy veren seçmen’in istek ve taleplerine de cevap verecek siyasi politikalar geliştirmek zorunda.

Ümmetin acilen buna ihtiyacı var…

Bu şansı kaybederlerse Allah bir daha en azında kısa süre içinde inançlı kesime böyle bir fırsat sunmayabilir.

Açık ve seçik ifade edeyim Ak Parti’de kurucu mahalle başkanı, İlçe yönetim kurulu üyesi, ilçe başkan yardımcısı ve İstanbul il başkanlığında belde koordinatörü olarak görev yapmış birisi olarak bir şeyler katmak istiyoruz ama bizim yardımımızı isteyen kimse yok. Biz de zorla bir şey verecek değiliz ülkemiz için ne talep edilirse edilsin seve seve yapacağız.

1999 Ağustos ayının 17 sinde yaşanan depremde hayatını kaybedenlere Allah’tan rahmet dilerim.

Hepinizin mübarek kurban bayramını en kalbi duygularımla kutlarım.

İstanbul Times / Hüseyin Çetiner / 17 Ağustos 2018