İnsan aklı ve bilimin bize kattıkları hayatımızı kolaylaştıran teknolojiler olarak karşımızdadır. Bu teknolojik aletlerin kullanılması için enerji gerekmektedir. Bugüne kadar kullandığımız madensel yani en son petrol ve doğal gazlı enerjilerdir. Fakat “insan insanın kurdumudur – insan insanın kurtuluşumudur?” mücadelesine baktığımızda yapıcı ile yıkıcı insanlar arasındaki savaşı burada da görebiliyoruz. Bakın petrol fiyatları 157 $ veya üzerinde seyrederken bugünlerde 30 $ kadar düşebiliyor. Hiç düşündünüz mü neden bu kadar düşüyor? Büyük pencereden bakarsan artık insan teknolojiye o kadar hızlı ve üçüncü dünya ülkeleri yani az gelişmiş ülkeler dahi yeni teknolojilere ve bağımsız enerji kaynaklarına ulaşabiliyorlar. Bunu önlemek için şu an dünyayı yöneten emperyal güçler veya söz sahibi ülkeler bu teknolojiye ulaşmasınlar diyerek petrol fiyatlarını geri çekerek petrolün alım gücünü kolaylaştırarak yeni teknolojileri kendi inisiyatiflerin de kullanarak dünyaya hükmetmek ve bir avuç gözü doymazların amacından başka bir şey değildir.Geleceği görenler bu oyuna gelmemelidir. Ben bir birey olarak buna katkıda bulunmak adına öncelikle bir ŞİŞLİLİ olarak kendi belediyeme bu projeyi sunuyorum. Bunun bütün belediyelerde ve sektörlerde hayata geçirelim.

Bu doğal ve özgür güneş enerji kaynağını kullanarak su arıtmasından, ısınmada hatta elektrik enerjisinde dahi kullanabiliriz. Yeter ki bizi yönetenler ve bu yönetenleri seçenlerin işi bilenler olmasını sağlayalım. 
  Bu konuya duyarlı olan ve paylaşıma açık olan herkesle görüşmeye hazırım. Artık sorunları değil projeleri hayata geçirerek insanlığa ve canlılara daha iyi yaşama kalitesi sunalım.

AKILLI ve DOĞAL ENERJİYİ HAYATIMIZA KATALIM -I- 

Dünya ekonomisinin ve tekniğin gelişimi endüstri devriminden bu yana dört dalgalanma ile gerçekleşmiştir. Her ekonomik dalgalanmaların tabanında teknik bir yenilenme dalgası yer almıştır. Teknik dalgalanmalarda belirli bir enerji kaynağı başrol oynamıştır. Sırasıyla kömür, elektrik, petrol, nükleer gibi… Şimdi 1970`ler de başlayan, 21. Yüzyılın neresinde son bulacağı henüz kestirilemeyen beşinci bir dalga içindeyiz. Bu dalganın oluşumunda güneş enerjisi tam merkezde yer almaktadır.

