20 Kasım, 1989 yılından bu yana Birleşmiş Milletler tarafından dünya genelinde çocukların karşı karşıya kaldıkları hak ihlallerini gündeme taşımak amacı ile idrak edilen “Dünya Çocuk Hakları Günü” için düzenlemiş olduğumuz basın açıklamamıza ülkemizin 2018 yılı bütçesinin özetini sunarak başlamak istiyoru

Türkiye’ nin2019 yılı genel bütçe büyüklüğü 867 milyar 296 milyon lira, bütçe gelirleri 696,9 milyar liradır. Bütçe açığımız 93.6 milyar. 93.6 milyar açık dediğimiz borcumuzdur. Faiz ödemeleri için 2019 yılı bütçesinden 117.3 milyar lira ayrılmıştır.

Çocuk hakları için yapılan bir basın açıklamasına özellikle bütçe rakamları ile başlamaktaki sebebimiz, dünyada yaşanan kapitalist ekonomik düzenin ülkemize yansımasını ortaya koymaktır. Mevcut dünyada sömürülen bütün ülkelerin bütçeleri maalesef Türkiye bütçesi ile aynı özellikleri taşımakta; bütçenin büyük kısmını oluşturan bir faiz sarmalı, üretimden çok tüketimin sebep olduğu bütçe açığı(borç) ve bunların neticesi olarak yatırıma yönlendirilemeyen gelirler ve çapı genişleyemeyen ekonomi. Malesef manzara bu. Ve bu ekonomik manzaranın alt yapısını oluşturduğu pek çok sosyal,siyasal sorunlar.

İnancımıza göre insan daha cenin halinde iken haklara haiz haldedir ve çocuklarımız tüm insan haklarına doğuştan sahiptir. Bir farkla ki, sahip oldukları hakların korunması, onlardan sorumlu alan velilerinin omuzlarındadır, yani bizlerin omzunda. Bu büyük bir sorumluktur. Bu sorumluluğun kusursuz şekilde yerine getirilebilmesi için hiç şüphesiz sağlam bir aile, asgari geçim imkanlarını sağlayacak gelir, yer yüzünde bulunan bütün çocuklarımızın hakkıdır.Fakat insanı maddeleştiren kapitalizmin, insanlığı getirdiği noktada gördüğümüz manzaraya bakacak olursak;

Eurostat’ ın verilerine göre AB ülkelerinde her yıl 50 milyon kadının kürtaj olduğu gerçeğini görmekteyiz. Evlilik dışı doğum oranlarının Estonya’ da %60, Slovenya’ da %57, Bulgaristan ve Fransa’ da %54, İsveç ve Belçika’ da %50, Danimarka’ da %49, İngiltere’ de %47, Hollanda’ da %45, Avusturya’ da %40, ispanya, Almanya, Romanya’ da %30 lar, İtalya ve Polonya’ da %20lerin üzerinde olduğu, yani Avrupa kıtasında çocuk nüfusun neredeyse yarısının çift ebeveynli aileden yoksun olduğu ve sağlam aile birliğinin olmayışından kaynaklanan bütün tehditlere bu çocukların açık olduğu görülmekte. Kaldı ki uyuşturucunun Asya’ da üretilip Avrupa’ da tüketildiği bir sır değil.

Tüm dünyada 64 milyonu kız ve 88 milyonu erkek olmak üzere 152 milyon çocuk çalışma yaşamında ve bu da dünyada her on çocuktan hemen hemen biri anlamına gelmektedir. 5-17 yaş grubundan çalışan çocuk sayısının en yüksek olduğu bölge Afrika’dır (72,1 milyon). Afrika’yı Asya ve Pasifik (62 milyon), Amerika kıtası (10,7 milyon), Avrupa ve Orta Asya (5,5 milyon) ve Arap Devletleri (1,2 milyon) izlemektedir. 5-14 yaş grubundan olup çalışan çocukların yaklaşık üçte biri eğitim sisteminin dışındadır. 5-14 yaş grubundan çalışan çocukların yüzde 38’i tehlikeli işlerdedir ve 15-17 yaşlarında olanların neredeyse üçte ikisi haftada 43 saatten fazla çalışmakta.

40 Milyon mülteci çocuk dünyamızın en büyük trajedisidir. Son 10 yılda yapılan savaşlarda 2 milyondan fazla çocuk öldü, 5 milyonu sakat kaldı.

Her 2 çocuktan biri şiddete maruz kalıyor, yılda 2,5 milyon çocuk kaçırılıyor. 1,5 milyon çocuk fuhuş pazarına sürülüyor. Pornografiye yılda 10 milyar dolar harcayan Abd, Çocuk Hakaları Sözleşmesini imzaladığı halde yürürlüğe koymayan iki ülkeden birisi, Abd çocuk evsizliğinin ve açlığının en çok olduğu ülke.

Birleşmiş Milletler Mülteciler Yüksek Komiserliği’nin Kasım 2015 tarihli ‘Vatansız Çocuklar’ raporuna göre, dünyada her 10 dakikada bir vatansız (haymatlos) çocuk doğuyor. Raporda etnik kimlik, din, savaşlar, yerinden edilme gibi nedenlerle herhangi bir yere ait olamayan kişilerin yaşadığı 20 ülkede, her yıl en az 70 bin vatansız çocuğun dünyaya geldiği belirtiliyor.

Sadece İstanbul’da 20 bin çocuğumuz sokakta yaşıyor. Milli Eğitim Bakanlığı’nın resmi verilerine göre 935 bin 832’si kız, bir milyon 38 bin 42’si erkek olmak üzere toplam bir milyon 973 bin 874 çocuk eğitimin dışında ve eğitim hakkından yararlanamamaktadır.

