AK Parti Konya Milletvekili Gülay Samancı, Kahramanmaraş Milletvekili Sevde Beyazıt Kaçar, Denizli Milletvekili Nurcan Dalbudak ve Mardin Milletvekili Gönül Bekin Şahkulubey’in Meclis’e başörtüsüyle girmeleri “devrim, tarihi olay” şeklinde verildi.
Sanki Hristiyan bir ülkenin meclisinde yaşanıyor bu gelişme.
Çok sevinmekle birlikte bu başlıkları izlerken şahsen utandım.
Allah’ın emirlerinden birinin yerine getirebilmek için bir asra yakın zaman dilimi kadar beklemek ne kadar “acı” ise bir asra yakın süre direnen statükoyu tereyağından kıl çeker gibi kırmak da o kadar “tatlı” geldi açıkçası.
Sosyal paylaşım sitelerinde Başbakan Erdoğan için “Şimdi tarih yazıyorsun, ileride tarih seni yazacak” şeklinde yakıştırmalar yer alıyor. Birisine yorum yaparken şöyle dedim: “İleride değil, şimdiden yazılmaya başlandı bile. Bırakın Müslüman ülkeleri, Hristiyan ülkelerde Başbakan Erdoğan gıpta ile izleniyor…”
Daha geçen hafta Yunanistan’daydık. Rumların “Başbakanınız gibi bir başbakanımız olsa” şeklindeki talepleri, yukarıda yaptığım yorumun karşılığı değil mi?
Yıllar önce (1997) İsrail’e gitmiştim. Kudüs’te Mescid-i Aksa’yı ziyaret ederken konuştuğum Filistinlilerin Türkiye’ye bakış açısı maalesef çok kötüydü. Birçok Arap ülkesinde durum aşağı yukarı aynıydı. Ancak bugün bu ülkelerde insanlar çocuklarına Türkiye Cumhuriyeti Başbakanı’nın adını veriyorlar. Hatta bir Arap ülkesinde üç çocuğu olan bir baba çocuklarına “Recep”, “Tayyip”, “Erdoğan” isimlerini vermiş…
Neyse biz gelelim yine başörtülü milletvekillerinin TBMM’ye girmelerine.
TBMM’nin açılımının “Türkiye Büyük Millet Meclisi”olduğunu hatırlatalım. Bu nasıl milletin meclisi ki, millet buraya bugüne kadar en tabii hakkı olan başörtüsüyle giremiyordu. Merve Kavakçı denedi başına gelmeyen kalmadı. O günleri hatırlamak midemizi bulandırıyor ama “bu günlerin kıymetini bilme” adına tekrar hatırlatalım: Sayın Kavakçı, başörtüsüyle girdiği TBMM’den, dönemin Başbakanı Bülent Ecevit’in “Bu kadına haddini bildirin” komutuyla yemin etmeden ayrılmak durumunda bırakılmıştı.
CHP’NİN SORUN ÇIKARACAK HALİ KALMADI
AK Parti’nin bizlere Yüce Allah’ın bir lütfu olduğunu bu vesile ile bir kez daha görmüş olduk. Öyle ki, başörtüsüne karşı ölesine muhalefet yapan CHP, bu kez kerhen de olsa “evet” demek durumunda kaldı. Çünkü başka çaresi yoktu. “Hayır” dese bile “AK Parti, MHP ve BDP’nin” sel gibi oluşturduğu akıntıya karşı duracak artık mecali kalmamıştı.
HAZMETMELERİ ZAMAN ALACAK
CHP yönetimi başörtüsüne sessiz kaldı ama bazı milletvekillerinin bu normalleşmeyi kolay kolay hazmedemeyecekleri görünüyor. Hatta bazıları sanki müftü kızıymış gibi fetva vermeye başladı; “Dinimizde başörtüsü diye bir şey yok” diye.
Bir başkası, kadın milletvekillerinin başörtüleriyle TBMM’ye gelmelerinin kadına şiddeti arttıracağı uydurmasında bulunuyor. 
Empati yaptığımızda bu cenahın huzursuzluğuna hak vermemek elde değil. Aldığı oylar yüzde 25’i geçmemesine rağmen hep “halkın efendisi” rolünü oynayanların, yavaş yavaş alaşağı edilme girişimlerini hazmetmeleri gerçekten kolay olmayacak. 
Daha birkaç yıl öncesine kadar hayal edilmesi bile düşünülemeyen bu özgürlükleri bize yaşatanYüce Rabbimize şükürler olsun…