İşte Aylin Kocaman’ın sorularımıza verdiği cevaplar:

Soru 1: Sizi özet olarak tanıyalım?

İsmim Aylin Kocaman.Sn.Adnan Oktar’ı çok uzun yıllardır tanıyorum ve kendisinin ilmi çalışmalarına başından beri hep hayranlık duydum. Tüm dünyaya Allah’ı sevdiren bu önemli faaliyette Adnan Bey’in yanında olmaktan dolayı gurur duyuyorum. 11 Temmuz 2018 tarihinde gözaltına alınıp tutuklandım ve 14 ayı Kocaeli 1 Nolu F Tipi Yüksek Güvenlikli Cezaevi, 5 ayı ise Silivri Cezaevi olmak üzere toplam 19 ay cezaevinde kaldım. Geçen hafta ev hapsi şartı ile tahliye oldum. Hiçbir suçum olmaksızın cezaevinde yaşadığım bu süreç bir imtihan ve ben, yaşadığım kaderi şükürle, hayranlıkla izliyorum.

İstanbul Times Röportaj / Hüseyin Çetiner 

Uzun yıllar boyunca yurt dışında dünyanın en ünlü gazetelerinde köşe yazarlığı yaptım. Bütün yazılarımda ve verdiğim röportajlarda Devletimin ve milletimin savunucusu oldum. Yurt dışında ülkemize yönelik önyargılı yorumların ayyuka çıktığı dönemlerde daima Devletimi savundum.

Özellikle 17-25 Aralık süreci gibi, ülkemin abluka alındığı dönemlerde daima Devletimden yana yazılar yazdım. Köşe yazarlığının yanı sıra, Al Arabiya, Sky News, BBC gibi pek çok TV kanalına da defalarca konuk edildim ve buralarda da aynı kapsam dahilinde açıklamalar yaptım. Devlet ve millet sevdalısı bir Müslümanım ve devletimin bekası için elimden gelen her gayreti gösterdim. Bundan sonra da Allah’ın izniyle göstermeye devam edeceğim.

Şunu söylemeliyim, yurt dışında vatan savunucusu yazılarıyla ön plana çıkan yalnızca bizlerdik. Sn. Adnan Oktar’ın tüm dünya çapında en büyük gazetelerde sürekli olarak yazıları yayınlanmıştır ve bu yazılar daima gazetelerin en çok okunanlar listesinde yerini almıştır. Bu yazıların tamamı Devlet-millet yanlısı yazılardır. Devletimiz ve hükümetimize yönelik tüm haksız suçlamaları ortadan kaldıran, Devletimizin şanını yücelten oldukça değerli yazılardır. Bizim cezaevine girmemizle birlikte bu değerli hizmet de maalesef kesintiye uğramış oldu.

Soru 2: Hangi suç isnadı ile cezaevine alındınız ?

Silahlı suç örgütü üyeliği suçlaması ile cezaevine alındım. Bunun yanı sıra dosyamızda hayali ithamlarla isnad edilen 20’den fazla suç bulunmaktaydı. Daha sonra bu suçlamalar düştü. Ortada bir örgüt, suç, hele hele silahlı bir örgüt olmamasına rağmen üzerimize yüklenen bu isnat oldukça şaşırtıcıydı. Tutuklanmamızdan 1 yıl sonra iddianame açıklandığında bütün bu isnatların sadece bize husumetli bir kısım kişilerin ve onların tehdidi altında yalan söylemek zorunda kalmış olan şahısların ifadelerine dayandığını, iddialarla ilgili başka hiçbir somut delil bulunmadığını gördük. Mahkemede bunların tümünün iftiraya dayandığını anlattık, delillerimizi sunduk. Eminim Mahkememiz bu konuda en adaletli kararı verecektir.

Soru 3: Harun Yahya ismi ile yazdığı eserlerle Darwincileri kızdıran Adnan Oktar daha sonra TV kanalı ile bir değişim geçirerek danslı vs. Figürlerle halkın önüne çıktı, bunda bir tezat yok mu?

Hayır herhangi bir değişim yok, bir tezat da yok. Evrim teorisine karşı mücadele vermek ayrı bir konudur, TV programlarında danslı figürlere yer vermek farklı bir konudur. Sn. Adnan Oktar, bütün dünyaya belalar getirmiş olan, kitleleri dinsizliğe sürükleyen evrim teorisinin ne kadar büyük bir sahtekarlık olduğunu yıllar önce fark etti ve evrim teorisiyle bilimsel mücadelesine 40 yıldır devam ediyor.