Güneş enerjisinin diğer enerji türlerine göre çok sayıda avantajı mevcuttur. Bol ve tükenmeyen tek enerji kaynağıdır, temiz enerji türlerindendir. Çevreyi kirletici duman, gaz, karbonmonoksit, kükürt, radyasyon gibi artıkları yoktur. Dışa bağlı olmadığından doğabilecek ekonomik bunalımdan bağımsızdır.
Güneş enerjisinin bu avantajlarına rağmen az uygulanmasının en büyük sebebi birim düzleme gelen güneş ışınımı miktarlarının az olması ve dolayısıyla büyük yüzeylere ihtiyaç duyulmasındandır. Güneş enerjisini gelişme perspektiflerinden en önemlisi birim yüzey başına tutulan ısı miktarının arttırılmasıdır. Bu konuda seçici yüzeylerle bir aşama kaydedilebilir. Gün geçmiyor ki teknolojinin ve bilim insanının bu sorunu aşmak için yeni keşiflere ulaşmasın. Bu keşifler sayesinde insanlar veya ülkeler bağımsız enerji kaynakları ile bilgi birikimlerini öne çıkararak geri kalmışlığı ortadan kaldırdığı gibi bağımsız devletler olarak yaşamaya hak kazanırlar. Buradaki tek sıkıntı ise mevcut gücünü elde tutmaya çalışan egolarını yenememiş ve dünya hâkimiyetine soyunan toplumlar ve ülkelerdir.
Dünyaya gelen güneş ışınımı, bugünkü teknoloji ile ülkemizde daha çok sıcak su elde etmede kullanılan amaca hizmet etmektedir. Ülkemizin coğrafik olarak konumundan dolayı 8- 9 ay güneşin etkisinde olduğunu ama daha çok MAYIS, HAZİRAN, TEMMUZ ve AĞUSTOS aylarında bütün sıcak su ihtiyacının güneş enerjisiyle karşılamasının ve güneşten alınan enerjinin daha düşük olduğu aylarda da ek ısınma yapılanmasının en uygun çözüm olduğu bulunmuştur. Bu şekilde enerji maliyetleri aşağı çekilerek ekonomik olması sağlanabilir. Bunu bir binada düşündüğümüzde boyler sisteminin en pahalı elamanıdır. 200 lt`lik 50 boyler kullanmak yerine, merkezi 10.000 lt`lik tek bir boyler kullanılmasının daire başına düşen maliyeti azalttığı görülmüştür. Bu sonuçlara dayanarak kolektörlü su ısıtma sistemlerinin oteller, siteler, tatil köyleri ve belediyeler gibi sıcak su tüketiminin ve elektrik enerjisinin tüketiminin fazla olduğu mekanlar da kullanılmasının daha uygun olduğu sonucuna varılabilir.

Hem güneşin bol hem de su ihtiyacının fazla olduğu bölgeler güneş enerjisinden yararlanacak bölgelerdir. Bu açıdan bakıldığında, kışları soğuk olan ama gökyüzünün genelde açık olduğu ve yılda belli bir süre yerin karla kaplı olduğu Orta Anadolu yaylaları, Güney Doğu Anadolu Bölgesi`nin iç kesimleri, Uludağ biri yüksek yerlerde güneş enerjisi kullanımının yaygınlaştırılmasına çalışılmalıdır.

 Bugün bu teknolojinin sadece ısınma için kullanılması üzücü fakat gelecek için iyi bir adım olarak görüyorum. Akıllı ve doğal enerjiyi büyük komplekslerde teknolojinin bütün imkanlarını seferber ederek bütün enerji türlerini birbiri içinde entegre ederek ekonomik bir enerji sistemi kurulabilir.

Kışın soğuk ve gökyüzünün açık olduğu bölgelerde güneş enerjisinden su ısıtma amaçlı kullanımının yanı sıra konut ısınmaya katkıda bulunacak şekilde yararlanılmalıdır.

