Son yıllarda sosyal medyanın yaygınlaşması ve benimde buna mecraya dâhil olmam bana değişik bir tecrübe oldu. Bu yeni nesil medyanın vesilesiyle hiç yüzünü görmediğim acılar ile tanıştım. Kimler tarafından satın alındığından habersiz olduğum okuyucularım ile bir araya gelme fırsatı buldum. Gerçi daha tanışmadığım on binler var biliyorum.

Hali hazırda sosyal medyada beni takip eden (Facebook/twitter/instegram) dâhil 11.000 kardeşim var. Önemlisi, bu 11.000 kardeşim karma, çünkü onlar sayesinde herkesimden insan ile tanışma/buluşma fırsatı buldum. Bazen duyduklarım o kadar ağır geliyor ki, tanışmaz olaydım diyecek noktaya geliyorum.

Dertleri o kadar ağır ki, beni de ezip geçiyor. Onlar için yetkili mercilere her gün haykırıyorum. Fakat gıdım gıdım ilerliyoruz. Çünkü birlik ve beraberlikleri yok, dağınık haldeler. Bu dağınıklığın en büyük nedeni ise ideolojik handikap ve bir türlü bu handikabı aşamıyorlar. Bunun için çağrı yapmaya devam edeceğim.


İDEOLOJİ KARIN DOYURUR MU?


İdeoloji karın doyurur elbette, fakat oburların karnını doyurur. Çünkü sizleri ideolojilere hapsedenler, sizlerin sırtından lüks içinde yaşıyorlar ama sizler hep sürünürsünüz. Mesela sendika başkanları, dernek başkanları, oda başkanları, milletvekilleri, siyasi liderler, lüksün zirvesinde debelenirken, sizler açlığın ve sefalettin dibinde debeleniyorsunuz.

Sana soruyorum sevgili Ziraat Mühendisi kardeşim, işsiz olanına değil, hali hazır da çalışan mühendis kardeşim sana soruyorum, söyle sen kaç kuruş maaş alıyorsun? Ya da eğitimci kardeşim sen, doktor sen, polis sen, asker sen? Uzayıp gider bu liste... İşsizler zaten sürünüyor, hem de diplomalı işsizler.


Bu işsiz kardeşlerim, başta Gıda Mühendisi, Tarım Mühendisi, Ziraat, Su Ürünleri Mühendisi, Adalet Mezunları, Çocuk Gelişimi Mezunları, Sosyal Hizmetler Ön Lisans mezunları, MYO mezunları, Sağlık İşletmeciliği mezunları, 3173 Muhasebe Ön lisans mezunları, Kimya mezunları, Genetik Mühendisleri, İdari ve İktisadi Bilimleri mezunları vs vs diplomalı işsiz listesi uzayıp gider.

Bu mağdurların sayıları milyonları aşıyor. Ayrıca Sosyal Yardımlaşma ve Dayanışma Vakfında sözleşmeli çalışanlar ve diğer birimlerde kadro bekleyen yüz binlerce sözleşmeliler. En üst düzey kadrolu memur üç bin lira maaş alırken, milletvekili 17.000, sendika başkanı 8.000, dernek başkanı 5.000 TL maaş alıyor.

Ayrıca konut, özel araç, özel koruma, danışman vb hizmetlerden ekstra yararlanıyor. Peki, 3.000 TL maaş alan ey gariban memur kardeşim, bu maaş sana yetiyor mu? Yetmez eminim, yetmez! Yetseydi bir öğretmen ek iş olarak matbaacılık yapar mıydı? Yetseydi polis akşam seyyar satıcılık yapar mıydı? Asker arabasında kundura satar mıydı? Satmazdı, yetmediği için satıyor.


Seçim dönemlerinde aday olanlar, sizlerin hakkını savunacağına dair nutuklar atarlar. Bu nutukları atanlar, sözler veren dernek başkan adayı, siyasi aday, sendika başkan adayı ve milletvekili adayları seçildikten sonra hanginizin telefonuna adam gibi çıkıyor, çıkıyorsa hanginizin derdi ile gerçek manada hemhal oluyor.

Aradığınız bazı milletvekili derdinizi anlatmaya başladığınız an, toplantıda olduğunu bahane ederek telefonu adeta suratınıza kapatır gibi yapmıyor mu? Çünkü oyunuzu almak için saatlerce dil döken, süt dökmüş gibi davranan o adamlar gitmiş, yerine aslan kesilmiş adamlar gelmiştir.

