İBB’nin kısa ve orta vade de hedefleriyle ilgili bilgiler paylaşan İmamoğlu, amaçlarını, “Birincisi; İstanbul, yatırım yapılabilir, çalışılabilir ve ziyaret edilebilir bir dünya metropolü olmak ve elini güçlendirmektir. Bu manada, İstanbul’u hak ettiği yere taşıyacağız. İkincisi; yabancı yatırımcılara her zaman açık, dürüst, karşılıklı kazanma ilkesine dayalı ve çözüm odaklı bir iletişim içerisinde olmak. Üçüncüsü; başta metro yatırımımız olmak üzere, kitle ulaşım yatırımların artırarak, kent içindeki mobiliteyi hem değiştirmek hem de çok kaliteli hale getirmek” sözleriyle özetledi.



İstanbul Büyükşehir Belediye (İBB) Başkanı Ekrem İmamoğlu, Avrupa Birliği (AB) Türkiye Delegasyonu Başkanı Büyükelçi Christian Berger’in davetlisi olarak, 3 Aralık 2019’da Ankara’ya gitmişti. AB üyesi toplam 27 ülkenin büyükelçileriyle bir araya gelen İmamoğlu, burada diplomatlara, “adil, yeşil ve yaratıcı İstanbul hayalinden” söz etmiş ve onları kente davet etmişti. İşte o davet, bugün gerçekleşti. Berger ile birlikte 27 farklı ülkenin büyükelçileri, Sultanahmet’teki Tunuslu Hayreddin Paşa Konağı’nda İmamoğlu ile bir araya geldi. Büyükelçileri ağırlamaktan duyduğu memnuniyeti dile getiren İmamoğlu, “Ankara’daki toplantıdan sonra sizlerle yeniden burada buluşmak, benim için çok büyük bir mutluluk ve ayrıca bir heyecan. İstanbul’la ilgili hayallerimi anlatmıştım. İstanbul’u, gerçekten adil bir şehir, yeşil bir şehir ve yine yaratıcı bir kent haline getirme konusunda kararlılığımızı size aktarmıştım. Adil bir kent olma konusunda hem siyasi adaleti hem sosyal adaleti hem de ekonomik adaleti, özgürlüğü aslında kastediyoruz. Bu maksatla iş başına geldiğimiz 23 Haziran 2019 tarihinden itibaren, şehrimize en üst seviyede siyasi adalet kavramı diyebileceğimiz ve bugüne kadar yapılanların en iyisini yapma adına, demokratik katılım ve yerel demokrasi inşasıyla ilgili işlerle süreci başlattık. Kentin yönetimine ve İBB yönetim kararlarına, kentte yaşayan tüm vatandaşlarımız veya onların temsilcilerinin katılımını sağlamak ve mekanizmalar kurarak iş başı yaptık” dedi.

“YEREL DEMOKRASİYİ GELİŞTİRMEK ADINA ADIMLAR ATIYORUZ”
“İstanbul, birçok kavramdan yoruldu” diyen İmamoğlu, bunları şöyle sıraladı:

“İnsanı öncelemeyen, insani olmayan çılgın projelerden açıkçası usanmış durumda. Bu manada İstanbul; ranttan, betonlaşmadan da yoruldu. İstanbul, aynı zamanda ‘her şeyi bilen yönetici’ kavramından da yoruldu. ‘Bu şehirde benim dediğim olur’ anlayışından da bıktığını biliyoruz, hissediyoruz. Bu bıkkınlığı, son seçimlerde İstanbul halkı çok kuvvetli bir şekilde ortaya koydu. Yeni bir başlangıcın, değerli bir işaretini hepimize verdi.” Son 6 ayda yaptıkları yüzlerce toplantıyla, İstanbullularla bu konuları konuştuklarını belirten İmamoğlu, “Demokratik katılımı sağlayacak mekanizmaların kurulumunu başlattık. Biz istiyoruz ki; İstanbul’dan dünyaya örnek bir yerel demokrasi modeli çıkartalım. Bu amaçla, çok kısa zamanda ilk defa, İstanbul Kent Konseyi’ni kurduk. Katılım mekanizmalarını güçlendirmek için; başta İstanbul Turizm Platformu, İstanbul Deprem Platformu olmak üzere, pek çok konuda platformlar kurduk ve çalıştaylar düzenleyerek, insanlarımızı da süreci içine kattık. Bu şehri her geçen gün daha da büyük kavramlarla buluşturmaya devam ettireceğiz. Tümüyle İstanbul’u bu sürecin içine katmak adına da ‘İstanbul Gönüllüleri’ kavramını hayata geçiriyoruz. Bu aslında belki de dünyada en yoğun katılımlı gönüllü organizasyonlarından biri, hatta birincisi olacak. Yerel demokrasiyi geliştirmek adına attığımız bu adımlar, en çok da aslında sessiz çoğunluğun, ezilmiş insanların, yoksulun, işsizin, kadının, gencin, farklı kimlik veya inançtan olanın kamusal bir özne olarak bu şehirde var olmasının ve güçlenmesinin önünü açacak bir durum” diye konuştu.

