İstanbul Times’in kuruluş yıldönümü nedeniyle düzenlenen “Yılın En’leri” yarışmasında ödüle layık görülen Sarıyer Kaymakamı Ömer Karaman, plaketini alırken yaptığı konuşmada ‘3B Projesi’nden uzun uzun bahsetmişti. Kendisinden sonra söz alan AK Parti İstanbul Milletvekili Harun Karacan ise yaptığı espride, “Börek tamam, hadi balığı da geçelim sonuçta deniz kenarında olan bir ilçe. Ama bal konusunda henüz bilgimiz yok, çünkü ne gördük ne tattık” demişti.
Harun Bey o günden sonra Sarıyer’e uğradı mı uğramadı mı, ya da merak ettiği Sarıyer balından tattı mı tatmadı mı bilemeyiz ama biz; gazetemizin İmtiyaz Sahibi Hüseyin Çetiner, Genel Yayın Yönetmenimiz Ferdi Türk ve Yayın Kurulu Başkanımız Maksut Konyar ile birlikte Kaymakam Bey’i ziyaret edip Sarıyer’in balını ve balığını öğrenme hatta tatma fırsatını bulduk.
Hemen söyleyelim; Kaymakam Bey gerçekten çok misafirperver. Bizi başkan bir ilden gelmişiz gibi ağırladı. Ayrıca Sarıyer’i çok güzel bir şekilde anlattı. Öyle ki, “Keşke Sarıyer’de yaşasaydık” diye düşünmeye başladık…
Son dönemlerde Sarıyer’le özdeşleşen 3B (börek, bal, balık) aslında baştan beri var. Çünkü “deniz” Sarıyer’e yeni gelmedi. “Orman” derseniz yine, deniz gibi baştan beri mevcut.
O zaman balık ve bal niye şimdilerde ortaya çıktı?
İşte bu soruya “yanıt niteliğinde” olsun diye yazının başlığında “Kaymakam da var Kaymakam da!” dedik.
1.      Bazı yöneticiler vardır; “günü kurtarmanın” dışında bir gayretleri olmaz. Ya kapasite yetersizdir ya da “ağrımayan başı ağrıtmamanın!” telaşındadır.
2.       Bazıları da her makamın bir sorumluluğu olduğunu, “o makamda oturulan her anın hesabına çekilecekleri” bilinciyle hareket ederler. Bu nedenle, aldıklarının karşılığını helal ettirmek için gecelerini gündüzüne katarak çalışıp proje üretirler.
3.      Sarıyer Kaymakamı Ömer Karaman’ın, ikinci şıkta zikredilen yöneticiler safında olduğu görülüyordu. Ancak; gerçekleştirdiğimiz bu ziyaret sırasında bu öngörü tescillenmiş oldu. Kaymakam Bey, Sarıyer adına güzel projelere imza atmak için çok arzulu, gayretli bir tutum içinde. Sadece 3B değil, gerçekleştirilen veya düşünülen projeleri anlatırken gözlerinin içi gülüyor. Sanki Sarıyer’de ebedi kalacakmış gibi davranıyor. Yeni yapılan Kaymakamlık binası için sanki kendi malıymış, sanki çocuklarına miras bırakacakmış gibi seviniyor…
4.      Sarıyer, Kaymakam Ömer Karaman döneminde adeta kendine gelmiş. Turizm potansiyeli ön planda gözükse de Sarıyer’de tarım da var, hayvancılık da. Kaymakam Bey, her köy için bir alan seçmiş. Mesela Garipçe Köyü Antalya’nın kopyası. Burada seracılık ön planda tutulmuş. Kaymakam Bey’in ifadesine göre İstanbul’un yarısına yetecek kadar sebze üretilecek bir köymüş Garipçe.
5.       Bir başka köy turizme, diğer köy hayvancılığa teşvik edilmiş. Branş hastaneleri gibi Sarıyer’in köyleri sektörel anlamda branşlaştırılmış. Böylelikle verilen hizmetten de alınan üründen de daha iyi verim elde ediliyormuş.
6.      Bunları başarmak için bilgili, donanımlı olmak elbette önemli. Ama çok daha önemlisi halkla içiçe olabilmek. Sayın Ömer Karaman, Sarıyer’de bunu da başarmış. Kendisine inanan vatandaş, Kaymakam Bey’le birlikte hareket etmiş. Börekçilik konusunda İstanbul Büyükşehir Belediyesi ile birlikte "Sarıyer Böreği Hazırlama ve Kadın Girişimciliği Projesi" kapsamında çok sayıda kadın girişimciye iş kapısı açılmış…
7.      Sarıyer gerçekten İstanbul’un en güzel ilçelerinden biri. Belki de en başında geleni. Yeşilin ve mavinin çok hoş tonlarını Sarıyer’de görmek mümkün. Bugüne kadar bu güzelliklerden sadece görsel anlamda yararlanılmış. İnsanlar ormana gelip gezmiş, tozmuş, temiz hava alıp piknik yapmış. Kaymakam Bey, orman nimetini vatandaşa geçim kapısına da çevirmiş. Bu kadar güzellikleri barındıran ormanın “balı dagüzel olur” diye düşünmüş ve halkı balcılık yapmaya teşvik etmiş. Bilimsel şekilde yapılsın diye kurslar açılmış ve bu işe gönüllü aileler seçilmiş. 9 bin 500 hektar orman alanında Tarım Müdürlüğü’nün katkısıyla 150 aile bu işle uğraşmaya başlamış. Hedef; aynen börek gibi bal konusunda da marka olmak…
MARİNA
Sarıyer’in, yıldızı parlak bir ilçe olduğunu söylemiştik. Ama bu yıldız her geçen gün daha da parlayacağa benziyor. Kaymakam Bey, röportajdan sonra marina bölgesini gezdirdi. Bir süre öncesine kadar sandalların çöplüğü gibi kullanılan bölge Kaymakam Karaman’ın girişimleri sonucu temizlenmiş. Şimdi o bölgeye çok modern bir marina kuruluyor. Teknelerin bundan böyle düzenli şekilde bağlanacağı ve sosyal tesislerin yer alacağı bir marinaya kavuşuyor Trabya. Koç ve Doğuş Grubu gibi markaların işletme isteğinde bulunduğu bir marinanın Sarıyer’e katacağı güzelliği ve katma değeri artık siz hesaplayın…
Yazımızı, Kaymakam Bey’in Sarıyer’i en güzel şekilde özetleyen şu sözleriyle bitirelim: “Görevim gereği çok yer gezdim. Bütün samimiyetimle söylüyorum, emekli olduktan sonra Sarıyer’e yerleşmek isterim…”

İstanbul Times / Müslüm Aktürk