Eskiler boşuna doğru duvar yıkılmaz dememişler.
Biz kıt kaynaklarımız ile insanlarımızın hayatını olumsuz yönde etkileyen  inşaatlar ile alakalı 2009 Eylül ayında İstanbul’da yaşadığımız sel felaketinden bu  yana özgür tarafsız haberlerimiz ile elimizden geldiği kadar kalem oynatma gayretindeyiz.

1989 yılından beri Matbuat alemimin içindeyim. 2008 den bu yana da Gazete ,web siteleri, web tv. ler başta olmak üzere bir yayın grubunu bünyesinde barındıran bir medya grubunun kurucusu ve imtiyaz sahibiyim.

Doğrusunu söylemek gerekirse beni en çok üzen, en çok yoran proje KUZU İNŞAAT’ın Ataköy Sahilinde Kıyı kanununa muhalefet ederek Adına Sea Pearl verdikleri projeleri ile hakkımda Cumhuriyet savcılıklarında suç duyurusunda bulundular.

Tabi İlgili savcılık yaptığımız çalışmaların basın özgürlüğü kapsamında olduğunu beyan ederek suç duyurusunu RED ederek bizi haklı buldu.

Sanki ben inşaat firması sahibiymişim gibi bu seferde yaptığımız haberler ile haksız rekabet yaptığımızı ileri sürerek Sınai Mülkiyet haklarına bakan Cumhuriyet savcılıklarında da suç duyurusunda bulundular.

Verdiğim dilekçe de benim inşaat işi yapmadığımı, beyan ederek haksız rekabetin olabilmesi için aynı işi yapmamız gerektiğini ifade ettiğim görüşüm ilgili savcılık tarafından dikkate alındığı için bu da RED edildi.

Peki Ataköy sahilini perişan eden Kuzu İnşaat beni ve yayın grubumu bundan sonra rahat mı bıraktı. Kesinlikle hayır bu sefer de şahsım ve gazetem hakkında maddi ve manevi tazminat davaları açtılar Bakırköy de bulunan mahkeme de bizi haklı bularak açılan maddi ve manevi tazminat davalarını RED etti.

Kuzu İnşaat yukarıda izah ettiğim 3 ayrı yargı organından RED yediğinin yanında bazı haberlerimizin yayından kaldırılmasını istediği haberlerimiz ile alakalı da yargıdan TOKAT yedi.

Haklı olduğumuz birçok yargı kararı ile teyit edildi ama Kuzu İnşaat Avukatlar ordusuna bizi rahatsız etmeleri adına talimat vermiş durumdalar Adliyeler 2.adresimiz oldu

Buradan Kuzu İnşaat’ ın yönetim kurulu başkanı sayın Özen Kuzu’ya parasına, kamudaki büyük abilerine güvenip yerel basına sen de kimsin ki 3 milyar dolarlık projemi eleştiriyorsun diyerek kamu adına yayıncılık yapan bizleri ve halkın sizin hatalarınızı söylemelerini dikkate almayıp biz kralız yaklaşımınız sizi bugün ne hale getirdi görüyorsunuz.

Halk ile ve basın ile istişare edip hakkınız olanın üzerinde açgözlülük yaparak kanunsuz olarak fazla inşaat yapmasaydınız ve kıyı kanunua muhalefet etmeseydiniz bugün İstanbul 10. İdare Mahkemesi tarafından inşaat ruhsatınız iptal edilmeyecekti.

Bugün Ataköy sahili bu hale gelmişse BAS PARA’yı al imarı diyen Emlak konut’da sizin suç ortağınızdır.

Özen bey size şunu tavsiye etmek isteriz,

Halihazırda sayın Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’da yükse ve İstanbul’a ihanet eden binalara karşı iken siz de TOKİ ve EMLAK konut’a ödediğiniz paralarınızı alın.

Üç beş senedir yaptığınız yatırım ve harcamaların telafisi için de Hazine size Kayaşehir veya diğer bir yerde uygun fiyata arsa temin etsin bir an önce KUZU İnşaat’ın şöhretini yerle bir edecek olan Ataköy’deki Sea Peal projenizi halkın selameti için yıkın ve buradan elinizi ayağınızı çekin.

Tabi sizin proje ile beraber diğer projeler de yıkılmalı ve burası 2002 yılındaki haline getirilsin.

Tek çıkış yolu budur. Bugün ilgili mahkemenin inşaat ruhsatınızı iptal etmesini belki bir şekilde iptal ettirip yeniden inşaata başlayabilirsin.

Daha önce defalarca söyledim Doğu Roma 330 dan 1453 e kadar 1.123 yıl, Osmanlı 1453’ den 1923’e kadar 479 yıl,Türkiye Cumhuriyeti ise 1923 den 2002’ye kadar 79 yıl Ataköy sahiline imar vermezken 2002 den sonra TOKİ ve Emlak konut’un buralara imar vermesi yanlış ve hatalı olduğunu 7 yıldır haykırıyorum.