“HEDEFİMİZ KENT YOKSULLUĞUNU AZALTMAK”
İstanbul’un en önemli sorunlarından birinin kent yoksulluğu olduğunu vurgulayan İmamoğlu, bu amaçla ilk olarak, “150 mahallede, 150 kreş” uygulamalarını başlattıklarını belirtti. En büyük hayalinin, bu şehirde yaşayan milyonlarca çocuğun, İstanbul’un neresinde olursa olsun, eşit hizmet aldığı bir ortam var edebilmek olduğunun altını çizen İmamoğlu, “İnşallah bu projenin ilk meyvelerini Nisan ayında veriyoruz. 23 Nisan öncesi ve sonrasıyla beraber bu kreşleri açmaya başlayacağız. İlk olarak 15 kreşimizi, bir okul öncesi eğitim olarak vatandaşlarımızın hizmetine sunacağız. Buradaki temel amacımız; eşitlik kavramını bütün kente yayabilmek. Bu küçük adımın, çok dev sonuçları olacağını biliyoruz. On binlerce çocuğa, o yaşta eğitim verme imkanını sağlamanın, bir şehrin ve ülkenin geleceği açısından ne kadar büyük önem ortaya koyduğunun da farkındayız. Yanı sıra, Halk Süt projesini başlattık. Her ay 100 bin çocuğa süt dağıtıyoruz. Bunlar, kent yoksulluğundan direkt etkilenen, sağlıklı beslenemeyen çocuklarımız. Ayrıca, ekonomik olarak ihtiyacı olan 30 bin öğrencimize, üniversite öğrencimize karşılıksız burs vermeye başlattık. Bu şehirde okuyan öğrencilerimiz sitemize başvurdular ve bu haktan yararlanmaya başladılar. Başka şehirde okuyan öğrencilerimizi de bu haktan yararlandırdık. Bildiğiniz gibi, küçük hanelerin suyunu daha indirimli veren uygulamalarımız aynı zamanda toplu taşımadaki öğrencilere ve annelere indirim sağlayan uygulamalarımız da aslında kentteki yoksullukla ekonomik adaletin sağlanmasıyla ilgili önemli adımlarımız” ifadelerini kullandı.

“GÖÇMENLER KONUSUNDA CHP’Lİ 11 BELEDİYE İŞ BİRLİĞİ YAPACAK”
İstanbul’un adil, yeşil ve yaratıcı bir kent olması konusunda yaptıkları çalışmaları detaylı bir şekilde slaytlar eşliğinde anlatan İmamoğlu, Türkiye’nin en önemli konularından birinin göçmen sorunu olduğunu hatırlattı. Belediyelerin bu konuda geniş bir yetki ve finans alanları bulunmadığını ifade eden İmamoğlu, “Hatta çok kısıtlıyız. Ama biz bu konuda etkin rol almak, insani vazifemizi yerine getirmek ve şehrimizde bulunan mültecilerin sorunlarıyla mutlaka yüzleşmek ve faydalı olmak konusunda kararlıyız. Bu konuda mekanizma kurma çalışmalarına başladık. Özellikle belediyeler arasında göç diyalog programını kurma çalışmamamız var Türkiye’deki 11 Cumhuriyet Halk Partili büyükşehir belediye başkanımızla. Yine, ilçe belediyeleri arasında, göçmenler konusunda çalışmalarımız var. Eşgüdümlü çalışma noktasına çalışmalar yürütüyoruz. Yabancı sığınmacılarla, açıkçası farklı uygulamalarla çocuklara, kadınlara elimizi uzatmak çabası içerisindeyiz. Özellikle, oluşan yüksek tansiyonlu ortamların azaltılmasına yönelik çalışmalarımız var. Yerel halk ve sığınmacılar arasındaki uyumun sağlanması, bu sürecin desteklenmesine yönelik de hedeflerimiz var. Tabii, dünyanın en büyük sığınmacı nüfuslarından biriyle karşı karşıyayız. Sizlerle de yoğun iş birliği içerisinde olma gayemizi buradan önemli bir konu olarak aktarmış olalım” dedi.

