Merhametli ve Ehli Beyt Aşığı Ehli Sünnet Âlimlerimizin Hz.Ebû Tâlib Hakkında Görüşleri:

Her biri altın değerinde'dir bazı rivâyetler,ve aşağıda'ki deliller Hz.Ebû Tâlib’in îmanı hususunda bizim için yeterli bir kaynaktır.Hiç şüphe yok ki Peygamber efendimizin torunları olan İmamlar'da

Ebû Tâlib’in neslinden geldikleri için cedleri hakkındaki en doğru bilgiye sahiptirler, ve onlar hakikatten başka bir şey beyan etmezler. İsmetleri ve pak oluşları,onları inkârdan alıkoyarlar.

ALLAH RASULÜNÜN TORUNU ALLAME SEYYİD MUHAMMED  BİN RASUL BERZENCİ, Hz.Ebû Tâlib’in îmanı hususunda daha önce kimsenin uygulamadığı bir yöntem uygulamıştır.

Allah onu en güzel şekilde mükâfatlandırsın. Bu yöntem, îman ve insaf sahibi herkesi hoşnut eder. Çünkü bu yöntemde metinleri yok etmeye veya içeriklerini tahrife yönelmemiş, metinleri istihsan yoluyla

yorumlamış ve cedel yolunu ortadan kaldırmıştır. Böylelikle Berzencî Peygamber’in rızasını kazanmış, Ebû Tâlib’e bir noksan isnat edilmesine ve kin güdülmesine engel olmuştur. Zira öyle bir kin, Peygamber’e eziyete sebep olur.

Bu hususta Cenâb-ı Hakk, “Allah’ı ve Rasûlü’nü incitenlere Allah, dünyada ve ahirette lânet eder ve onlara büyük bir azap hazırlar.” buyuruyor. Bir başka âyette de, “Rasûlullah’a eziyet edenleri ağır bir azap beklemektedir.” buyurulmaktadır.

İbn Vahşî olarak bilinen İmâm Ahmed bin Hüseyin Mevsîlî Hanefî, Allâme Muhammed bin Selâme Kadâî’nin (v. H. 454) Şihâbu’l-Ahbâr adlı kitabına yazdığı şerhte şöyle söylemiştir: “Ebû Tâlib’e kin tutmak, şirk ile aynı şeydir.” 

Mâlikî âlimlerinde Allâme Ali Echûrî fetcalarında bu konuyu vurgulamış, Tilimsânî de Şifâ kitabına yazdığı hâşiyede Ebû Tâlib hakkında şöyle yazmıştır: 

“Ebû Tâlib hakkında Peygamber’i himâye ettiği ve ona yardımcı olduğu dışında bir şey söylemek uygun değildir. Çünkü o, Peygamber’i hem sözleri hem davranışları ile himâye etmiştir.

Onu kötü bir şekilde yâd etmek Peygamber’e eziyettir. Peygamber’e eziyet eden kimse de kâfirdir ve kâfirlerin öldürülmesi gerekir.”

Ebû Tâhir de şöyle yazmaktadır: “Ebû Tâlib’e kin duyan kimse kâfirdir.”.

Âllame Berzencî’nin Ebû Tâlib’in îmanı hakkında yaptığı araştırmalar da bunu teyit etmektedir. Ulemânın, araştırmacıların, şuhûd ve keşif ehli ârif velîlerin çoğu onun imanını kabul etmiştir.

Kurtubî, Sübkî, Şa’rânî ve niceleri şöyle demektedirler: “Biz bu meselede böyle inanıyoruz.”. Her ne kadar bunu ispat şekilleri Berzencî ile farklı olsa da, hepsi Ebû Tâlib’in îmanında hemfikirdirler.

Berzencî’nin ileri sürdüğü deliller başta olmak üzere, âlimlerin ve diğer büyüklerin bu husustaki itikatları, diğer insanlara hüccettir.

