Aradan 15 yıl geçmesine rağmen 28 Şubat’ın mide bulandıran pis kokularından bazıları daha yeni yeni ortaya çıkıyor. 16’ncı, 17’nci ve sonraki yıl dönümlerde! daha nelerle karşılaşacağız acaba?

Mesela; dönemin Turizm Bakanı Bahattin Şeker’in istifası ile ilgili iddialar gerçekten çok vahim. Daha kim bilir ne dolaplar dönmüş 28 Şubat sürecinde…

Allah var, başta Vakit (o zaman ki adı Akit) olmak üzere bir-iki gazete daha, 28 Şubat zihniyetine karşı dik durdu ama topyekun savaşı! engellemeye güçleri yetmedi.

Acaba o tarihlerde bir Taraf olsaydı, o süreci yine yaşar mıydık?

Evet, o süreci yine yaşardık. Çünkü gözü dönmüş cuntacılar karşısında ve dengelerin de ağırlıklı olarak o yönü gösterdiği bir devirde pek de iç acıcı olmayan ortam oluşmuştu. Cuntaya en başta karşı gelmesi gereken üniversitelerin hocaları “orduyu göreve çağıran mitingler” düzenliyor, medyanın büyük bölümü “fitne ateşine odun” taşıyordu. Malum politik çevreler ise “emir eri” pozisyonunda adeta nöbet bekliyordu.

İşte böylesine vahim bir ortamda Taraf’tan “Malkoçoğlu Kara Murat” görevi beklenemezdi ama en azından ödediğimiz bedel belki bu kadar ağır olmayabilirdi…

Taraf Gazetesi’nin ortaya çıkardığı belgeler sayesinde başlatılan Balyoz ve Andıç davaları Türkiye’nin vesayet rejiminden kurtulmasına yol açmıştır. Taraf, büyük bir risk alıp her şey alenen ortada iken belgeleri “kağıt parçası”, lav silahını da “boru” diye niteleyen güce karşı direnmiştir. 10 yıl öncesine kadar bu tür iddialarla “gözaltına alınmaları”, hatta bu tür iddialarla “itham edilmeleri” bile hayal edilemeyen rütbelilerin bugün tutuklu yargılanmaları Taraf Gazetesi’nin “büyük cesareti” sonucu gerçekleşmiştir. 

Taraf’ı ordu düşmanı gibi göstermeye çalışıp yıpratma taktiği uygulayan çevreler oldu. Ama o da tutmadı. Ordu herkesin olduğu gibi Taraf’ın da ordusu. Taraf, ordu içindeki çürüklerin ortaya çıkması için mücadele etti ve orduyu bir yerde rahatlattı.

Taraf sayesinde ülkemizde, insan hakları konusunda da önemli gelişmeler kaydedildi. Nasıl ki darbeler öncesi bazı şartların olgunlaşması beklendiyse, hak-hukuk konusunda AK Parti’nin adım atabilmesi için Taraf’ın haberleri şartları olgunlaştırdı. Balyoz ve Andıç davaları olmasaydı belki ne referanduma gidilebilirdi, ne de diğer konularda hükümet girişimde bulunabilirdi. Taraf pasını verdi AK Parti golünü attı…

İşte bu nedenle “İyi ki Taraf var” diyoruz.

Ama “iyi dilekler” yetmez tabi. Abone olarak, tavsiye ederek Taraf’a katkıda bulunulmalı. Ülkenin ufkunun açılmasında önemli rol üstlenen bir gazetenin tirajı 50 binlerde kalmamalı. Sıradan sayılan bazı gazeteler 100 bin bandında satış yapıyorsa, demokrat kimliği ile şer güçlerin korkulu rüyası haline gelen Taraf, tiraj raporunda çok daha üst sıralarda olmalı…  

Medya, 28 Şubat baskısından kurtuldu. Allah’a şükürler olsun bu kategorideki gazetelerin tirajı toplamda 2 milyonun üzerine çıktı. Sağduyulu 2 milyon kişinin onda biri Taraf’a abone olsa al sana 200 bin tiraj…

Yaklaşık 30 yıldan beri bu işin içindeyim. Anadolu Ajansı’nda yazı yazma gibi bir şansımız yoktu. 1998 yılında emekli olduktan sonra yazmaya başladım. Köşemin ismini önce “İDEAL” koymuştum. Taraf’ın duruşu, cesareti beni o kadar etkiledi ki, İki yıldan beri “TARAF” adı altında topluma bir şeyler anlatmaya çalışıyorum. 

Yüce Rabbimden, hakka-hukuka özen gösteren cesur gazetelerin sayısını artırmasını diliyorum…