Siyasetten diplomasiye, protokol anlayışından özel yaşamındaki cesur tavırlarına kadar kelimenin tam anlamıyla bir simgeye dönüşen merhum Özal, halkın gönlünde taht kurmuştu...

Türkiye'nin siyasî, ekonomik ve toplumsal hayatında bir dönüm noktasını ifade eden merhum Turgut Özal, vefatının 16. yıldönümünde rahmetle anılıyor. Siyasetten diplomasiye, protokol anlayışından özel yaşamındaki cesur tavırlarına kadar kelimenin tam anlamıyla bir simgeye dönüşen merhum Özal'ın en yakın dostları Vakit'e konuştular. 

DOSTLARI: "ONU ŞİMDİ DAHA İYİ ANLIYORUZ"
Turgut Özal Düşünce ve Hamle Derneği Genel Başkanı ve Özal'ın Başdanışmanı Emin Başer; "O, yaptıkları ile milletin kalbinde yer etmişti" dedi. Merhum Özal'ın tabuları yıktığını dile getiren Başer, "Özal, devlet ve millet bütünleşmesini sağladı. Sivil, demokrat ve dindar Cumhurbaşkanı oldu. İçe kapanık ülkeyi dışa açtı, hayal dahi edilemeyecek birçok hizmetleri yaptı. O, halkın yüreğinde müstesna bir yer edindi, çocuklarımızın tonton amcasıydı ve hasretle beklediğimiz devlet adamıydı" diye konuştu. 
Turgut Özal Düşünce ve Hamle Derneği Eşbaşkanı ve bir dönem ANAP Genel Başkanlığı yapan Galip Demirel de; "Vefatından sonra her geçen gün onun bu ülkeye daha çok lazım olduğunu anlıyoruz. Niyetleri, görüşleri, prensipleri şimdi daha iyi anlaşılıyor. Bunu biz biliyorduk, şimdi herkesin anlaması güzel" şeklinde konuştu. Özal ile yakın çalışma içerisine girdiklerini dile getiren Demirel, şöyle devam etti: "Birlikte çalışacağı bürokratları çok iyi seçerdi ve seçtikten sonra da tam yetki verirdi. Bu güven ve cesaret iyi işler yapılmasına neden olmuştu."

CENAZESİNDE "HALK" VARDI, TEKBİRLERLE UĞURLANDI
Turgut Özal'ın cenazesine Türkiye'nin dört bir yanından yüz binlerce kişi akın etti. Merhum Özal, "Öldükten sonra beni İstanbul'a defnedin, kıyamete kadar Fatih Sultan Mehmed'in manevi ruhaniyeti altında bulunmak istiyorum" şeklindeki vasiyetine uyularak Adnan Menderes'in anıtmezarının bulunduğu, Topkapı'da kendisi için hazırlanan alana defnedildi. Cenazesinin tekbirler ve dualar eşliğinde defnedilmesi uzun yıllar konuşulmuştu. 

Hayırla yad edilen insan

Vefat yıldönümünde hayırla yad edilen eski Cumhurbaşkanı Özal'ın tam ismi Halil Turgut Özal. 13 Ekim 1927 tarihinde Malatya'da doğdu ve 17 Nisan 1993'te Ankara'da vefat etti. Babası Malatya Çırmıktılı Ünlüoğulları'ndan Mehmed Sıdık idi. Babası banka memuru, annesi Hafize Hanım ise ilkokul öğretmeniydi. Babasının görevi nedeniyle sık sık il değiştiren Özal, ortaokulu Mardin'de bitirdi. Mardin'de lise olmaması nedeniyle, Konya'da Konya Lisesi'nde eğitimine devam etti. Özal, İstanbul Teknik Üniversitesi Elektrik Mühendisliği'ni burs alarak kazandı. Evlendikten sonra, Amerika'da ihtisas yapmaya giden Özal, ekonomi branşında eğitim aldı. Geri döndüğünde Elektrik İşletmesi Etüd İdaresi Genel Müdür Yardımcısı oldu ve Türkiye'de elektrifikasyon üzerine projelerde çalıştı. 27 Mayıs 1960 askeri darbesinden sonra askerliğini bitirdi ve Devlet Planlama Teşkilatı'nın (DPT) kuruluş çalışmalarına katıldı. 1965 seçimlerinden sonra Süleyman Demirel'in danışmanı olarak görev yaptı. 1967 yılında DPT Müsteşarı olan, 12 Mart 1971 muhtırasından sonra 1973 yılına kadar Amerika'ya giderek Dünya Bankası Sanayi Dairesi'nde danışman olarak çalışan Özal, yurda döndükten sonra başta Sabancı Holding olmak üzere birçok sektörde yönetici olarak bulundu.

12 EYLÜL'DEN SONRA BAŞBAKAN YARDIMCISI OLDU
Turgut Özal, 12 Eylül 1980 askeri darbesinden sonra, Bülent Ulusu hükümetinde ekonomiden sorumlu başbakan yardımcılığı görevine getirildi. Liberalleşme ve sivilleşme yolunda yoğun çaba harcadı. Bu göreve getirildikten 22 ay sonra, 14 Temmuz 1982 yılında istifa etti. Özal 1 yıla yakın bir çalışmadan sonra 20 Mayıs 1983'te Anavatan Partisi'ni kurdu. 6 Kasım 1983'te yapılan ilk genel seçimlerde Özal'ın kurduğu Anavatan Partisi tek başına seçimleri kazandı. 400 sandalyeden oluşan parlamentoda 211 milletvekili çıkararak iktidar oldu. Özal, Türkiye Cumhuriyeti'nin 45. ve 46. dönem hükümetlerinde başbakanlık yaptı ve 31 Ekim 1989'da 8. cumhurbaşkanı seçilerek, görevi başında hayatını kaybetti. İktidarda bulunduğu 1983-1991 döneminde Türkiye ekonomisi ortalama yıllık % 5.2 oranında büyüdü ve Türkiye'nin GSMH'sini dünya toplamının binde 9.68'inden binde 11.21'ine yükseltti. 

