Bugün hala 17-25 Aralık ve 15 Temmuz hain Fetö darbe girişiminden sonra FETÖ`nün siyasi üst kademesi ve Fetö`nün siyasi yasaları ortaya çıkartılamıyorsa veya Fetö`nün siyasi yani paralel yapının devlet ve hükümet içine sızması ve bu sızmadan dolayı alınan kararların TÜRKİYE VE TÜRK VATANDAŞLARININ aleyhine olacak kararların hala yürürlükte olduğunu ve Lozan Antlaşması ile TÜRKİYE`nin tapusunun göz ardı edilerek “İKİZ YASALAR” olarak bilinen “Medeni ve siyasal haklara ilişkin uluslar arası sözleşmesi” 15 Ağustos 2000 tarihinde MHP lideri Devlet Bahçeli`nin iktidar olduğu ANASOL-M Hükümeti imzaladı ve 2003 yılında AKP tarafından meclisten geçirildi.

4868 sayılı “İKİZ YASALAR” diğer adıyla “Medeni ve siyasi haklara ilişkin uluslar arası sözleşme`nin dikkat çeken tarafı ise devletlerin EGEMENLİK HAKLARINI zedelemesidir.

Bugün “BEKA” diye ortalarda gezinenler Türkiye`nin egemenlik haklarını ve üniter yapısını tehdit ettiği “İKİZ YASALAR”, MHP lideri BAHÇELİ`nin ortak olduğu ANASOL – M HÜKÜMETİ döneminde imzalanmıştır. 15 AĞUSTOS 2000 - Bu ne perhiz bu ne lahana turşusu derler değil mi?

AKP ise bu işin devamında 2003 tarihinde Türkiye`nin egemenlik ve üniter yapısına zarar verecek kararı meclisten geçirmiştir. AKP`nin imza atması özellikle “BEKA” derken ve eyalet sistemi - the BAŞKANLIK sistemi ile bugün nereye koşuyoruz farkında mısınız?

16 Nisan 2017 referandumunda eyalet sistemi – federatif sisteme geçiş emin adımla ilerlemiyorlar mı?

Hem “İKİZ YASALAR” diyeceksin sonra “TEK DEVLET – TEK MİLLET – TEK VATAN – TEK BAYRAK” diyeceksin bu ne yaman çelişki… “hangi devlet?-hangi millet?-hangi vatan?-hangi bayrak?”

Bu “İKİZ YASALAR” sözleşmesinde TÜRKİYE`yi tehdit eden 50. Madde:

“Bu sözleşmenin hükümleri, hiçbir sınırlamaya da istisna olmaksızın FEDERAL DEVLETLERİN bütün kesimleri bakımından geçerli olacaktır” diye bir ifade üniter devlet yapısını tehdit etmiyor mu?

Bu sözleşmenin 1. Maddesi:

“Bütün halklar kendi kaderlerini tayin etme hakkına sahiptir. Bu hak gereğince halklar kendi siyasal statülerini özgürce kararlaştırırlar ve ekonomik, sosyal ve kültürel gelişmelerini özgürce sağlarlar. Bütün halklar, kendi amaçları doğrultusunda, karşılıklı yarar ilkesine dayanan uluslar arası ekonomik işbirliği ve uluslar arası hukuktan doğan yükümlüklerine halel getirmemek kaydıyla, kendi doğal zenginlik ve kaynaklarından özgürce yararlanabilirler. Bir halk hiçbir durumda, kendi varlığını sürdürmesi için gerekli olanaklarından yoksun bırakılamaz. Özerk olmayan ve vesayet altında bulunan ülkelerin yönetilmesinden sorumlu olan DEVLETLER de dâhil, bu sözleşmeye taraf devletler, Birleşmiş Milletler Yasası`nın hükümleri uyarınca, halkların kendi kaderlerini tayin etme hakkının gerçekleştirilmesini kolaylaştıracaklar ve bu hakka saygı göstereceklerdir.”

Bu madde ile TÜRKİYE kendini farkında olmadan mı desen yoksa bu maddeye imza atanlar “FEDARAL SİSTEME” – BÖLGESEL ÖZERK YÖNETİMLERE yeşil ışık yakarak LOZAN ANTLAŞMASINI YOK HÜKMÜNDE DİNAMİT KOYMUYORLAR MI?

Anlayacağınız TÜRKİYE`yi ürkütmeden yavaş yavaş 2000 -2003 -2017 alınan yukarıda anlattığımız kararları kendi elimizle FEDERAL SİSTEME veya BÖLGESEL ÖZERKLİK SİSTEMİNE giderek egemenlik ve üniter yapımızdan uzaklaşıyoruz. Bunu bize kim yaptırıyor? Artık FETÖ DE YOK – FAKAT PARALEL YAPI İŞİNE DEVAM EDİYOR…

MİLLİYETSİZ bir devlet için bütün kapıları açarak ülkemize giren yabancı uyruklu; geçici barınma mı dersin, mülteci mi dersin, kaçak mı dersin, savaştan kaçanlar mı dersin, para ile kupon yurttaşlık mı dersin… ne dersen de TÜRKİYE CUMHURİYETİNE ve TÜRK MİLLETİNE büyük bir saldırı ve işgal var. FARKINDA MISIN?

Düzenek kurulmuş maddeler 30 yıl içinde halı işler gibi işlenmiş, zemin hazırlanmış, olaylar hayata geçirilmiş ve kendi elimizle oldu- bitti ile kendi vatanımızda işsiz, milliyetsiz, eğitimsiz, askersiz asimetrik (ters-düz) bir gizli savaşın figüranları olarak yok ediliyoruz. FARKINDA MISINIZ?

Atalarımızın savaşta kazandığı (KURTULUŞ SAVAŞI)ve masa başında LOZAN ANTLAŞMASI ile kazandığımız haklarımızı kendi elimizle içimizdeki FETÖ diye tabir ettiğimiz fakat baktığımızda siyasi üst düzey bir suçlu yok veya siyasi alınan hain kararlar bugün hala yürürlükte ise bunun düzeltmesi neden yapılmıyor da bu kanunlar hala neden devam ediyor?

Bugün hayatımızda olan ve demokrasi adı altında bize seçtirilenler “HALKIN YARARINA MI YOKSA HALKIN ZARARINA MI HİZMET ETMİŞLER?” işte bu soru beni düşündürüyor…

Ey okuyucularım, paralel yapının kanunları ve kuralları geçtiğimiz 30 sene içinde hayata geçirilmiş fakat 15 Temmuz darbe girişiminden sonra ise ne hikmetse yoluna kaldığı yerden devam ediyor. Bu çok manidar değil mi?

Sevgi ve saygılarımla FETÖ`NÜN SİYASİ YASALARI NEDEN UYGULANIYOR? Sorusunun devamında görüşmek dileğiyle…

Kaynakça: Milli Gazete – Yavuz VURAL

İstanbul Times / Murat Akbaş