Bir avukatın burnunun, bir avukatın ayağının kırıldığı, çok sayıda avukatın yaralandığı, 8 avukatın gözaltına alındığı saldırıya dair görüntüler, Türkiye'nin adalet ve hukuk tarihine kara bir leke olarak geçmiştir.

"Savunmaya özgürlük” isteyen, savunma hakkını korumaya çalışan avukatları çalıştıkları ortam olan Adliye'den gaz bombası atarak, tekme tokat çıkarmak Türkiye'de adaletin geldiği noktayı gözler önüne sermektedir.

Savunma hakkı, onu bugün yok sayanlar da dahil olmak üzere herkesin hakkıdır. Yeni Anayasa için "tarafsız ve bağımsız yargı” adına evet oyu istendiği bir dönemde gerçekleşen bu saldırı, gerçekte nasıl bir rejim inşa edildiğinin sembollerinden biri olarak tarihe geçmiştir. 

Bir adliye binasında yaşananlar basın ve ifade özgürlüğünün de geldiği noktayı gözler önüne sermiştir. Bir gazetenin yayın çizgisini eleştiren iddianameyle gazeteciler tutuklanabilmekte, yetmemekte o gazetecilerin avukatları tutuklanmakta, bu hukuk dışı duruma dair eleştirilerini ifade etmek isteyen avukatlar da adliye içinde şiddetle susturulmaktadır.

6 Nisan 2017, Türkiye Cumhuriyeti'nin bir adliyesinde, hukukun, adaletin ve cumhuriyetin saldırıya uğradığı bir gün olarak tarihe geçmiştir.

Ülkemiz bu görüntüleri hak etmemektedir. Bizler memleketin geleceği için hukuka, adalete, ifade ve basın özgürlüğüne, demokrasiye sahip çıkmaya devam edeceğiz.

 

Editör: TE Bilisim