*Ayna etkisi;* beynin ön lobunda bulunan ayna nöronlar tarafından yürütülen, ilişki içerisinde bulunduğumuz kişinin duygularını ve düşüncelerini anlamamızı, tahmin etmemizi veya taklit etmemizi içeren nörobiyolojik bir süreçtir. ... Aynı zamanda ayna nöronlar, empati kurmanın nörobiyolojik karşılığıdır.
*Örneğin;*
Önemsedigimiz biri ağlarken bizlerde göz yaşlarımızı tutamayabiliriz.
Çok dikkatli bir şekilde maç izlerken penaltı durumunda ciddi bir korku hâlini yaşayan, tutuğumuz takım oyuncularının yaşadığı korkuyu biz de ekran başında yaşarız. Veya çok değer verdiğimiz birinin verdiği mutlu bir haberle biz de onun gibi seviniriz, hatta sohbetin ilerleyen zamanlarında karşımızdaki kişinin davranışlarını dikkatli bir şekilde izlediğimiz zaman o kişinin jest ve mimiklerini farkında olmadan otomatik bir şekilde biz de yaparız. Birinin kusma eylemine şahit olduğumuzda hiçbir sağlık sorunumuz yokken bizim de kusma eğilimi göstermemizin nedeni de ayna nöronlardır.

*Ayna nöronlar, empati kurmanın nörobiyolojik karşılığıdır.*

Çocuklar çoğu zaman ne yaptığınızdan çok ne söylediğinize odaklanır. Kurduğunuz her cümle akıllarında yer edinir. Onlar için yapamayacağız şey kuşkusuz yok. Ancak bunu hissettirmek yerine onlara açık ve net bir şekilde duygularımızı aktarmaktan çekinmemeliyiz.

*Doğru Cümleler İle Motive Edelim.*

Seni seviyorum.

Seni olduğun gibi seviyorum.

Daima buradayım.

Hep yanında olacağım.

Seninle gurur duyuyorum.

Seni dinliyorum.

Ben hatalıydım.

Seni affediyorum.

Sana inanıyorum.

Başaracağını biliyorum.

Seni anlıyorum.

Ne karar verirsen ver yanında olacağım.

Sen benim her şeyimsin.

Doğru kararı vereceğini biliyorum.

Çözümü bulacağız.

Her zaman harika fikirlerin var.

Elinden gelenin en iyisini yaptığını biliyorum.

Mükemmel olmana gerek yok.

Harika bir çocuk olduğun için teşekkürler.

Bana her şeyi sorabilirsin.

Elimden geleni yapacağım.

Sen benim en büyük önceliğimsin.

Evet yapabilirsin!
Başarısız olman sorun değil.

Harika şeyler başaracağını biliyorum.

*Merak Duygularını Yok Etmeyelim.*

“Fazla merak insanı mezara sokar.”

“İnsanın başına ne gelirse meraktan gelir.”

...

Yukarıdaki atasözlerinden de anlaşılacağı gibi “merak” kültürümüzde maalesef olumsuz karşılıkları olan bir kavram.

Kendi elllerimizle çocuklarımızın hayallerini yıkmaktan vazgeçerek daha iyi bir adım atabilir,dillerimize pelesenk olmuş bazı cümleleri kullanmaktan vazgeçerek işe başlayabiliriz.

*1. “Bana cevap verme!” yerine “Hatamı nasıl telafi edebilirim?”*

*Ayna etkisi;* beynin ön lobunda bulunan ayna nöronlar tarafından yürütülen, ilişki içerisinde bulunduğumuz kişinin duygularını ve düşüncelerini anlamamızı, tahmin etmemizi veya taklit etmemizi içeren nörobiyolojik bir süreçtir. ... Aynı zamanda ayna nöronlar, empati kurmanın nörobiyolojik karşılığıdır.

Yaptıklarımız çocuklarımız için bir taklit gerekçesidir. Dün söylediğimiz bir söz ile çocuklarımız tarafından yargılanabiliriz. Tepki koyarak susturduğumuz birey için çok büyük olumsuzluklara sebep olacağımızı unutmayalım.!

Hata yapmaktan korkmayan çocuklar merak ettiklerinin peşinden özgürce giderler.

*2. “Sessizce dinle!” yerine “Sen ne düşünüyorsun?”*

Sorgulamayan,eleştirmeyen, sürekli tabi olan bireyler yetiştirelim sonra bu toplum niye böyle diyelim.
İşte bizim coğrafyamız bu paradokslar ile çağa ayak uydurmaya çalışıyor.

Babasının yada annesinin takımını tutan,onların partisine oy veren, onların okuluna giden...

*Değer yargılarını, öncelikle doğru yaşayıp daha sonra doğru verdiğimiz,özgür düşünebilen çocuklar ile ancak gerçekliğe dönüşebilir "Muasır Medeniyetler Seviyesi."*

Konuşmak kadar elbette dinlemek de önemli bir beceri. Ancak çocukları dinlemeye olduğu kadar konuşmaya, düşüncelerini, merak ettiklerini ifade etmeye teşvik etmemiz de çok önemli. Düşüncelerini, merak ettiklerini ifade ettiklerinde de onları yargılamadan dinleyip söylediklerini kabul ederek onlara model olabiliriz.

*3. “Düşersen karışmam!” yerine “Yardım ister misin?”*

Robot bireyler yetiştirmek ve bunlar üzerinden sağlıklı bir gelecek planlaması yapmak. Toplum olarak temel sorunumuz bu işte. Benim gibi ol,benim gibi düşün,benim gibi yaşa...

Sadece yardıma ihtiyaçları olduğunda yanlarında olarak, merak ettikleri şeyleri denemeleri için onları yüreklendirdiğinizde ne kadar geliştiklerine inanamayacaksınız

*4. “Üstünü kirletme!” yerine “Keşfedecek ne çok şey var!”*

Deneme- yanılma yoluyla yapılan çoğu öğrenme kalıcı öğrenmeye dönüşür.

Araştıran sorgulayan çocuklar yetiştirmek istiyorsak ne kıyafetlerinin ne de çalışma ortamlarının ne kadar kirlendiğini dert etmeden özgürce keşfetmelerine fırsat vermeliyiz.

Düzenli olmayı öğretmek ayrı bir durumdur.
*Örneğin;*
Kendi odamızdan baskayarak,şimdi birlikte temizlik vakti ve süremiz başladı demek daha doğru olmaz mıydı?

*5. “Sakın elleme!” yerine “Denemek ister misin?”*

Tehdit dili gerilemenin en büyük sebebidir. Korkak çocuklar ile nasıl güçlü bir gelecek planlaması yapılabilir?

Çocuğunuz bir şeyi “kurcalamak” istediğinde eğer onun için bir tehlike arz etmiyorsa izin verin. Böylece merak duygularını tetiklemenin yanısıra .zgüvenlerinin gelişmesine de katkı sağlarsınız.

*Not:*
Anne - Baba okulu şart !
Evlilik okulu şart !

İstanbul Times / Mehmet Sebbah YİĞİT