Bostancı’da 6 saat süren çatışmadan geride ihmal, cehalet ve reyting hırsı kaldı. Göz göre göre bir genç pisi pisine vuruldu. Bir kameraman da hafif yaralarla saldırıyı atlattı.

O anı tüm Türkiye ekranları başında izledi büyük bir acıyla. Şimdi ‘suçlu kim?’ kavgası başladı. Gelin şimdi suçluları hep birlikte bulalım.

Polis öyle bir emniyet şeridi çekmiş ki evlere şenlik. Teröristin ateş açtığı yere yaklaşık 60 metre mesafe var. Kalabalığın toplandığı yer o daireyi de cepheden görüyor. Yani ateş alanı içinde. Kıstırılan kişi de azılı mı azılı bir terörist.

Aranan kişi de 3 üst düzey kadrodan ve çok tehlikeli bir isim. Caddeden arabalar vızır vızır geçiyor, operasyon alanı steril edilmemiş.  Bütün bunları alt alta konulduğunda ihmalin büyüğü polise düşüyor.

Muhabirler neredeyse hücre evinden canlı yayın yapacak. Ellerinde olsa teröristle röportaj yapacaklar. Emniyet şeridinin çekili olduğu yer ve çatışmanın olduğu nokta arasındaki mesafeyi görmüyor veya görmek istemiyorlar.

Ağaç ya da duvar arkasına gizlenme dertleri yok, en çarpıcı görüntüyü çekme telaşındalar; çünkü müdürleri öyle istiyor elleri mahkum. Kulakları sağır eden patlamalardan, kurşun yağmurundan kime ne?

Dahası yaralı yerde yatarken basın mensupları arkadan gelecek olası kurşunu hesap etmiyor. Yaralıyı çekme derdindeler; burada kaçıracakları görüntü başlarına ölümden beter iş açabilir ne yazık ki.. Bu mesleğin acımasız tarafı da bu olsa gerek.

Muhabirler kadar onları uyarmayan, hatta en iyi görüntü adına gaza getiren, insan canını haberden üstün tutan yöneticiler de suçlu. Çatışmanın saatlerce sürdüğü, ölü ve yaralı polislerin olduğunu bildikleri halde.

Peki ya meraklı vatandaşlara ne demeli? Havada uçuşan kurşunları saymak istercesine sokulmuşlar olay yerine.. Sanki dizi film setine çatışma sahnesi çekiliyor. Oysa rol değil gerçeğin ta kendisi oynanıyor.

Terörist makineli tüfekle ateş açsaydı, açık hedef haline gelen kalabalıktan kaç kişi yere yıkılırdı kim bilir. O zaman facianın boyutlarını varın siz hesap edin.

Evlerde oturanlar ise pencere kenarında VIP locasından sanki maç izler gibi seyrediyor olanı biteni.. Dışarıda dünya yıkılıyor ama onlar silahların nasıl ateş aldığını, bombaların nasıl ses çıkardığını dinlemekle meşguller.

Meraklılar tribün oluşturmuş operasyonun dedikodusunu yapıyorlar. Seken bir kurşunla yere yığılmaları an meselesi oysa. Suçlu zincirinin üçüncü halkasını da vatandaşlar oluşturuyor.

Ne yazık ki olan bitenden kimse ders almayacak. Bağırışlar, çağırışlar, feryat figan iki gün sürecek ve sonra her şey eskisi gibi kaldığı yerden devam edecek.

Editör: TE Bilisim