Çocuklara yönelik cinsel istismar vakaları son 10 yılda yüzde 700’lük bir oranla maalesef artış gösterdi. Hayatını kaybeden her 30 işçiden birisi yoksulluktan dolayı çalışan çocuk işçiler. 5 yılda en az 260 çocuk çalışırken hayatını kaybetti. 2013’te en az 59, 2014’te en az 54, 2015’te en az 63, 2016’da en az 56 ve 2017’nin ilk 7 ayında ise en az 28 çocuk işçi yaşamını yitirdi.

2002-2018 arası ceza evlerindeki çocuk oranı %26 oranında artmıştır.

MEB’in 2017 tahminlerine göre, 490 binden fazla Suriyeli çocuk ülkemizin çeşitli yerlerindeki okullara kayıtlı durumda iken buna karşın 380 bin okul çağındaki Suriyeli çocuk okulda değil.

Adalet Bakanlığı’nın son açıkladığı istatistiklerde yaklaşık 700 çocuğumuzun anneleriyle birlikte cezaevinde olduğunu biliyoruz. Otizmli yavrularımızın yalnızca %10 okullardan istifade edebiliyor.

Dünyadaki insanların yarısı günde 2 dolardan az bir parayla yaşamaya çalışırken silahlanmaya saatte 100 milyon dolar harcanıyor

Uyuşturucu ticaretinden elde edilen gelir 700 milyar dolar civarında, yani dünya ekonomisinin toplamının dörtte üçü kadar, 13 milyar dolar dünyadaki temel sağlık sorunlarını asgari ölçüde çözebilecekken AB ülkeleri 13 milyar doları sadece parfüme harcıyor.

Evet manzara maalesef bu, yedi milyarlık dünya nüfusunun 1 milyarının saadeti üzerine kurulmuş bu kapitalist sistemin insanlığa vaat ettiği “özgür” dünyanın resmi bu. Milli Görüş camiası olarak tekrar tekrar hatırlatıyoruz, bu vahim manzara AB nin yaptığı gibi, ailesiz dünyaya gelen çocuklara süt bankası kurarak düzeltilemez. Vatanı, evi annesi, babası, tüm ailesi elinden alınan Filistinli çocuğa park yaparak, boya kalemi alarak düzeltilemez, Aylan Kurdi’ nin en güzel kısa filmlerini yapıp izlerken ağlayarakta, telefonumuzdan Yemen için 5tl tuşuna basarak ta düzeltilemez. Bu büyük adaletsizlik kendi boyutundan daha büyük bir farkındalık ve şuur halini gerektirmekte. Samimiyet gerektirmekte. Ülke yöneticilerinin kapitalizmin çarkına su taşımayı marifet sayarak, bütçelerinin 4/1ini faiz olarak egemenlere aktaran politikaları ile de düzeltilemez.

Biliyoruz ki bütün dünya Adil bir düzen, yeni bir dünya bekliyor, bu uzak bir gelecek değil. Materyalizm değil, maneviyatçılık, Çatışma değil, diyalog, Çifte Standart değil, adalet, Üstünlük, tekebbür değil, eşitlik, Sömürü değil, işbirliği, Baskı ve faşizmin değil, insan hakları, gerçek özgürlük ilkeleri üzerine kurulacak yeni dünya için el birliği ile çalışmak zorundayız.

Yöneticilerimize sesleniyoruz, çöken emperyalizmin payandası olanlar kesinlikle kaybedecekler. Türkiye zahiren güçlü görünenlerin tesirinde, ekseninde politika üretecek bir ülke değildir. Bu aziz millet haklı olduğunda ve haklının yanında olduğunda daima kazanmış, kendisine kapılar açılmıştır. Türkiye’nin istikbali Büyük Orta Doğu Projesi başkanlığına bağlı değildir. Bilakis Ortadoğu’da ve tüm dünyada mazlumların, öksüzlerin yetimlerin, mağdurların artmasının en büyük sebesi olan Siyonist Emperyalizmin çökertilmesi şarttır ve bu vazife aziz milletimizindir. Bölgemizde yaşanan ve ülkemizi doğrudan tehdit eden gelişmeler karşısında kahraman askerimiz bölgeyi istikrara kavuşturacak her göreve hazır olduğunu Barış Pınarı Harekatı ile bir kez daha göstermiştir. Siyasilerimizin ve devlet adamlarımızı da en az askerimiz kadar cesur olmaya, bölgemizde gerçekleşen Siyonist oyunu kökünden bozmaya davet ediyoruz. Beş günlük aradan sonra Barış Pınarı Harekatı’nınFilistin’e kadar genişletilmesini istiyoruz. Dünyada zulmün son bulmasını istiyorsak bu oyunu bozmak şarttır, Sn. Devlet Başkanımızın BOP başkanlığından istifa etmesi zorunludur.Türkiye Aylan Kurdi, Muhammed Durra, Dilruba, JonBenetRamseylerin hamisidir, başka türlüsü olamaz, bünyesi kabul etmez, yürümez. Hiçbir konuda konjonktüre, reel politikaya teslim olamaz. Akıl tutulmasının doruklarda gezdiği zamanlarda bile bu memlekette yanlışta ittifak edilemez, fırsatlar doğar ve Saadet Partisi çıkar pusulayı gösterir.

Yer yüzündeki bütün yavrularımız için adil bir düzen yeni bir dünya dileklerimizle.

Kaynak: İstanbul Times Haber Ajansı (İTHA)

 

Editör: TE Bilisim