Bugün Türkiye güneş enerjisi potansiyeli açısından ideal bir ülkedir. 40`ıncı paralelin üzerinde olan Türkiye güneşlenme süresi yıllık ortalama 2640 saattir. Güneş enerjisinin 3,6 kwh/ metre takabül etmektedir. Yılda yeryüzüne gelen güneş enerjisi miktarı; kömür rezervlerinin 50 katına, petrol rezervlerinin 800 katına eşdeğerdir. Türkiye güneş enerjisinden yararlanacak teknolojiye geçmemiştir. Sadece konutlarda sıcak su biçiminde yararlanmaktadır. Bunu elektrik enerjisinde, araçlarda kullanabilirliğini sağlayarak büyük bir kazanım elde edilebilir.
Bugün Almanya coğrafik olarak güneşten 2,5 -3 ay aktif yararlanmakta iken enerjisinin % 15 – 17 `sini güneş enerjisinden elde etmekte olduğu teknoloji ile sağlamaktadır. Türkiye ise 8 – 9 ay gibi büyük biz zaman diliminde güneşten aktif yararlanırken enerji anlamında Alman teknolojisini yani güneş enerjisine neden bu kadar duyarsız kalabiliyoruz anlamış değilim. Fakat geç kalınmış değildir. Yeter ki cesur irade ve aklımızı işleterek bu teknolojiye kısa sürede bağımsız güneş enerjisine kavuşabiliriz.
Bugün en çok güneş enerjisi üreten 10 ülke:
 2011 yılında en çok güneş enerjisi üreten ülkeler şunlardır ( enerji birimi megawatt olarak veriliyor)
1.ALMANYA – 24.700 MW
2.İTALYA – 12.500 MW
3.AMERİKA BİRLEŞİK DEVLETLERİ – 8.400 MW
4.JAPONYA – 4.700 MW
5.İSPANYA – 4.200 MW
6.ÇİN – 2.900 MW
7.FRANSA – 2.500 MW
8.ÇEK CUMHURİYETİ – 2.000 MW
9.BELÇİKA – 1.500 MW
10.AVUSTRALYA – 1.200 MW
Neden biz de bu ülkelerin arasına katılmayalım?
Güneşten ne kadar enerji geliyor?
Güneşli bir günde güneşin ısısına mutlaka hissedersiniz. Böyle olmasına rağmen, yaklaşık 10 metre karelik bir alan günde sadece bir su ısıtıcısının harcadığı elektrikle aynı miktarda (2,5 kw) ısı enerjisi alır. Dolayısıyla, dünyanın enerji ihtiyacını güneş enerjisi sağlayacak olsa, 500.000 km karelik bir alanın, yani aşağı yukarı İSPANYA yüzölçümünde ya da SAHRA ÇÖLÜ`nün 1 / 18`i kadar bir alanın güneş panelleri ile kaplanması gerekir. Tabiî ki bu bilgi bugünkü bilgilerimiz dahilindedir. Yeni keşiflerle ve yeni denemelerle bu çalışmayı geliştirerek daha az bir alanda daha büyük enerjiler elde edebiliriz. Yeter ki bu yönde çalışmalara hız verelim, neticelerini istenenden daha çabuk ulaşabileceğimize inancım tamdır.
Güneş Enerjisinin artıları:
ü  Güneş milyonlarca yıl daha parlamaya devam edeceği için güneş enerjisi yenilebilir bir enerjidir.
ü  Elektrik üretmek için güneş enerjisi kullanmak çevreyi kirletmez ya da küresel ısınmayı artıran sera gazlarını üretmez.
ü  Güneş enerjisi sistemleri, rüzgar türbinlerinin aksine gürültü çıkarmaz.
ü  Güneş pillerinin ürettiği enerji bedavadır. Yıpranacak hareketli parçaları yoktur.
ü  Güneş enerjisi, binaların şebeke bağlı olmadığı ücra bölgelerde, hatta uzayda bile elektrik üretilebilir.
ü  Güneşin ısısını binalarda toplamak ucuz ve verimli bir güneş enerjisi elde etme yöntemidir.
Güneş enerjisinin eksileri:
ü  Güneş pillerinin imalat maliyeti yüksektir, çünkü yapımlarında kullanılan silikonun yerden çıkarılması ve arıtılması zordur.
ü  Bir güneş pilinden, yapımında harcanan enerji kadar enerji elde etmek için güneş pilinin dört yıl çalışması gerekir.
ü  Güneş, geceleri parlamadığından dolayı, güneş enerjisi depolamanın ucuz ve verimli bir yöntemi bulunmadıkça (çünkü bataryalar pahalıdır) güneş enerjisi güvenilir bir enerji kaynağı olmaktan uzaktır.
ü  Kömürle ya da nükleer güçle çalışan bir enerji santralinin ürettiği kadar enerji üretebilmek için çok büyük bir güneş enerji çiftliği gerekir.
ü  Güneş panelleri havanın bulutlu veya çok kirli olduğu yerlerde verimli çalışmaz.
 
Bu yazım biraz uzun olduğu için ve bir de toplumumuz okumayı sevmediği için ikiye bölerek köşeme taşıyorum.
 
Çocuklarımıza yarın temiz bir dünya bırakmak adına ilk adımı atmaya var mısınız?
 
Saygı ve sevgilerimle yarınlar bizimle birlikte güzel günlere…    atamirasıulus…  Murat AKBAŞ - YILDIZ TEKNİK ÜNİVERSİTESİ – KİMYA MÜHENDİSİ

İstanbul Times / Murat Akbaş