“METRO YATIRMLARI ÖNCELİĞİMİZ”
İBB’nin kısa ve orta vade de hedefleriyle ilgili bilgiler paylaşan İmamoğlu, amaçlarını şöyle özetledi:
“Birincisi; İstanbul, yatırım yapılabilir, çalışılabilir ve ziyaret edilebilir bir dünya metropolü olmak ve elini güçlendirmektir. Bu manada, İstanbul’u hak ettiği yere taşıyacağız. İkincisi; yabancı yatırımcılara her zaman açık, dürüst, karşılıklı kazanma ilkesine dayalı ve çözüm odaklı bir iletişim içerisinde olmak. Üçüncüsü; başta metro yatırımımız olmak üzere, kitle ulaşım yatırımların artırarak, kent içindeki mobiliteyi hem değiştirmek hem de çok kaliteli hale getirmek. Bir başka konumuz; İstanbul önemli deprem fay hattı üzerinde bulunması nedeniyle, kentin dokusunu değiştirecek, planlama ve yatırımlarda, uluslararası bütün bileşenleriyle, sıkı bir iş birliği içinde olmak. Katma değeri yüksek, ileri teknolojinin ve yaratıcı endüstrinin, insan kaynağının da buna uygun olduğunu düşünerek, çocuk ve genç nüfusunu dikkate alırsak, bu alanda ileri teknolojinin ve yaratıcı endüstrinin merkezi olmuş bir İstanbul yaratmak. Bu noktada; ileri teknoloji şirketlerini yazılım, tasarım, KOBİ ve eğitim şirketlerine destek olmak ve onların yolunu İstanbul’da kolaylaştırmak. Yine önemli bir konu; çevre yatırımları, temiz enerji ve kentsel yatırımların dönüşümü ile ilgili yatırımlarla ilgili İstanbul’u öncü kentlerden birisi haline getirmek. Küresel ısınma sorununu dikkate alan, her teknolojik gelişmeyi ve şirketi bu kentte desteklemek. İstanbul’un çok kültürlü çok sesli yapısının daha fazla açığa çıkması; özgürlüklerin ve yaratıcılığın, binlerce yıllık hoşgörü iklimini bu kentte daha ileri seviyeye taşımak. Açıkçası, yabancı ziyaretçi konusunda, İstanbul’u ilk üç kentten birisi yapmak ve İstanbul’u, özellikle yakınındaki alanları, iyi bir şekilde kullanıp, kentle entegre bir tarımsal üretim çabasını en üst seviyeye taşımak. Tüm bu alanlarda, sizleri ve temsil eteğiniz ülkeleri, ekonomik iş birliğinde şehrimize davet ediyoruz.”

“TÜRKİYE VE İSTANBUL, SORUNLARI AŞACAK KAPASİTEYE SAHİP”
Türkiye ve İstanbul’un karşı karşıya olduğu sorunlar olduğunu bildiklerini kaydeden İmamoğlu, “Türkiye ve İstanbul, bu bahsettiğimiz sorunları çok hızlı bir şekilde açabilecek kapasiteye, kabiliyete ve kararlılığa sahip bir milletimiz olduğunu, bütün Avrupa ülkelerimizin kıymetli büyükelçilerine ve AB Büyükelçimize özellikle duyurmak isterim. Tabii, bunun aslında en büyük ispatı, 23 Haziran’daki seçim sonucudur. İstanbullunun hukuku demokrasiye, özgürlüğe ve özellikle serbest piyasa ekonomisini çalıştırır bir kent yaratma ve yaşatma iradisini ortaya koyduğunu yaşadık. Tüm bu alanlarda hızlı adımlar atıyor oyacağız. İstanbul çok değerli bir başlangıçtır ve bu attığımız değerli adımların har adımında sizleri yanımızda görmek, bizleri mutlu edecektir. Zira, Türkiye, Avrupa’nın en önemli parçasıdır. Avrupa’da Türkiye’nin en önemli paydaşıdır. Bunu yine belirtmek istiyorum. Bu toplantının sonucunda, Sayın Büyükelçimizin destekleriyle, sizlerin de katılımıyla, İBB olarak, Avrupa Birliği büyükelçilerimizle, nasıl birlikte çalışabiliriz noktasında, bir çalışma grubu oluşturmayı ve bu çalışma grubunu da Sayın Berger ile birlikte tartışıp, bir iş birliğini nasıl geliştirebiliriz noktasında bir komisyonu aktif hale getirmemiz gerektiği önerisinde bulunmak istiyorum” diye konuştu.

Editör: TE Bilisim