Kâbe’den sonra yer yüzündeki 2.Kutsal Mabet ve Müslümanların ilk kıblesi olarak Mescid-i Aksa’ya karşı Zalim İsrail terör devletinin yaptığı keyfi uygulamalar tek kelime ile kanıma dokunuyor ve elimle bir şey yapamadığım için kendimi suçlu hissediyorum.

Bizim dinimiz bize bir yerde yanlış bir şey görüyorsanız onu önce elinizle düzeltin, buna gününüz yetmiyorsa diliniz ile düzeltmeye çalışın buna da gücünüz yetmiyorsa imanın en zayıf halkası olan kalbinizle buğz edin diyor.

İsrail Zulmüne istikrarlı bir şekilde devam ettiği halde biz Müslümanlar ise bize hayat hakkı tanımak istemeyen İsrail ile mücadele etmemiz gerekirken kendi aramızda elli parçaya bölünürsek İsrail’de, diğer hak hukuk tanımayan her devlette bizi ezemeye çalışır.

Bunu söylerken de düzgün ve huzur içinde yaşamak isteyen Musevilere’de ölüm diyecek değilim.

Biz Müslümanlar öyle güçlü kuvvetli ve birlik içinde olmalıyız ki bu durumumuzu gören zorbalık yanlısı Yahudiler yanı başımızda onurlu, güçlü ve haksızlığa göz yummayan bir Müslüman topluluğu var demeleri her zaman şart.

O Müslüman topluluk neden Türkiye olmasın

Millet olarak Türkler ve Kürtler İslam’ın bayraktarlığını binlerce yıldır yapıyoruz.

Fatih Sultan Mehmet, Selahaddin Eyyubi , Sultan 2.Abdulhamid ve nice büyük zatlar İslam için çalıştılar çaba sarf ettiler.

Selahaddin Eyyubi Küdüs’ü haçlılardan kurtarana kadar bir gün olsun gülmedi.

Her anında bu kutsal beldeyi Müslümanların idaresine almak vardı. Hayal etti, düşündü ve başardı. Bizim içimizde de mutlaka bir Selahaddin olmalı.

Yahudiler ancak kuvvet ve güçten anlarlar

Peygamberler Tarihini okuduğunuz zaman Yahudilerin zorluk anında itaat ettiklerini ama başları biraz rahata kavuşur kavuşmaz hemen yine isyana başladıklarını görmek. Hz.Musa’ya yaptıkları malum. “sen git düşman ile savaş biz buradayız. Kazanırsan yerimizi biliyorsun. Kaybedersen de yapacak bir şey yok bedelini sen ödersin dedikleri malum” Oysa son peygamberin sahabeleri ya Resulullah biz seni HZ. Musa’nın kavmi gibi yalnız bırakacak değiliz. Sen bineğini şu denize sürsen biz de senin arkandan süreriz demişlerdi.

Sözü gereksiz yere uzatacak değilim. Bütün İslam ülkeleri olarak mı yoksa Türkiye olarak da kurarız bilmeme ama bütün Müslümanların ortak değerlerini karşı kim saygısızlık yaparsa ona haddini bildirecek bir yapıya acilen ihtiyacımız var.

Bu yapı HALİFELİK mi olur , silahlı bir ordumu olur, yoksa kutsal değerlerimize saldıranların ekonomisini perişan edecek bir yapımı oluştururuz orasını hep beraber tespit edip çalışmaya başlamamız gerekir.

Bunun içinde birilerinden vazife bekleyeme gerek yok.

İHH,TÜRGEV,TÜGVA, Erbakan Vakfı, Saadet Partisi Ak Parti ve özetle İsrail’in dünyayı karıştırmasına karşın rahatsız olan her kesin içinde olacağı bir yapı hemen İsrail’in bu zalimliklerini durdurası için elini taşın altına koyması gerekir.

Artık sadece KAHROLSUN İsrail demekle de bu işler olmuyor ,uzaktan protesto etmekle de bu işler olmuyor.

Kendi adıma Müslümanların bu darma dağınık durumlarından dolayı çok ama çok rahatsızım.

Çözüm odaklı bir oluşumun oluşması hemen şart… Zalimin hakkında ancak adil bir yapı gelir.

Mecid-i Aksa işgalden kurtarılmalı, KÂBE bir avuç SUUD ailesinden temizlenmelidir.

Buralar bütün Müslümanlar tarafından idare dilmelidir.

İstanbul Times / Hüseyin Çetiner – 29 Temmuz 2017