Peygamber efendimiz Torunlarından Osmanlı devletinin Mekke ve Medine Müftülüğü yapan, Cennet Mekan 

SEYYİD ZEYNİ DEHLÂN, Esna’l-Metâlib’de bu konuyla ilgili uzun bir şiir nakletmiştir. Daha önce benzer içerikteki şiirleri naklettiğimiz ve tekrar etmekten kaçındığımız için onu buraya almadık.

Ebû Tâlib’in Îmanı

Hiçbir Ehlibeyt dostunun, Ebû Tâlib’in îmanı hususunda tereddütü yoktur ve onun Îslam’ın ve îmanın en yüce mertebesine sahip bir zât olduğuna inanırlar. Bu inanç, Peygamber’in ashâbının  ve sonrakilerin

zamanından bugüne kadar nesilden nesile devam etmiştir. Ehlibeyt dostları, İmâmların cedlerinden naklettikleri sahih ve muteber haberlere dayanarak, bu meseleyi hakkaniyet dairesinde ispat etmişlerdir.

Şeyh Müfîd, Evâilü’l-Mâkâlât kitabında şöyle yazmaktadır: “İmâmiyye âlimleri, Abdullah’tan Adem’e kadar Peygamber’in atalarının hepsinin muvahhid oldukları konusunda görüş birliğine sahiptirler...

Şiîlerin tamamı, Ebû Tâlib’in mümin, Âmine bint Veheb’in de tevhid inancı ile dünyadan gittiği konusunda icmâ etmişlerdir.”

Şeyh Tûsî, Tibyân kitabında şöyle yazmaktadır: 

“İmâm Hüseyin, İmâm Muhammed Bâkır ve İmâm Sâdık’ın sözlerine binâen, Ebû Tâlib’in müslüman olduğu kesindir. Bu konuda İmâmiyye âlimleri arasında görüş farklılığı yoktur.

Bu konuda kesin bilgiye ulaştıran kuvvetli deliller mevcuttur.”

Şeyh Tabersî, Mecma’u’l-Beyân’da şöyle yazmıştır:

“Ehlibeyt’in, Ebû Tâlib’in îmanı hususundaki icmâsı sabittir ve bu icmâ hüccettir. Çünkü Ehlibeyt, Peygamber’in ümmetine bıraktığı iki ağır emanetten biridir. Peygamber, “Eğer onlara tutunursanız,

asla doğru yoldan sapmazsınız.” sözüyle ümmetine Ehlibeyt’e tutunmalarını emretmiştir.”

Seyyid Fahhâr bin Mu’ad, el-Hücce kitabında şöyle yazmaktadır:

“Peygamber’in Ehlibeyti’nin icmâı, bizim için Ebû Tâlib’in îmanının ispatı için yeterli bir delildir.Ehli beyt distları olan âlimler'de onun îmanı ve İslâm’ı hususunda görüş birliği içindedirler.

Onun İslâm’ının ve îmanının en büyük şahidi, sözleri ve yaptıklarıdır ki bunları ancak mümin ve Müslüman biri yapabilir. Kaldı ki, Ehlibeyt’in icmâı bu hususta tek başına yeterli bir hüccettir.”

Şeyh Fettâl, Ravzatü’l-Vâiz’în kitabında şöyle yazıyor:

“Bil ki hak üzere olanlar (Ehlibeyt dostları), Ebû Tâlib’in, Abdullah bin Abdulmuttalib ve Âmine bint Veheb’in îmanı hususunda icmâ etmişlerdir ve icmâları hüccettir.”

Seyyid bin Tâvus, Tarâif adlı kitabında şöyle yazmaktadır:

“Ehli beyt taraftarı olan ulema'da Ebû Tâlib’in îmanı konusunda görüş birliği içinde buldum.”

Şüphe yoktur ki İtret (Ehlibeyt ve İmâmlar) Ebû Tâlib’i yabancılardan daha iyi tanımaktadırlar,Onların muhipleri de bu konuda icmâ etmiş ve kitaplar kaleme almışlardır. Ebû Tâlib’in îmanını inkâr edenlerin,

bir delile ihtiyaç duyduklarını görmedik ve duymadık. Onlar kâfirlerin îmanlarını hiç duyulmamış hadîslerle ispat etmeye çalışırlarken, Hâşimoğulları’na olan düşmanlıkları sebebiyle Ebû Tâlib’in îmanını inkâr ediyorlar.

