Türkiye’nin ismini dünyada en iyi şekilde temsil eden DJ’lerden Ugur Project. Kariyerine radyoculuk yaparak başladı ve kısa zaman içerisinde tanınan bir hale geldi. Bunun en temel nedeni ise hazırladığı yenilikçi ve sıra dışı projeleriydi. Sanatçı sergilediği performansların yanında festival öncesi kurulan ve festivali planlayan beyin takımında, her zaman aranan isimlerden biri durumunda oldu.

Uğur Project’in beyin takımında yer aldığı, projelerin farklı özgün ve şaşırtıcı olması tabi ki tesadüf eseri, değil. 20 senede toplamda 35 tane EP ve 300 tanede dijital EP yayınlamış ve 500’den fazla ortak işe imza atmıştır. Yapımcı ve DJ, Uğur Project, kariyerinde istikrarlı ve başarılı bir şekilde yükselmeye kararlı. Birçok radyo programlarında, stüdyo kayıtlarında, partilerde ve plak şirketlerinde yer alan sanatçı yer aldı ve hala yeni projeler üretmeye devam ediyor.

Elevate ve Tronic gibi dünyaca ünlü müzik şirketlerinden parçalar çıkartmış ve başarısını kanıtladı. Uğur Project bu gün geniş bir hayran kitlesine sahip ve hayranları tarafından çalışmaları yakından takip ediliyor. 2013 yılında ilk plağını yayınlayan ünlü DJ büyük beğeni topladı. Hız kesmeden ‘Need Your Lovin’ isimli eserini de yayınlayan sanat birçok ülkede ulusal listelere girme başarısının yakaladı.

Mesleğinde 25. Yılında olduğunu belirten Ugur Project mesleğimde birçok tecrübe edindim. Ünlü isimlerle çalışma fırsatım oldum. Hedefim daha farklı ülkelerdeki etkinliklerde performans sergilemek. özellikle beraber çalmak istediğim sanatçılardan bazıları Carl Cox, Len Faki, Chorlatte de Wiite, Ilario Alicante, Gregor Tresher, Andrea Oliva, Oxia, Paul Ritch gibi isimler olduğunu söyledi.

Kendisine Müzik yolculuğunun nasıl başladığinı sorduk.

Ortaokulda babamın plak koleksiyoyla başlamıştı aslında. Çok fazla dinler ve ezber yapmaya çalışırdım, hatta o dönemden bir kaç kaset kaydım bile vardı :) Daha sonra babam bana karne hediyesi bir gitar almıştı, uzun bir süre hiç dokunmadım anlık heves ile istemiştim. Bir şeyler yapabildiğimi fark ettiğimde ise yuvarlanıp önüne geçemediğim bir çığ halinde büyüdü. İyi ki de büyümüş.

Parçaları kendin yazıyor ve düzenliyorsun, yazarken nelerden ilham alıyorsun yada yazarken belirli ritüellerin var mı?

Genelde okuduğum bir kitap, bulunduğum ortam ya da dinlediğim bir şarkı beni çok yükseltir ve dolup taşmamı sağlar ve ortaya şarkılar çıkar. Aksine hiç bir ritüelim yok. Bunun için ortam hazırlayıp doğallığını bozmak pek içime sinmiyor dedi.

Editör: TE Bilisim