Kuzu Grubu, Ekonomik gücüne ve siyasi desteklerine güvenerek 1.643 yıldır İmara açılmayan Ataköy sahilini imara açmak için elinden gelen her türlü hukuksuzluğu yapmakta sakınca görmedi ama İstanbul’da yargıçlar var…

İmar mevzuatına uygun olmadığı gerekçesiyle iptal edilen ruhsat için düzenlenen bilirkişi raporunda, 181 parselin dosyadaki bilgilere göre kök parsel olarak 59 ada, 2 parsel iken, önce 564 ada, 167, 176, 177, 178, 179, 180 parseller olarak ifraz edildiği, sonra da bu parsellerin tevhidinden 564 ada, 181 parsel olarak ifraz ve tevhit işlemleri yapıldıktan sonra tescil edildiği ve bu işlemlerin mer’i plana göre yapılıp yapılmadığının bilinmediği kararına varılarak, 181 parsel için verilen yapı ruhsatlarının imar mevzuatına uygun olmadığı belirtildi.

Bilirkişi raporunda göze çarpan diğer ayrıntı ise, yapı ruhsatlarında 27 bin metrekare fazla inşaat hakkı verilmesi.

Bu yapılaşmanın imar planı hükümlerine, şehircilik ilkelerine ve kamu yararına aykırı olduğunun vurgulandığı raporda, “Uyuşmazlığa konu yapı ruhsatı düzenlenirken kıyı kenar çizgisinden deniz yönündeki kıyı alanı da dahil edilerek brüt parsel alanı hesabıyla inşaat hakkı verildiği, bu nedenle İmar ve Kıyı Mevzuatlarına aykırı olarak düzenlenen dava konusu ruhsatlar ile 227.605,22 m² yerine 254.990,91 m² inşaat hakkı düzenlenerek, yaklaşık %12 oranında (27.385,69 m²) fazla inşaat hakkı düzenlendiği, davaya konu parselle bitişik parselde 1/1000 ölçekli uygulama imar planında hükmedilen Bakım ve Akaryakıt İstasyonunun imar mevzuatına, parselasyon planı ve/veya imar mevzuatı çerçevesinde ifraz ve tevhit işlemleri yapılmadan inşaat ruhsatı verilmiş olması, yine bu planda imar parseli üzerinden verilen toplam yapılaşma hakkının 227.605,22 m² olması gerekirken, ruhsata esas onaylı projede 254.990,91 m² onaylanarak aşılmış olması nedeniyle, Bakım ve Akaryakıt İstasyonu yapılaşma payı hariç olarak toplamda 27.385,69 m² alanın fazladan onaylanmış olması nedenleriyle 1/1000 ölçekli uygulama imar planı hükümlerine, şehircilik ilkelerine ve kamu yararına aykırı olduğu görülmüştür” denildi.

Bu kadar da olmaz dedirten çok şey burada oldurulmaya çalışıldı ama bu işin sonu hüsran

İNŞAAT RUHSATLARI İPTAL! İstanbul 10. İdare Mahkemesi’nde görülen davanın karar metninde, “Uyuşmazlığa konu olan yapı ruhsatı düzenlenirken kıyı kenar çizgisinden deniz yönündeki kıyı alanının kamunun kullanımına ait olduğundan yapı ruhsatı verilirken brüt parsel üzerinden değil, kıyı kenar çizgisinden deniz yönündeki kıyı alanı düşüldükten sonra bulunacak net imar parseli üzerinden yapı ruhsatı verilmesi gerektiği gibi, dava konusu ruhsatlar ile akaryakıt ve bakım istasyonu kullanımına ayrılmış bir alanda apart otel kullanımı için ruhsat verilerek mevzuata aykırı bir uygulama yapıldığı, dava konusu yapı ruhsatları ile dava konusu parselde yaklaşık %50 oranında fazladan inşaat hakkı tanındığı ve yapılmakta olan inşaatların Anayasa, İmar Kanunu ve Kıyı Kanunu ile öngörülen düzenlemelere aykırı olduğu sonucuna varıldığı,” ifade edilerek, 03/12/2013 tarihinde verilen 5736 A – B – C – D – E – F – G – H – I – J sayılı inşaat ruhsatlarının iptaline karar verildi” denildi.

Allah bana ömür verirse burası 2002 haline gelene kadar mücadele edeceğim

Er yada geç bu alan eskiden olduğu gibi halka açılacak. Çünkü kıyı kanununa muhalefet var, çünkü halkın sahillere inmesini yasaklayan beton kütleler var.

Yayın grubu olarak bu konuda sonuna kadar işin üstüne gideceğiz.

Ayrıca mimarlık fakültelerinde ibretlik bir kitap olması adına bu proje için uğratıldığımız mağduriyetleri kitap haline getirmeye başladım. İnşallah en yakın zamanda kitabımızda raflarda yerini alacak ve bu eserde her şeyi daha ayrıntılı ele alacağım inşallah.

İstanbul Times / Hüseyin Çetiner