Her ne kadar konunun ispatı hususunda açık deliller bulunsa da, bu durumun kendisi fazlasıyla tuhaftır.

İbn Ebi’l-Hadîd şöyle yazmaktadır:

“İnsanlar Ebû Tâlib’in îmanı konusunda görüş ayrılığına düştüler.Bu konuda İmâmiyye ve Zeydiyye’ye mensup kimselerin'de çoğunluğu, Ebû Tâlib’in bu dünyadan îman ile göçtüğü inancındadırlar.

Şeyh Ebu’l-Kâsım Belhî ve Ebû Câfer İskâfî gibi bazı Mu’tezile âlimleri de bu görüştedirler.”

Allâme Meclisî de şöyle yazmıştır:

 Ebû Tâlib’in Müslümanlığı hususunda icmâ etmiştir ve hakikaten de Ebû Tâlib, Peygamber’in risâletinin başından itibaren ona îman etmiştir. O hiçbir zaman puta tapmamıştır ve Hazret-i İbrahim’in vasîlerindendir.

Onun müslümanlığı daha çok Şia kaynaklarında meşhurdur.Her ne kadar Ehl-i Sünnet mensupları bu meseleyi Şia mensuplarının çıkardığını öne sürseler de, konu hakkında hem Şia hem Ehl-i Sünnet kaynaklarında

bulunan hadîsler tevatür derecesine ulaşmıştır. Bir çok âlim ve muhaddis, bu konuda müstakil kitaplar yazmıştır. Araştırmacılar bu konuda rical kitaplarına müracaat edebilirler.”

Bu icmânın ortak delili, vahiy hânedânının, Mekke’nin Efendisi (Ebû Tâlib) hakkında söylediği hadîsler/sözlerdir. Burada tekrardan kaçınmak için onları kısaltarak nakledeceğiz:

1. Cebrail’in Peygamber’e gelerek cehennem ateşinin, Peygamber’in annesine, babasına ve amcasına haram olduğunu bildirmesi.

2. Cebrail’in Peygamber’e gelerek Peygamber’in, annesine, babasına ve amcasına şefaat etme izni verildiğini bildirmesi.

3. Şeyh Müfîd şöyle yazıyor:

“Ebû Tâlib’in vefat ettiğinde bu haberi Peygamber’e Ali verdi. Peygamber çok üzüldü ve Ali’ye hitaben şöyle buyurdu: “Git, babanın gasil ve kefen işlerini yerine getir. Defnetmek için hazır olduğunda bana haber ver.”. Ali, Peygamber’in söylediklerini yaptı. Peygamber amcasını kefenlenmiş olarak gördüğünde hüzünlü bir ifadeyle şöyle buyurdu: “Ey amca! Seninle akrabalık bağım vardı, ümit ederim ki hayırlar bulursun. Sen çocukluğumda terbiyemi uhdene aldın

Büyüdüğümde de dostum ve yardımcım oldun.” Bu sözlerden sonra insanlara dönerek şöyle buyurdu: “Allah’a yemin olsun amcama öyle bir şefaat edeceğim ki, insanlar ve cinler hayret içinde kalacaklar.”

Şeyh Sâduk, Peygamber’in sözlerini şu ifadelerle nakletmiştir:

“Ey amca! Yetimken beni kolladın, çocukluğumda beni terbiye ettin ve büyüdüğümde yardımcım oldun. Allah seni en güzel şekilde mükâfatlandırsın.”

4. Peygamber’in Ebû Tâlib’e olan hasreti.

5. Peygamber’in Ebî Tâlib’in oğlu Akîl’e söylediği söz.

6- Hz.Hüseyin babası Hz.Ali'den şöyle nakletmiştir.

Müminlerin Emiri Ali,etrafinda bir grup meydanda oturmuştu.

