FAİLİ MEÇHULLER VE HEPİMİZ HRANTIZ?!...

            Diyarbakır'ın merkez Sur İlçesi Saraykapı Semti'nde bulunan ve 1990'lı yılarda JİTEM merkezi, Jandarma Merkez Komutanlığı, Diyarbakır Kapalı Cezaevi ve Diyarbakır Adliye binasının bulunduğu ve sit alanı olan bölgede yapılan restorasyon ve arkeoloji çalışmasında insanlara ait 6 kafatası ve buna kemikler bulunmuş, olay savcılığa ve emniyete intikal ettirilmişti. Savcılık gözetiminde devam eden çalışmalarda daha sonra sayı 23’e yükselmişti. Sayının daha da artacağı tahmin edilmekte. Ülke de bunun gibi birçok sorun devam ediyor, 2007’den bu yana süren ve faili meçhul olarak planlanan, fakat daha sonra failleri ele geçirilen Hrant Dink’in davası nihayet karara bağlandı. 19 Ocak 2007 tarihinde öldürülen Agos Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Hrant Dink’in arkadaşları olarak kendilerini adlandıran grup; “Tüm duyarlı kesimleri Dink’in ölümünün 5’inci yıldönümünde sessiz yürüyüşe bekliyoruz” sloganı ile bu gün (19 Ocak 2012) Saat 13.00’de Taksim Meydanına eyleme çağırdı. Bu eylem uyan on binlerce kişi Taksim meydanını doldurdu ve yürüyüş  AGOS Gazetesi'nin önüne kadar devam ederek son buldu.

KİMLER İÇİN DEMOKRASİ VAR?

Hrant’ın Arkadaşları olarak kendini adlandıran bu grup hazırladıkları çağrı metninde toplanan kalabalığa şu cümleler ile seslendi: “Hrant Dink’i yok ettikleri günden bu yana tam beş yıl geçti. Beş yıl önce onu yüz binler İstanbul caddelerinde akarak, milyonlar ağlayarak uğurladı. Beşinci yılında o büyük dayanışmayı, o sessiz çığlığı, o çok büyük anlam taşıyan demokratik çıkışı tekrarlamak dileği ve umudundayız. Beş yıl boyunca cinayetin yargılanma sürecini hepimiz içimiz burkularak, öfkelenerek, isyan ederek izledik. Karşımıza üç beş tetikçi çıkardılar ve bununla yetinmemizi istediler. O yüzden 19 Ocak 2012 Perşembe günü Hrant Dink’i olabildiğince büyük bir kitlenin katılımıyla anmak daha da bir anlam ve önem kazanıyor. Taksim Meydanının Elmadağ’a olan yönünde toplanacağız ve AGOS’un önüne yürüyeceğiz. Slogan yok. Örgütsel flama, bayrak yok. Bu sessiz bir çığlık.” Dediler. Çok güzel ama elerde ki; “Hepimiz Hrantız, Hepimiz Ermeniyiz” pankartları neyin nesi? On binler Hrant için, demokrasi için toplandı/toplanmış ne güzel. Peki, faili meçhule kurban giden 10.000 Kürt için neden; “Ölüm sessizliği” var? Neden on binlerce kişi faili meçhuller için sokağa dökülüp; “Hepimiz Kürdüz, Hepimiz Kurbanız” demiyor? Neden Abdi İpekçi için on binler sokakta değil? Neden Uğur Mumcu için on binler sokakta değil? Hrant Dink için beyanat veren ve mahkeme kararını yeterli bulmayan ve dava süresince takipçi olan AB ve AB’nin sözcüleri neden failli meçhuller için sessiz? Saygınlıkları ile anılan ve Uluslar arası basın diye geçinen Washington Post, BBC, EL CEZİRE, NW YORK TIMES, TELEGRAPH, INDEPENDENT, GUARDIAN Hrant Dink davasına ve kararına yer verirken, neden Faili meçhuller ve Uludere katliamına yer vermiyor? Demokrasi yalnızca Uluslar arası lobisi olanlar için mi var?