Suikastçısını affetti

18 Haziran 1988 Cumartesi günü Ankara Atatürk Spor Salonu'nda Anavatan Partisi'nin 2. Olağan Kongresi'nin düzenlendiği sırada, Kartal Demirağ, Özal'a suikast girişiminde bulundu. Baş parmağından vurulan Özal, ayağa kalkar kalkmaz kolay kolay unutulmayacak bir söz söyledi: "Allah'ın verdiği canı O'ndan başka alacak yoktur, O'nun dilediğinin dışında iş yapacak yoktur." Bu sözüyle salonda dakikalarca alkışlandı. Saldırı sonrası etrafa rastgele ateş açan korumalar ise 18 kişinin yaralanmasına sebep oldu. Yaralananlar arasında Bakan İmren Aykut da vardı. Özal, önce ölüm cezasına çarptırılan, ardından cezası 20 yıla indirilen Kartal Demirağ'ı Cumhurbaşkanlığı döneminde affetti.

O, insanı severdi

- "Biz çocukları severiz. Biz gençleri severiz. Biz insanı severiz. İnsandan daha mübarek, ne bir mahlûk, ne bir kurum, ne de bir doktrin vardır."

- "Devlet de, kalkınma da, iktisadi gelişme de tek bir amaç taşır: İnsanın, insanca, özgürce, refah ve mutluluk içinde yaşaması."

- "Biz çağı doğru okuyorduk ve çağı doğru okumak demek, Türk ekonomisini dünyadaki mukadder gelişmeleri göğüsleyebilecek donatıma kavuşturmak, dünyanın gidişatına senkronize etmek demektir."

- "Bir şeye karar verdim mi, dosdoğru giderim. O iş elimden kurtulamaz."

Önemli projelerinden

3 Temmuz 1988'de İkinci Boğaz köprüsünün açılışını yaptı. Fatih Sultan Mehmet Köprüsü adıyla hizmete giren bu köprü 16 ay gibi kısa bir zamanda bitirildi. Çok şeritli otobanlar ve çevre yollarının mimarı sayılan Özal, Güneydoğu Anadolu Projesi'ni (GAP) de hayata geçirdi. 31 Ocak 1991'de Turgut Özal'ın özel gayretiyle ve Bakanlar Kurulu'nun aldığı bir kararla TCK'nın 141, 142 ve 163. maddelerinin kaldırılması neticesinde kuvvet kullanılmaması şartı ile düşünce hürriyetinin önündeki engeller kaldırılmış oldu.

Ne demişlerdi?

Muhsin Yazıcıoğlu: "Merhum Özal, yıllarca camisinde, düğününde, sokaklarında kendisi gibi yaşayan, ama çağın ilmini yakalamış, çağın fennini yakalamış, çağın bilgisayarlarıyla oynayabilen bir insan özlüyordu. Bilgisayarlarla oynasın, bilgisayarın içinde olsun, yabancıların lisanlarını da bilsin, onların kültürlerini de tanısın ama kendi kişiliğini korusun, kendi milletinin kişiliğine saygı göstersin, kendi milletinin inançlarına saygı göstersin istiyordu."

Ertan Yülek: "1965 yılında İstanbul'dan Ankara'ya gelirken, Erbakan Hocamız; 'Gittiğinde bizim Turgut'u gör, tavsiyelerini al' dedi. Bir yaz günü kısa kollu beyaz gömlekli Turgut Ağabey'le tanıştım. O günden ölümüne kadar, hep bizim için Turgut Ağabey, Turgut Bey oldu. O, millî ve manevî değerlere bağlılığını, inancını kaybetmedi. Onun yerinde olanlar, oturanlar ve kurduğu parti onun değerlerine sahip çıkamadı."

Cem Karaca: "Gelişen dünya içerisinde Türkiye'nin iki binli yılların devleti olacağına olan inancı ve bu doğudaki Türk cumhuriyetleriyle batıdaki Bosna'ya kadar uzanan şerit üzerinde siyasal bir coğrafyadan değil; ama kültürel bir coğrafyadaki işbirliğinden çok inanarak bahsettiğine tanık oldum. Olayları büyük düşünmekten yana bir insandı. Kısa vadeli işlerle pek ilgilendiğini sanmıyorum."

Vehbi Dinçerler: "Şüphesiz istikameti olan, nihai hedefleri olan bir lider idi. Düşünen kimse ve yapan kimseydi. Bu hedeflerini seçerken öyle on yıllık, yirmi yıllık değil, yüz yıllık, iki yüz yıllık, belki çok daha büyük hedefleri kafasında taşıyan biriydi."

Namık Kemal Zeybek: "Dünyanın gidişini kavramış, çağdaş bir kafaya ve bilgi birikimine erişmiş ve dünyanın geldiği bilgi toplumu gerçekliğine Türkiye'yi de eriştirmek isteyen, bu konuda köktenci, atılımcı ve tam adını koyalım devrimci işler yapmaktan çekinmeyen bir insandı. Özal, kökleşmiş devletçi gelenekleri, milletle birlikte yıkmaya çalıştı." 

Ekrem Pakdemirli: "Özal devleti ve devletin önem verdiği ilke ve kurumları tartışmaya açarak tabulara karşı çıkmıştı."

Editör: TE Bilisim