Topluluğun içinde bir adam ayağa kalkıp imama şöyle dedi:

Ey Müminlerin emiri sen allah'ın sana inayet ettiği yüce bir makamdasın ama baban cehennem ateşinde azâba giriftar olmuştur!"imam Ali şöyle buyurdu:

"SUS!Allah dilini koparsın!Muhammed'i Hak üzere gönderene yemin olsun ki eğer babam yeryüzündeki HER GÜNAHKÂRA ŞEFAAT ETSE,Allah onun şefaatını kabul edecektir.

Ben onun oğlu olarak cennet ve cehennemi ayıran kişi iken,o nasıl cehennemde olsun?Muhammed'i hak üzere gönderene yemin olsun ki kiyamet günü Ebu Talib'in nurunun yanında,

Muhammed,Fatima,Hasan,

Hüseyin ve diğer imamların nuru hariç,tüm nurlar sönük kalacaktır.Biliniz ki onun nuru bizim nurumuzdandır ve Allah o nuru Àdem'i yaratmadan binlerce yıl önce yaratmıştır...

7-Müminlerin Emiri.Hz.Ali şöyle buyurdu:"Allah'a yemin olsun ki babam,dedem Abdülmuttalib,

Haşim ve Abdülmenaf hiç bir zaman puta tapmamışlardır."

Onlar neye ibadet ederlerdi?"diye sorulunca,Hazret-i Ali,"Kâbe'ye doğru ve İbrahim'in dini üzere namaz kılarlardı."buyurdu. 

8-Ebu Tufeyl Âmir bin vâsile şöyle söylemiştir.

Ali şöyle buyurdu:"Babam vefat ettiği zaman Allah Rasulü onun yanına geldi ve bana onun hakkında öyle bir haber verdi ki,benim için bu dünyadan ve dünyadaki her şeyden daha kiymetlidır."

9-Müminlerin Emiri Ali şöyle buyurdu:

"Ebu Talib,Allah rasulü'nü kendisinden hoşnut etmiş bir şekilde dünyadan gitti.  

10-ŞA'Bİ MÜMINLERİN EMİRİ ALİ'DEN ŞÖYLE NAKLEDİYOR:

"Allah'a yemin olsun ki Ebu Talib,Mümin ve Müslümandı Fakat KUREYŞ'İN HAŞIMOĞULLARI'NA olan kini ve düşmanlığı nedeniyle bunu gizliyordu."

11-Hz.Zeynel-Abidin efendimize Ebu Talib'in iman edip etmediğini sorduklarında Hz.imam "EVET."DEDI."Bir grup onun kafir olduğunu düşünüyor."diye karşılık verdiklerinde Hz Zeynel-Abidin şöyle buyurdu:

NeTuhaf! Bu sözlerle Ebu Talib'e mi yoksa peygamber'e mi iftira atmak istiyorlar?Allah,Mümin bir kadının kâfir bir erkekle nikâhlı kalmasını yasaklamıştır ve bu konuda Kur'an'da birden fazla âyet vardır.

Hiç kimsenin şüphesi yoktur ki FATİME BİNTİ ESED Hz.Ali'nın Annesi) ilk Müslüman olan kadınlardandı ve Ebu Talib vefat edinceye kadar onun nikahında kalmıştır.(O Halde Ebu Talib'in KÂFİR  OLMASI İMKANSIZDIR)

12-EBU BASİR LEYS MURÂDİ ŞÖYLE NAKLETMİŞTIR:

Hz.İmam Muhammed Bakır'a Sordum:"Efendim,

insanlar Ebu Talib'in Cehennemde bir ateş çukurunda olduğunu ve oradan sıcaktan beyninin kaynadığını söylüyorlar?"

Hz İmam Muhammed Bakır şöyle buyurdu:

"Allah'a yemin olsun ki yalan söylüyorlar.Eğer Ebu Talib'in imanını terazinin bir kefesine ve insanların imanını da diğer kefesine koysalar,Ebu Talib'in imanı daha ağır gelir."

İstanbul Times / Dr.Hüseyin Zerraki 

Dr.Seyyid Hüseyin Zerraki Düseyder Genel Başkanı