Hz.Peygamber (s.a.v.)Şöyle Buyurmuştur:
Her kim Ali'ye sebbederse (Küfür) ederse Bana sebbetmiş Küfür etmiş olur, Müminlerin Annesi;Ümmü seleme'den gelen sahih bir hadis'i şerifte şöyle buyurur;
Men sebbe 'Aliyyen fe kad sebbeni ve men sebbeni fe kad sebbe'l lâhkim kim Ali'ye sebbederse bana sebbetmiştir,
bana sebbeden de allah'a sebbetmiştir.1.Yani "kim Ali B.Ebi Talibe seb ve tahkir eder,küçük düşürür,ona şetim eder,söver-sayar ve dille yaralar incitirse;bana sebbetmiş olur.Bana sebbeden de Allah'a sebbetmiştir."
Allah'a sebbeden büyük günah işlemiştir.Hadisteki seb kelimesi önemlidir,
Ayrıca bu hadiste,Muhammed Mustafa ile Ali'yül Mürteza arasındaki birlik ve beraberliğin ayrılmazlığın sağlamlığına da işaret vardır.Onlardan birinin sevilmesi diğerinin sevilmesini icap etirmekte,birine düşmamlık diğerine düşmanlığa sebeb olmaktadır.2.Hadisin vürut/ söyleniş sebebini Ubeydullah El-cedeli şöyle anlatır:"ben ümmü seleme'nin yanına gidince ,O bana şöyle dedi :aranızda Rasulullah'a mı (s.a.v.) sebbediliyor?'
Ben:'sübhânallah (böyle bir şey olabilir mi ?) Dedim.Bunun üzerine O'Rasulullah şöyle derken duydum'dedi ve bu hadis-i şerifi zikretti. Peygamber hanımlarında Ümmü seleme ,Hz.Ali hakında ileri geri konuşulduğunu,tahkir edildiğini duymuş ve Abdullah'a Aranızda Rasulullah'a mı sebbediliyor? 'diyerek "Ali'ye sebbeden-tahkir eden bana sebbetmiştir..."
hadisini hatırlatmıştır.
Buna göre ,Hz Ali'yi seb tahkir,yerme, küçümseme tenkid,dille incitme Rasulullah'ı  seb ve tahkirle eş tutulmuştur. Rasulullah'ı tahkir etmek,elbette Allah'ı hoşnut etmiyecektir.
3-Bu hadis-i şerifle ikinci olayı nakletmekte de fayda vardır. Abdullah b.Abbas yaşlılık döneminde gözlerini kayıpetmişti.
Bir gün said bin.Cübeyr elinden tutmuş, Harem'de ona yol gösteriyordu.
Derken Abdullah bin.Abbas zemzem gölgeliğine uğradı.Bir de ne görsün.Orada Emevilerin kışkırtması ile Şamlılardan bir grup Hz.Ali'ye sebbeden-küfür eden bir topluluk vardı.Abdullah onları duyunca'Said'e emretti:"
Beni onların yanına götür."arkadaşı dediğini yaptı Abdullah b.Abbas Hz.Ali'ye küfür edenlerin başlarına dikildi ve sordu:"içinizden hanginiz Allah'a celle celâluhu küfür ediyorsunuz?"
Oradakiler şaşırdılar ve soruya soruyla karşılık verdiler:"
Fesubhanallah,içimizde Allah'a sebbeden-küfür eden hiç kimse yoktur.O yine sordu:"Öylese Allah Resulüne sebbeden-küfür eden hanginizdi ?"
Şamlılar cevap verdiler:"İçimizde Allah Resulüne sebbeden-küfür eden kimse yoktur."Bu sefer o şu önemli açıklamada bulundu:"iki kulağımın duyduğu,kalbimin hıfzettiği şeyle Rasulullah'a şahadet ederim ki onu Ali bin.Ebu Talib hakkında şöyle söylerken duydum: 'Ey Ali sana sebbeden-küfür eden bana sebbetmiştir. Bana sebbeden-küfür eden de Allah'a sebbetmiştir.
Kim Allah'a sebbederse Allah onu burnu üstüne sürüne sürüne Cehenneme atar ve ondan yüz çevirir."görüldüğü gibi İbn-i Abbas'ın Emeviler döneminde yaşadığı bu dadise de Hz.Ali'ye sebbedilemeyeceğini,küfür edilmiyeceğini gösterir.Onu seb yerine sevmek gerekir.Onu üzmenin sonu iyi gelmiyecektir.
Hz.Resulullah buyurmuştur:
Ali'ye sebbeden,bana sebbeder,Beni incitene Rabbim ne der? O'na dil uzatmak,Allah'a gider;Böyleler Allah'ın en kötü kullarıdır...
Allah Teâlâ onları burnu üzerine sürüne sürüna cehenneme sokar....
İstanbul Times  / Dr.Seyyid Hüseyin Zerraki Dünya Seyyidler ve Şerifler Kültür ve Araştırma Derneği Genel Başkanı