Her zaman pozitif ve güzel yaşantılar olmuyor hayatımızda. Bazen hiç beklemediğimiz, umulmadık bir an da dost, arkadaş sandığınız birinden, büyük bir darbe alarak, büyük bir hayal kırıklığı yaşayabiliyoruz. Öyle bir ruh hali yaşıyorsunuz ki adeta kolunuzu , bacağınızı kesilmiş gibi hissediyorsunuz…                                                                                                                                                                                                           Fedakarlık yaptığınız onca zaman destek olduğunuz, beraber  vakit geçirdiğiniz, kişi üzerinden  yaşamı yeniden sorgulamaya başlıyorsunuz. Bu, kimi zaman sevgiliniz, eşiniz, aile ferdiniz, iş ortağınız, komşunuz vs. olabiliyor. Geçirmiş olduğunuz travmanın etkisiyle yaşadıklarınızın derinliğini o an kavrayamıyor hatta inanamıyorsunuz. kendinizi  sessizliğin kollarına teslim etmek için ,karanlık bir odaya hapsetmek ya da avazınıza kadar çığlık atmak, haykırmak istiyor olabilirsiniz. Ani bir refleksle(istem dışı) kendi iç derinliğinizde haklı/haksız mücadelesine girebilirsiniz. Umutlarınız, hayalleriniz öylesine kırılıyor ki bu acı hissiyattan ötürü başkalarına güvenmeme  konusunda adeta yeminler ediyorsunuz.

Hayallerinizin yıkıldığı, umudunuzun kırıldığı bir ilişkiyi, yaşamınızın bir sonraki evresinde ya da gelecekte bin ilişkiye kurban ediyorsunuz. Dolayısıyla bir ilişkide yaşadığınız hayal kırıklığı, burukluk, başkalarıyla kuracağınız yeni ilişkilerde çekingen, tutuk, umutsuz ve daha temkinli davranmaya yol açıyor. Aslında bu durumun bir tercih olduğunu çoğu zaman unutuyoruz. Yaşadığımız olumsuzluklar ve hayal kırıklıkları sizi yaşama karşı güçsüz, savunmasız, umutsuz bir birey yapacağına, mutlak surette tercihinizi olumlu yönde kullanırsanız, sizi yaşama karşı daha dirayetli ve deneyimli biri haline getirebilir . Yaşadıklarınızdan ders almayı bilir ve olaylara nedensellik ilkesi doğrultusunda  yaklaşır ,yoğunlaşırsanız şüphesiz mevcut durumunuzu değiştirebilir kendi benliğinizi daha farklı bir noktaya taşıyabilirsiniz. Bu nedenle yaşadığımız olumsuzluklar umudumuzu, hevesimizi kırmamalı, aksine  bunlardan ders çıkararak kendimizi acıdan, büyük üzüntülerden, mutsuzluklardan koruyabiliriz.  Geleceğe umutla merhaba demek ve emin adımlarla ilerlemek istiyorsak ,olumsuz deneyimlerden ders almalı, kendimizi içinde bulunduğumuz  hüzne, derin acıya esir etmemeliyiz. Eğer teslim olursak işte o zaman kayıplarımız benliğimiz ve irademiz üzerinde aldığımız yaradan daha çok hasara yol açar.