ABD için insan hakları sadece kendi topraklarında geçerli 

ABD Irak’ta Petrol işini kendi menfaatine göre dizayn ettikten sonra Maliki denen siyaset fukarası zatı cumhurbaşkanı yaptı. O da Irak’ı birlikte yönetmek için Kürtleri ve Sünnileri ikinci plana atarak Şiilerle ülkeyi idare edeceğini düşündü.

Bir süre sonra dışladıklarını hisseden Sünniler IŞİD’i kurtarıcı olarak gördüler 

Kim ne derse desin IŞİD 3- 5 bin kişiden oluşan silahlı bir güç değil. Dışlandıklarına inanan bütün SÜNNLER bu oluşuma destek  vererek MALİKİ’nin kapısına dayandılar. İster kabul edin ister etmeyin IŞİD artık Irak-Suriye ve çevre ülkelerden (Ürdün,Kuveyt,vs.vs) den de toprak alarak kendi kendilerini idare etmek istiyorlar.    
  
IŞİD adını İslam devleti  olarak değiştirdi ve Hilafeti ilan etti 

IŞİD yaptığı yazılı açıklama ile dünya kamuoyuna yep yeni söylemler sundu. Örgüt pardon devlet başkanının peygamber soyundan olduğunu söyledi. Artık örgüt değil İslam devleti olduğunu deklare etti. Bununla yetinmeyen İslam devleti yetkilileri diğer silahlı gurupların kendilerine katılmalarını talep etti.
Türkiye’nin Kırmızı çizgisi Maliki'den önce vardı 

Şu an Ortadoğu ile alakalı kimsenin kırmızı çizgileri falan kalmadı. Bir zamanlar dünya Irak’ın kuzeyine KÜRDİSTAN derken Türkiye özellikle burası için Kuzey Irak diyerek bu ismi kullanmamayı tercih ediyordu. Daha dün Ak Parti genel başkan yardımcısı ve parti sözcüsü Hüseyin  Çelik Kırmızı çizgi diye artık bir şey kalmadı.

Kürtler bizim kardeşimizdir ve bu kardeşlerimizin yaşadığı yere de artık hükmet üyeleri olarak  KÜRDİSTAN demekten hiçbir sakınca  görmüyoruz dedi. Ki doğrusu da budur. Dünya haritalarında KÜRTDİSTAN olarak geçen bölgeye inat biz ülke olarak yıllar yılıdır Kuzey Irak deyip durduk .

Türkiye Komşumuz Beşar Esad ve  Maliki olacağına Sünni inancı benimseyen IŞİD pardon İslam Devleti ve bizim gibi yaşayışları olan Kürtler olursa daha iyi olabilir diye düşünebilir... 

Türkiye artık uluslararası olaylarda oyuna sonradan dahil olmaktansa baştan beri oyun kurucusu olmak adına var gücü ile çalışıyor.Tarih boyunca Şii inancı taşıyan İran ve diğer ülkelerdeki  topluluklar ile iyi anlaştığımız söylenemez. Ak Parti iktidarından önceki bir çok hükümet sorunları konuşmak yerine halının altına süpürüyordu. 

En basiti 1984 de PKK Siirt’in Eruh ilçesinde karakolumuza saldırı yapıp 2 Jandarma erimizi öldürdüğü zaman PKK’nın kurucuları ile temasa geçilip onlara devlet kademelerinde vazife verilseydi 30 yıl boyunca on binlerce  cana ve milyarlarca dolarımız heba olmamış olacaktı. Sultan II.Abdülhamid bir çok muhalife vazife vererek onları kontrol altına alıyordu.

Türkiye devleti kuruluşundan 2002 yılına kadar ben devletim ne dersem o olur. Kimse ile müzakere etmem mücadele ederim fikrini savundu. Ne yazık ki bu fikir bizim ülke olarak çok işimize yaramadı.
MHP kafa yapısı olarak müzakerede değil mücadele edelim  görüşünü savunsa da Ak partinin PKK ile yaptığı müzakere mücadeleden daha EKONOMİK ve yararlı olduğunu akıl sahipleri  görüyor ve biliyor artık.

Türkiye uzun vadede Kürdistan ve İŞİD’le daha iyi anlaşabilir

Almanya’dan sonra ikinci büyük ihracatımızı Irak ile yapıyoruz. Irak’a yaptığımız ihracatın da büyük kısmını  bizim tabirimiz ile Kuzey Irak’a dünyan tabiri ile de KÜRDİSTAN’a yapıyoruz. Türkiye sınırları güven altında olur ve iyi ticaret yaparsa KÜRDİSTAn ile de İslam DEVLETİ İLE DE güzel bir şekilde anlaşabilir. En azında Şii Maliki ve Nasrani Beşar Esad’dan daha iyi anlaşabileceğini düşünmekteyim.

Bizim bölgede mezhep çok mühimdir

Türkiye halkının önemli bir kısmı Hanefi Sünni mezhebine mensuplar. Yani İslami tabiri ile “Ehli İslam vel cemaat” itikadına  mensuplar.Temel Prensiplerde anlaşıldıktan sonra bizim açımızdan KÜRDİSTAN da sorun değil İslam devleti de. Demokratik haklarını kullanabilen Türkiye’li Kürtlerin durumu hiç bir zaman Suriye ve Irak Kürtleri gibi olmaz.

Türkiye Kürtleri küçük düşünmez aklı başında politikalar üretirse sadece doğu da belediyeler ile yetinmek yerine ülkenin tamamın da yönetim sahibi olmaması için hiçbir neden yok.

Bundan yirmi sene önce Recep Tayyip Erdoğan ‘ın farklı bir devlet ve dünya anlayışı vardı. Ne zaman ki devleti yönetmeye başladı.O da daha sağlıklı ve mutedil konuşmaya başladı. Türkiye Kürtleri doğuya hapsolmuş bir devlet yerine Türkiye’de özürce hareket etmekten yanalar.  Kürt Nüfusu artarken batıda nüfus azalıyor.

Akıllı ve ülkenin selameti için proje üretenler ister Kürt olsun isterse Türk olsun bu halk onlara oyları ile sahip çıkar. Bu aşamadan Türkiye2de demokrasi ve kardeşlik kazanacaktır.


İstanbul Times / Hüseyin ÇETİNER