İngiltere’nin başkenti Londra’nın kuzeyindeki Tottenham’da, 29 yaşındaki Mark Duggan’ın geçtiğimiz hafta perşembe günü çatışmaya girdiği polis tarafından öldürülmesinden sonra, cumartesi akşamı çıkan olaylar büyümeye devamediyor. Londra’yı savaş alanına çeviren ve kent sakinlerine büyük korku yaşatan yağma ve protestolar, dün Birmingham’ın ardından Liverpool ve Manchester kentlerine de sıçradı.

Yağmacılar başkent Londra’da işyerlerine saldırıp, sokak ortasında silahlı soygunlara başlarken, Türk ve Kürt işçi ve işletmecilerin tavrı da tartışma yarattı. Londra’nın bazı bölgelerinde yaşayan Türk ve Kürtlerin, dükkânlarını vemallarını göstericilerden korumak için sopalarla, döner bıçaklarıyla ve kebap şişleriyle savunma nöbeti tuttukları ifade ediliyor.

POLİS TEHDİT ETTİ

Bu durum, sosyal paylaşımsitelerinde ve İngiliz basınında tartışma yarattı. Protestocular ve onlara destek verenler, Türklerin tavrının hukuksuz olduğunu ve işleri daha da zorlaştıracağını öne sürerek eleştirirken, bir kısımLondralı da Twitter üzerinden yayınladıklarımesajlarla Türklere ve Kürtlere teşekkür ettiklerini belirtti.

Yağmacılara karşı en büyük direnişin görüldüğü yerler olan, Crystal Palace ve Dalston bölgesinin Türk ve Kürt sakinleriyle görüşen muhabir Jasmine Coleman, İngiliz The Guardian Gazetesi’ndeki haberinde şu ifadeleri kullandı “Bağımsız hareket eden Türk ve Kürt manavlar, berberler güvenlik görevlilerinin olmadığı bir bölgedeler. İşçiler, akrabaları ve arkadaşlarıyla ellerinde sopalarla dükkânlarını koruyorlar. Bölgedeki birçok insan gösterdikleri çabadan dolayıminnettar. Ancak birçok işyeri sahibi, yağmacılarla kavga çıkması durumunda polisin kendilerini bundan sorumlu tutacağından da endişe duyuyor” diye yazdı.

Bölgedeki işletmecilerden Hüseyin Yavuz da, polisin kendilerini gözaltına almakla tehdit ettiğini ve çaresizce içeri girip ellerinde sopalarıyla beklediklerini söyledi. İsminin açıklanmasını istemeyen Türk bir esnaf da “20 yıllık emeğimi bu dükkâna koydum. Şimdi polis ve yağmacıların arasında kalmış durumdayım” dedi.

‘BİZ BİR AİLEYİZ’

The Guardian’a konuşan Türk berber Hüseyin Beytar da “Dükkânlarımıza sahip çıkmak zorundayız. Eğer bir tek bir camkırılırsa bu sokakta bulunan tüm Türk ve Kürtler dükkânları beraber koruyacağız. Biz bir aile gibiyiz” diye konuştu.

Saldırıların organizasyonu ‘sosyal ağlar’dan yapılıyor

Yağmacıların sosyal ağlar üzerinden organize olarak işyerlerine saldırdıkları söyleniyor. Yağmacılar özellikle, Facebook ve Twitter gibi internet sitelerini kullanıyor. Blackberry telefonunun anlıkmesajlaşma hizmeti “Blackberry Messenger”ı da yoğun şekilde kullanan yağmacılar, sokak ortasında soygunlar gerçekleştiriyor. Eli sopalı silahlı çeteler, dükkânların vitrin camlarını kapılarını kırarak soygunlar gerçekleştiriyor. Çetelerin bir başka hedefi de savunmasız siviller. İngiltere’de üçüncü gününe giren olaylarda yaşanan gaspların çok fazla olduğu tahmin ediliyor. Polis suçlamücadele için denetimimümkün olmayan Blackberry Messenger’ın bloke edilmesini istedi.

VATANDAŞLAR DA, TWITTER ÜZERİNDEN ÖRGÜTLENİYOR

Yağmacıların ardından olaylara isyan eden vatandaşlar da, dün itibarıyla sosyal ağlar üzerinden örgütlenmeye ve polise yardımcı olmaya çalıştı. Twitter üzerinden “catchalooter” isimli bir profil oluşturularak hırsızlık yapan ve gasp yapan yağmacıların gizlice çekilen fotoğrafları buradan paylaşıma konuldu. Bu şekilde yağmacıları teşhir edip polise yakalatmayı hedefleyen vatandaşlar, sokakları temizlemek için de Facebook üzerinden gruplar kurdular. Twitter’da bu amaçla #riotcleanup isminde bir profil oluşturuldu. Bu porfilden takipçilere temizlenmesi gereken bölgeler bildiriliyor. Sosyal ağlar üzerinden örgütlenen gençler sokaklarda temizlik yapmaya başladı. (Gazete Haberturk)

Editör: TE Bilisim