TV programlarında danslı figürlere yer vermek ise başka bir amaç taşıyor. Çok iyi bildiğiniz gibi genel olarak Müslüman toplumlarda laik kesimler, kendilerine sunulmuş olan kapalı din anlayışı nedeniyle dindarlığı yaşayamamakta, Allah’ı sevebileceklerine inanamamakta ve dindar kesimlerle müthiş bir kutuplaşmaya sürüklenmektedirler. Dindar olduklarında hayatlarının kısıtlamaya uğrayacağını, özgürlüklerinin ellerinden alınacağını düşünmektedirler. Söz konusu TV programları, bu anlayışı ortadan kaldırmak, bu kesimlere ulaşabilmek, onların da dindar olabileceğini gösterebilmek için yapılmış özel bir çalışmadır, bir tebliğ yöntemidir. Dinin içinde özgürlükler olduğunu, kendi yaşam şekillerinden kopmadan Allah’ı sevebileceklerini göstererek söz konusu kesimlere bir yol açmış olduk. Bu insanlar, müzik dinleyerek, dans ederek, sahil kesimlerinde kendi yaşam şekillerini muhafaza ederek dindar olabileceklerini görmüş oldular. Nitekim bunun sonuçlarını da aldık. Sn. Adnan Oktar’ın yayınlarının devam ettiği dönemlerde gençler arasında dindarlık oranı oldukça fazla arttı. Bizlere gençlerden müthiş geri dönüşler oldu. İslam dinine ve dindarlara karşı önyargılı bakış açılarının ortadan kalktığını söyleyenler, ateizmden dindarlığa geçenler oldukça fazla oldu. Ayrıca Hristiyan dünyasından da Müslümanlara ve Müslüman toplumlara yönelik önyargılar büyük ölçüde ortadan kalktı. Avrupa Birliği nezdinde de Türkiye’nin özgür, modern ve dindar görünümü almasında büyük bir katkımız oldu.

Önemli bir konu daha var, bu bahsettiğiniz bölümün süresi. A9 TV’deki yayınlarımız elbette sadece danslardan ibaret değil. Kanalın tüm yayınları genellikle belgesellerden, dini içerikli programlardan oluşuyordu. Danslı müzikli içerikler yalnızca akşam yayınlarında gerçekleşiyor ve tüm yayının da çok küçük bir kısmını teşkil ediyordu.

Ancak şunu belirtmeliyim, biz Devletimizin istemediği hiçbir konuda ısrarcı olmayız. Bizler zaten TV yayınlarında dans etmeye meraklı insanlar da değiliz. Eğer eğlenmek istesek, yayını kapatır istediğimiz gibi dans edebilir, müzik dinleyebilirdik. Burada özel bir amaç olduğu açıktır. Ama eğer söz konusu yayınların bu şekilde yapılması Devletimiz tarafından uygun görülmüyorsa, biz buna devam edecek değiliz. Devletimizin istemediği bir şeyi ısrarla yapacak değiliz. Yalnız bizden ayrılıp dağılmamızı istemesinler. Biz bir örgüt değiliz; biz birbirini seven insanlarız, dostuz, arkadaşız. Sevginin zor olmadığına, yaşanabilir olduğuna inansalar bizim de birbirimizi sevdiğimiz için bir arada olduğumuza inanabilirler. Bu o kadar zor değil. Bize “birbirinizi sevmeyin, birbirinizle arkadaş olmayın, birbirinizden uzaklaşın” diyorlar. Biz bunu neden yapalım? Neden sevdiğimiz insanları bırakalım? Neden sevdiklerimize karşı vefasızlık yapalım? Bunu kim, kimden ve neden ister? Bunu yapmayız, ama bunun dışında Devletimizin istemediği hiçbir şeyde ısrarcı olmayız.

Soru 4: Kaç arkadaşınız tutuklandı, kaçı serbest kaldı, kaç kişi halen içerde ?

Aralık 2019’da 91 arkadaşımız tahliye edildi, 12 Şubat 2020’de ise bizler -4 kişi- tahliye edildik. Ancak bizim tahliyemizin akabinde 4 kişi daha tutuklandı. Şu anda Adnan Bey de dahil olmak üzere 77 kişi tutuklu durumda. Adaletin en kısa zamanda tecelli edeceğine ve ortada hiçbir suç olmayan bu davanın çok yakın zamanda beraatle sonuçlanacağına inanıyorum. Türk adaletine daima güvendik, halen güvenimiz tamdır.

5:Herkes beraat edince yine aynı şekilde faaliyetlere devam edecekmisiniz ?

Bizim faaliyetlerimiz her zaman,Allah’ın yüceliğini ve büyüklüğünü anlatmak; İslam’ın menfaatini korumak, dünyadaki Müslümanların kurtuluş ve refahı ve vatanımızın, milletimizin selameti ve bekası üzerine kuruludur. Böyle son derece faydalı konulardaki faaliyetleri her Müslüman Türk vatandaşının üstlenmesi gerekir.

Biz şimdiye kadar daima Allah, vatan, millet, Devlet taraftarı olduk ve bu çizgimizden de asla sapmayacağız. Ancak şunu tekrar belirtiyorum, Devletimizin razı olmadığı hiçbir şeyde de ısrarcı olmayız.

Kaynak: İstanbul Times Haber Ajansı (İTHA)

Editör: TE Bilisim