FAİLİ MEÇHULLER AYDINLATILSIN

            Daha geçen ay Uludereli 35 masum vatandaş devletin bombaları sonucu hayatını kayıp etti. Devlet liderleri “üzüntülüyüz” ve “Soruşturma halen devam ediyor, tazminat verilecek” dışında başka bir şey demedi. Hüseyin Çelik; “Tazminat ödemek maddeten özür dilemektir.” Dese de bu yeterli bir şey değil. Başbakanın ölen her vatandaş için açıkladığı 123,000 TL tazminat ölenleri geri getirmese de olumlu bir durum. Birçok Kürt vatandaş; “İsyan bayrağı açmamak için sabır” ediyoruz söylemi için çok erken. Çünkü soruşturmanın sonucunu beklemek hukuka saygılı olmak gerek. Başbakanın son konuşmasında; “Bu olayın üstünü örttürmeyeceğiz ve olayı her yönüyle inceliyoruz.” Demesi bölge insanın içini biraz olsun rahatlattı. Ben buradan yürekli bir kadını; “Hilal Kaplan’ı” anmadan geçemeyeceğim. Devlet büyüklerinden ve birçok gazeteciden daha cesur davranarak Uludere halkından “Özür diliyorum” demişti. Teşekkürler Hilal Kaplan teşekkürler. Hilal Kaplan birçok dayı geçinen ve mangalda kül bırakmayan erkek müsvettesi gazeteciden daha cesur çıktı. Esasen onların yanında müsvette daha kaliteli ya... Ayrıca Hrant Dink davasının mahkeme kararı üzerine basına demeç veren başta Cumhurbaşkanı Abdullah Gül olmak üzere birçok bakan ve milletvekili çıkan sonuca tatmin olmadıklarını dilendirdiler. Sayın Cumhurbaşkanımızdan ve bakanlarımızdan failli meçhullerin aydınlatması konusunda da ve benzer davalarda da aynı hassasiyeti bekliyoruz. Sadece Başbakan Hrant’ın olayında “fail ile ilgili verilecek ceza ancak bu kadar olur.” Diyerek mahkemenin kararına saygı gösterdi. Ne demek yahu “tarafsız, adil” olmasını beklediğimiz mahkeme, beklentilere göre mi ceza vermeli? O zaman yazılı hukuk niye var? Bu konuda neden siyasetçi yorum yapar? Her konuda ahkâm kesen yargının onursal başkanı Hrant davasında neden sus-pus? Yine buradan yiğit, mert, sözünün eri gönüllere taht kurmuş, adil, güvenilir ve emin olan Başbakanımız Recep Tayyip Erdoğan’ın faili meçhullerin aydınlatılması hususuna gerekeni yapacaklarına dair yaptığı vurgu ve konuşma için teşekkür ediyorum. Başbakan Uludere için özür dilese gönülleri kırık birçok bölge insanın gönlünü kazanacaktır. Böylelikle bu olayı siyasi rant aracı olarak kullanan malum çevrelere darbe olacaktır. Ayrıca bir aslan parçası, yiğit bir gazeteci ve televizyoncuyu anmadan geçemeyeceğim. Başbakana akıl vermek haddime değil ama acizane fikrim budur. Herkes Hrant Dink davasına kilitlenmişken, insanlığın utanç göstergesi olan failli meçhulleri gündeme taşıyıp 18 Ocak 2012 CNN’deki 5N1K programında bu konuyu işleyen ve Diyarbakır’dan olayın mağdurlarının acısına el atan Cüneyt Özdemir’e sonsuz teşekkürler. Ayrıca bu konuyu takip edeceğine dair ekranda söz verdi. Teşekkürler aslan parçası, bu güne kadar hep doğru işler yaptın. Böyle bir yiğidin programını artık onurlandırmalı sayın Başbakanımız Recep Tayyip Erdoğan. Halkımız ise çifte standartlı yaklaşımları iyi analiz etmeli ve buna göre gardını almalı. Hrant içinde adalet, masum Uludereliler içinde adalet, failli meçhuller içinde adalet istiyoruz. Hrant olayında “Örgüt” izi arayanlar, Uludere’de, Diyarbakır’ın ve Güneydoğun’un failli meçhullerinde neden “Örgüt” izi aramıyorlar? Bunu adil ve vicdanlı Türkiye insanın takdirine sunuyorum. Daha adaletli bir yaşam dileklerimle..

GAZETEMİZİN 5. YILINI ÇOŞKUYLA KUTLUYORUZ

6 Şubat 2012 saat 19'da başlayacak olan 5.Kuruluş yıl dönümü ve plaket töreni etkinliğimiz Zeytinburnu Kazlıçeşme Kültür merkezinde yapılacak. Her geçen gün marka değerimiz artıyor. Dünya da adını altın harflerle yazmış "times" uzantılı birçok gazete var. Gazetemizin İmtiyaz sahibi Hüseyin Çetiner'in de bu düşünce ile yola çıkışının 5. yılı oldu. Bende yaklaşık dört yıldır bu gazetede yazmaktan büyük mutluluk duyuyorum. Gazetemiz; Ankara'nın çok önemli dairelerinde ses getirdiği muhakak. Gazetemizin başbakanlık tarafından da dikkatle takip edildiğini Van Depreminden hemen sonra yazdığım bir yazı vesilesi ile öğrendim. Buradan da yazımı önemseyip beni arayan Başbakanımız özel Kalem Müdürü sayın Hasan Doğan'a ve asistanı Ragıp Bingöl'e teşekkür ediyorum. 5. Kuruluş Yıldönümümüz vesilesi ile gazetemize katkılarından dolayı sevgili Bağcılar belediye başkanımız Lokman Çağrıcı başta olmak üzere, Zeytinburnu belediye başkanımız Murat Aydın'a, AVRASYA HOSPİTAL'e, ZEYTİNBURNU MERKEZ TELEKOM'a, IRMAK GORUP'a, SEMPATİ REHABİLİTASYON'a, REAL ISTANBUL EVLERİ'ne, ULUOCAK MİMARLIK'a, ALO AFİŞ'e, DENGEİUM İNŞAAT EMLAK'a, BOSCH BAYHANER'e ve gazetemize büyük emekler veren tüm personelimize ve okuyucularımıza teşekkür ediyorum.

İstanbul Times / Hekimoğlu Süleyman Özcan