Size ihtiyacı kalmamıştır, bir daha ki seçimde aynı nutukları ile sizi kandıracağından emindir. Çünkü saplandığınız ideoloji sizi o siyasiye köle haline getirmiştir. O siyasi bunun bilincindedir. Ne de olsa ideolojiniz yüzünden, sizin ona oy vermeye mecbur olduğunu düşünüyor.

Gelin Allah aşkına, Peygamber aşkına bu düşünceyi yerle yeksan edelim. Yalan, dolan sözlere değil, ideolojilere göre değil, icraatlara göre gardımızı alalım.  Allah aşkına artık bunları ne zaman göreceksiniz, ne zaman asil olduğunuzu hatırlayacaksınız? Lütfen artık ideolojileri bir kenara bırakın ve birlik olup kenetlenin, derdinizi, sorunlarınızı haykırın. Dernek vs kurmaya da gerek yok, platform oluşturun.

Mesela biz “Mağdur Gençlik Platformu” adı altında bir platform oluşturduk,  gelin onun çatısı altında birleşin. @MagdurGenclik twitter hesabını takibe alın. Gelin bu platformda özgürce sorunlarınız haykırın.


Biliyorsunuz ki; sosyal medya da patron yok, size müdahale edecek genel yayın yönetmeni yok. Dertlerinizi özgürce haykırın. Baskı grubu olduğunuzu hissettirin. Sizin dağınık oluşunuz baskı grubu olmanızı anlamsız kılıyor.

Gelin birleşelim, bir gün memur maaşlarının yetersizliğini haykıralım, bir gün işsiz kardeşlerimizin sorununu haykıralım. Bir gün emekli kardeşimizin sorunlarını haykıralım. Bir gün meydana gelen bir haksızlığı duyuralım. Mesela en son 2014 KPSS hatalı iddiası gündemde ve halen ÖSYM inandırıcı, tatmin edici bir açıklama yapmış değil.

Çünkü halkı adam yerine koyan yok. Bunu tek başıma yapmam anlamsız kalıyor, yetersiz kalıyor. Ben yazıyorum, çiziyorum haykırıyorum ama yeterli değil, eğer siz bana el verirseniz, bende hakkınızı daha gür bir seda ile ararım. Ama siz beni yalnız bırakırsanız yılacağımı düşünmeyin.

Tek başıma kalsam da yılmam! Gerekirse tek başıma yine tüm haksızlığa baş kaldırırım. Velev ki; bu baş o yolda gide, bilin ki sonu ölüm olsa da susmam! Gelin bu sesimi güçlendirin. Gelin @Hekimoglusulymn hesabını takip edin, beraber istişare edelim, örgütlenelim ve amacımıza doğru emin adımlar ile ilerleyelim. Bizim tek amacımız, haklının yanında, haksıza karşı dik durmak olduğunu unutmayalım...


İDEOLOJİK HANDİKAPI AŞABİLECEK MİYİZ ?

Evet aşacağız, çünkü bedelli askerlik bekleyenler de bu handikabı parçaladık. Bedelli bekleyen gençler ideolojileri bir kenara bırakmayı başardı. Bu ise bana bir umut ışığı oldu. Bedelli sürecinde edindiğimiz tecrübe ile diğer bütün mağdur kesimleri bir araya getirebileceğimizi düşünüyorum. Umarım yeteri desteği görür ve bunu başarırız. Başarmak zorundayız! Müreffeh ve aydınlık yarınlar için bu zaruri bir hal aldı.

Benim Memed’im İsveç’li Tony’den değersiz olamaz! Memed’de, Tony gibi evrensel haklarını elde edebilmeli. Bunun için eli kalem tutan vicdan sahiplerine büyük iş düşüyor. Ayrım yapmadan, komplekse girmeden hepsini desteğe davet ediyorum. Tıpkı bedellide gösterdikleri desteği diğer tüm alanlarda da göstermelerini istirham ediyorum. İnanın bu yazıyı yazarken ağlamamak için kendimi zor tutuyorum. Adtea  Allah rızası için bu yazıyı ulaştırmadık adam bırakmayın ! Saygılarımla...

 

İstanbul Times / Hekimoğlu Süleyman Özcan