Kazmayı vurdukça petrol fışkıran bereketli topraklara benzeyen ülke gündemimiz, bir türlü soğumuyor. Fırtınalı günleri geride bıraktık derken, bir başka fırtına kopuyor. Mit soruşturması, CHP kurultayı, Başbakanın sağlığı üzerinde yapılan spekülasyonlar birbirini izleyen ana başlıklarımızdandı. En son tl’nin simgesi gündeme damgasını vurdu. Geçen haftadan bu yana durmak bilmeyen tartışmalara sahne olan bu konu, hafta başında da devam ettiğini görsel medyadan anladım. Pazarcılar, tezgâhların da sergiledikleri ürünlerine yazdıkları fiyatlarda tl’nin yeni simgesini kullanmaya başlaması ve pazara gelen vatandaşların yazılan fiyatları Euro sanması trajikomik bir durum. Dünya ülkelerin de kullanılan paraların birçoğun da bir sembol kullanılmakta. Her geçen gün güçlenen Türkiye ekonomisi göz kamaştırıyor. Tüm bunların yanı sıra paramızın kendisine özgü bir sembole kavuşması insanın içini gıdıklatıyor. Peki tl’nin yeni simgesi neye benziyor? Taklit mi? Gerçekten de Euro ile benzerlik var mı? Bunun belirlemesin de gözden kaçan ciddi hatalar nelerdir? Ermenistan para pirimi ile bire bir benzerliği doğrumu?

TL’NİN SİMGESİ TAKLİT Mİ?

            Bir logoyu tasarlarken iktisatçıların yoğun olarak kullandıkları grafikleri göz önünde bulundurmak gerekir. Geçmişte balina dişleri, midyelerin, tütünün para olarak kullanıldığını göz önünde bulundurduğumuzda parayı fiziksel şekliyle değerlendirmenin doğru olmadığının kanısına vardım. Çünkü söz konusu olan para statik değil, dinamik bir kapsama sahiptir. Para aynı toplum arasında zaman ve dönem içinde değişiklere uğramıştır. Dünya ekonomisinde az sıfırlı paranın değeri yüksektir. Türk lirası da Ak Parti hükümeti ile beraber hak ettiği değeri kazanmıştır. Sıra hak ettiği bir sembole kavuşmasına gelmiştir. Tülay Lale hanımefendinin çizdiği simgenin safi hane duygularla yaptığından kuşku ve endişem yok. Yalnız böyle önemli bir sembolü oluştururken, dünyada kullanılan bütün para birimlerinin sembollerini incelemek ve ülkenin milli parasına konulacak sembolü böylece tasarlamak daha doğru ve yerinde olacaktır. Sayın başbakanımızın üzerindeki “Ağır Yük” ve Türkiye gibi sorunlu bir ülkeyi yönetmenin zorluğu göz önünde. Bundan dolayı başbakanın sembolde çok ince detaylara inmesi ve önüne gelen sembolleri detaylı inceleyebilmesini imkânsız. Başka ülkelerin sembolleriyle kıyaslaması/karşılaştırması da olanaksız olduğunun bilincindeyim. Başbakanımıza seçici kurul tarafından sunulan 7-8 sembol arasında karar verdiğini basından duydum. Eminim ki; içlerinde en makulü yine Tülay Lale’nin çizdiği semboldür. Fakat bu sembol ters çevrildiğinde Ermenistan’ın para birimini ile ufak rötuşlar dışında birebir kopyası gibi. Bunu da Ermenistan para biriminin sembolünün basına yansıyan şeklinden anlamış bulundum. Ayrıca Euru’yu da çağrıştırmakta. Âcizane sembolün infiale sebep olduğunu gerek sosyal paylaşımda, gerekse toplum arasında yapılan tartışmalar ortaya koymuştur.

PEKİ, NE YAPMALI?

            Bu sembolden geri dönüş yapmak mümkün olduğu gibi, ilerleyen süreçte değişim yapılması da mümkün. Reklamın iyisi kötüsü olmaz mantığı ile hareket edersek, toplum psikolojisi zamanla bu sembolü kabullenecektir. Fakat paranın yeni simgesi alel acele yapıldığı ortada. İstanbul büyük şehir belediyesi bile İETT’de kullanılacak araç rengini vatandaşa sorarak gerçekleştirmesi, toplumsal mutabakattın önemli göstergesi idi. TL’nin simgesi oluşturulurken yapılan en büyük yanlış, sembolün oluşturulmasında halka danışılmamış olmasıdır. Belirlenen simgelerin halkla paylaşılması bu tür kısır tartışmaların önünü kapatacaktı. Seçici kurul tarafından belirlenen ve son 8’e bırakılan semboller halkın oylayabileceği bir ankette dönüştürülmeliydi. Halk tarafından en çok beğenilen sembol seçilmeliydi. Bu tarz tartışmalara mahal vermemek için halka danışılmalı ve halkın fikrine başvurulmalıdır. Çünkü sembol toplumu temsil ediyor ise, bu sembolde toplumun bağrından çıkmalıdır. Ermenistan gibi dünyanın 3. Sınıf ülkesinin sembolünü anımsatan bir sembolün belirlenmesinin önüne geçmek için çaba sarf edilmediği aşikâr. Çünkü seçici kurul dünya ülkelerinin bütün para birimleri ile belirledikleri sembolleri karşılaştırmalıydı. Bence burada ki kusur seçici kurulundur. Başbakanın önüne çıkan semboller bu tür testlerden geçtiği düşünülmüştür. Böylelikle başbakanda kusur aramak ya da başbakanlık personelinde kusur aramak doğru değildir. Kusur merkez bankasının seçici kurulundadır. Böyle olmasına rağmen sembolün güçlü tl’mizin gücüne  güç katmasını temenni ediyor, saygılar sunuyorum.