Müge Anlı ile Duygu Candaş’ın Van/Erciş depremi ile ilgili “zırvaları” günlük hayatımızda Kürtlerin alışık olduğu öylesine sıradan ve aşina söylemler ki bunla alakalı bilinçaltı yansımalar maalesef her yerde hâkim konumdalar. Tarihçi bilim adamı sıfatı ile Yavuz Sultan Selim’i anlatan Erhan Afyoncu bir söyleşisi esnasında moderatorun yakın uzak tarihe ışık olacak bir spontane sohbetinin soru cevap kısmında “geçmişte yaşanan o tarihlerde hiç Kürtler yok muydu” soruma karşılık kıymeti kendinden menkul Erhan Afyoncu “yeni bir millet oluşturmak, her yerde düşündüğünüz o halkı görmek istiyorsunuz” diye ortamı geren bir cevap vermişti. Bu ülkede yaşayan Kürtleri yok saydıklarının, halk ve millet olarak kabul etmediklerinin kısacası milyonlarca insanı hiçbir zaman, hiçbir yerde görmediklerinin sığ düşüncelerinin tezahürüydü.
Bu aynı zamanda Kürtleri öldürerek yok edeceğini hesaplayan eski “şanlı devlet” mantığıdır. Halen kamu adına hareket eden farklı makamlarda bulunanların “kurumsal hafızasıdır”. Kürtleri yok sayan, değer vermeyen, aşağılayan, tam bir hasta ruh halli ve jakoben bakışın mantalitesidir. Bulundukları sosyal ekonomik konumun kendilerine hamasi nutuk atmalarının ve yaptıkları ırkçılığın mükâfatı olarak verildiğinin göstergesidir.  “ Xüda aha mé néhılé”  
HAK SAHİBİNE TESLİM EDİLSİN
Başbakan şahsında iktidar, muhalefet siyasilerimiz atanmış ve seçilmiş yöneticiler tüm insanlarımız kısaca ”tüm Türkiye”nin deprem afet yardımına samimiyetle koşması, çok iyi niyetli çabaları hiç ama hiç şüphe götürmez.
Öncelikle toplumun hafızası çok zayıf, başta yöneticiler olmak üzere toplum olarak öz eleştiri yapmalıyız. Toplumun tamamı deprem riski ile yaşayan bir ülkenin insanları olarak “ Bir musibet, bin nasihatten iyidir” atasözüyle yaşanandan ders çıkarma bilincimiz maalesef oldukça zayıf. Kamu adına hareket eden ülke yöneticileri, genelden yerele belediyelerin bir an önce yapıları sağlamlaştırma konusunda inisiyatif alıp aktif rol oynamaları gerekmektedir. Enerji ve kaynaklarımızın en önemli kısmını deprem vs. doğal afetlerle mücadele için etkin amacına uygun harcamalıyız. Bu ülke her alanda insanları yaşatmaya yönelik enerji ve kaynak seferber etmelidir. 
Ülkemizin toplam insan kalitesinin eğitimsizlik ve kültür eksikliğinden dolayı hep sıkıntılar yaşıyoruz. Deprem afet yardımları çok, ancak dağıtım organizasyon eksikliği bariz şekilde kendini gösteriyor. Bu konuda koordinasyon yapanların sorun çözme mantığı çok ileri ve hızlı düşünüp sağlıklı doğru karar verip ivedilikle hareket etmelidirler. 
Şimdiye kadar Van Erciş’te 7,2 şiddetinde olan depremin ilk müdahale anı yerinde takip şansım olmadı.
 Ancak görsel ve yazılı basın yolu ile takip ettiğim kadarı ile bölgeden birkaç insan ile telefon görüşmelerim sonucu ilk izlenimlerim “gerçek toplum ve devlet organizasyonu işte budur” gıpta ve gururla içten içe çalışmaları takdir ediyorum.
Başbakan’ın deprem yerine hızlı ziyareti depremzedelerle hemhal olması ve tüm kurtarma ekipleri, ilgili kurum ve kuruluş sivil toplum örgütleri tüm insanlarımızın organizeli seferber olmuş kurtarma çalışmaları gayet insani güzeldir.
 Toplumun kenetlenmesine yardımlaşma ve duygudaşlığına inanılmaz hayran kaldım. Adeta toplum ve devlet seferber olmuş, depremzedelerimizin yardımında herkes birbiri ile yarışmaktadır.
Bu düzgün işleyiş, samimi çalışma insanı inanılmaz duygulandırıyor. Ülkem aidiyet bağı olarak vatandaşı olduğum devletim, tam bir teknik sosyal devlet gibi çalışıyor.
Bu depremde ölenlere Allahtan rahmet dilerim. Rabbim yaralılara şifa, depremzedelere merhamet etsin. “Hepimizin başı sağ olsun”

Şimdiden Van/Erciş Depremzedelerinin, tüm insanların, Kurban Bayramını ve Cumhuriyetimizin kuruluşunun 88. yıl dönümünü  en kalbi duygularımla Kutlarım.  

                                                                                                                     Maksut Konyar