Malatya’da sevilip sayılan Yusuf Baba’nın torunu Hacı Nurullah Erdoğanlı’nın ardında içimden geçen birkaç satır yazmak istedim…

Hacı Nurullah Erdoğanlı merhum Babam Hacı Remzi ve Zeynep Çetiner’in ilk göz ağrıları olan en büyük ablamız Hacı Feride Erdoğanlı ile 28 Kasım 1976 yılından evlendi…

İlk evlendikleri zaman Malatya Başharık Mahallesinde kerpiçten bir evde oturdular…

Merhum eniştemiz o zaman henüz fakülte’de okuyan genç bir öğrenci idi…

Tabi aynı zamanda da evini geçindirmek için çalışıyordu…Ancak kazandığı para geçimi için yeterli değildi…

Tabi ablamızda hafta sonları 1986 yılında Karakaya Barajı altında kalan eski köyümüze gelerek peynir,yoğurt,ekmek, yumurta vs.vs.yapar pazartesi günü Malatya’da olan evine dönerdi…

Bir zaman sonra eniştemiz eğitimini tamamlayarak Muhasebeci belgesini alıp Malatya Makine Sanayinde (MAKSAN) işe başladı…

Tabi bu evlilikte ilk göz ağrıları olan Abdulkadir adındı ilk evlatları dünyaya geldi…

Daha sonra Ayşe adını verdikleri kızları oldu…Murat ve Muhammed adını verdikleri diğer iki evladı ise ekonomik olarak daha rahat bir dönemde dünyaya geldiler…

Vatani görevinin acemi birliğini İstanbul Tuzla’da yaptı.Usta birliği ise Şırnak seyyar jandarma taburunda Asteğmen olarak yaparak ülkesine hizmet etti.

Vatani görevini yaparken oğlu Kadir ilkokul 3.sınıfta idi.Kızı Ayşe ise İlkokul 1.sınıfta idi diğer oğlu Murat ise 1.5 yaşında idi. En son evladı Muhammed ‘de askerden sonra dünyaya geldi.

Merhum Eniştem evlatlarını okuttu. Hep çalıştı çabaladı…Hastalığında bile mali müşavirlik ofisinde işlerini takip etti…

Hacı Nurullah Erdoğanlı benim sadece eniştem değildi Aynı zamanda 30 Yıllık muhasebecimdi…

Hey gidi günler hey evlendiği günden vefat ettiği güne kadar tam 45 yıl geçmiş. Nerede ise yarım asırdır ailemizin ilk eniştesi oldu.

Acımızda ve yasımızda hep yanımızda oldu. Biz ailece hem ondan hem en büyük ablamızdan hem de evlatlarından razıyız…RABBİM’de ebeden kendisinden razı olsun …

VEFAT HABERİ İLE SARSILDIM…

9 Kasım 2021 Gece saat 23.00 civarında Malatya’da yaşayan ablam Fatma Çoban ağlamaklı bir şekilde arayınca hastanede yatan enişteme bir şey olduğunu hemen anladım.

Ablam eniştemiz hakkın rahmetine kavuştu der demez tarifi imkansız duygulara kapıldım.

En büyük ablamız 1976 yılında evlendiği zaman 7-8 yaşında olan bir birey olarak 45 yıllık evlilik süreçlerinin tamamını hatırlayan bir adem oğlu olarak birden geçmiş gözümün önüne geldi.

İlk aşımı olmuşum eşim ise aşı olmamış hemen İç mimar kızıma sen bilet araştır,eşime de hadi hemen hastaneye gidip PCR testi yapalım dedim.

Bir yandan biletimiz alınırken diğer yanda oğlumuz Yusuf Sıddık ‘ta benimde moralim bozuldu. Sizi ben PCR testi için hastaneye götüreyim dedi ve götürdü. Testimizi yaptık ve bu HES’imize yüklendi…

10 Kasım 2021 sabah saat 07.15 İstanbul Havalimanına saat 10.35 de olan uçuşumuz için yola çıktık… Saat 12.10’ da Malatya Erhaç Havalimanına indik.

Şehir mezarlığının yerini tam bilemediğim için araba kiralasak cenaze namazına yetişemeyiz diyerekten hemen bir ticari taksi ile konuşarak bizi acil bir şekilde Mezarlığın içinde bulunan camiye yetiştirmesini istedik…

Adam da sağ olsun trafik kurallarına uyarak bizi cami de kılınan cenaze namazına yetiştiremezse de defin anında mezarlığa yettirdi.

Şükürler olsun bilerce Km. uzaklıktan giderek 45 yıllık eniştemize son yolculuğunda ebediyete uğurlayarak görevimizi yaptık.

Başta anam,babam,Nurullah eniştem olmak üzere bütün ölmüşlerimize rabbimden rahmet dilerim.

İstanbul Times / Hüseyin ÇETİNER / 16 Kasım 2021- İstanbul