Muhterem Cumhurbaşkanım,Hükümet,değerli bakanlarım ve muhalefet partilerinin değerli genel başkanları ilk olarak sizi kendi ve gazetem adına selamlıyor saygılarımı sunuyorum.

BİR BABA,BİR GAZETECİ VE BİR VATANDAŞ OLARAK ÜLKECE GEÇTİĞİMİZ BU ZOR GÜNLERDE DİLİMİN DÖNDÜĞÜ KADAR BİR KAÇ ŞEY SÖYLEMEK İSTERİM…

İLK OLARAK HÜKÜMETİN BAŞI CUMHURBAŞKANIMIZA SESLENMEK İSTERİM;

Muhterem Cumhurbaşkanım öncelikle sizleri bir baba, bir basın mensubu ve bir STK temsilcisi olarak saygılarımla selamlıyorum.

Sizlerinde doğup büyüdüğünüz ve siyasete atıldığınız İstanbul 20 milyonluk nüfusu ile Ülkemizin nüfusunun % 25’ini nerede ise bünyesinde barındırıyor.

Ülke Ekonomisi’nin de % 50 sini üreten ülkemizin lokomotif şehri İstanbul başta olmak üzere 81 ilimizde Siyaset ve güncel konular ile alakalı halkımıza sokakta soru sorup gündemi halk ile irdeliyoruz.

YouTube kanallarımız,Gazetelerimiz,haber portallarımız,TikTok ve diğer sosyal medya araçlarımız ile günlük 750 bin vatandaş bizi takip ediyor…

Hükümetin bugün canı yanan fakir fukara ve garip gurebanın yanan mutfağını söndürecek yerde biz yol yaptık,köprü yaptık, havalimanı yaptık,üniversite yaptık.Gıda fiyatlarını marketler ve dış güçler yapıyor söylemlerinden hemen vaz geçmesi lazım. Çünkü Halk bu sözlere çok ama çok kızıyor ve öfke duyuyor artık.

Bize karşı oyun oynanıyor demenizin de hiç bir kıymeti harbiyesi yok…

Çünkü Metehan’dan Size kadar (Erdoğan’a) geçen 2000 küsür yılda bu yana her zaman 16 büyük Türk devletine karşı dış güçler bir gün boş durmadı.

Bir vatandaş olarak nasıl ki Metehan ,Selçuk ve Çağrı beyler, Alparslan, Melikşah,Alaaddin Keykubat,Ertuğrul Gazi, Osman Gazi,Fatih,Kanuni, Sultan 2.Abdulhamid Han ve Mustafa Kemal Atatürk’a karşı dış güçlerin

yıkıcı faaliyetleri yok muydu ? Elbette ki hepside kendi devirlerinde bu dış güç belası ile uğraştı ve onları yendiler.

Zaten bulunduğumuz coğrafya gereği DEVLET Yönetimine gelen her idarecimiz bu dış güç belasını hesaba katması gerekir. Hiçbir devlet kendisi için tehlike olabilecek diğer devlete karşı sesiz durmaz zaten durmuyor da.

Özetle Devlet büyüklerimizin en önemli vazifelerinden birisi de yöneticisi oldukları halkımızın haklarını korumak için bize oyun kuranlara karşı kendi oyunlarını kurmaları gerekmez mi ?

Halkımız AK PARTİ ‘nin ne yapıp ne yapmadığını çok iyi biliyor…

Zatı devlerinizin günde 24 kez Bay Kemal, İP (İyi Parti) Millet ittifakına Zillet ittifakı,Dur bakalım daha neler olacak,vekalet verdiğiniz avukatlarınızdan bazılarının başta gazeteciler olmak üzere sizin ile alakalı sosyal medya paylaşımlarından dolayı halkın ALEYHİNE NE KADAR DAVA açıldığını ve halkın ne kadar tazminat ve vekalet ücreti ödemesi ile karşı karşıya bırakıldığından haberiniz var mı ?

Her gün sokak soru sormak istediğimiz bir çok seçmen sosyal medya paylaşımı ile alakalı davalar ile muhatap olduklarından dolayı korkup konuşmak istemediklerini ifade edenlerin sayısı artık çok fazla.

Oysa ki Turgut Özal,Süleyman Demirel,Bülent Ecevit, ve Necmetin Erbakan aleyhine karikatürler sert yazılar ve eleştiriler vardı.Ancak avukatları kimden ne kadar tazminat ve vekalet ücreti alırız hesabı yaparak gazetecilere ve fikir beyan eden halkın aleyhine dava açma yarışına girdikleri bir dönem hatırlamıyorum.

Özellikle avukatlarınızdan birisi olan A.Ö. nün çatığı davaları mercek atına almanızı arz ederim.

Bu satırların yazarı olarak basın yasalarına tabi olmayan Youtube kanalımızda sadece yarım saat yayında kalan bir vatandaşın eleştirisinden dolayı darbeci Kenan Evren’in çıkardığı anayasada kendisine tanıdığı haklar doğrultusunda istenmesi halinde en ufak eleştiriyi bile dava konusu yapılması halinde dava açılan kişinin ceza almamsı çok zor.

Evren yargılandı ve rütbeleri alınıp Er olarak ölüp gitti.Ancak bu satırların yazarı olarak sahibi olduğum Youtube kanalımızda bir vatandaşın Ensar Vakfı ve Cumhurbaşkanını eleştirmesi sonucu sadece yarım saat yayında kalan bir videomuz için hakkımızda açılan davada basın kanununa tabi olmayan YOUTUBE’den dolayı ilk duruşmada 14 Ay hapis cezası ile cezalandırıldım.

Oysaki görevimi yaparken 2015 yılında saldırıyı uğradım ve açtığım maddi ve manevi tazminat davası aradan geçen 7 senelik uzun bir süreye rağmen halen bitmiş değil.

Hak,Hukuk ,Adalet makam ve mevkilere göre değil herkese eşit bir şekilde uygulanmalıdır.

İSTANBUL’DA İMAR HAKSIZLIĞI NE OLACAK ? YAP İŞLET DEVRET MODELİ ARTIK HALKIN ALEYHİNE İŞLİYOR…

Doğu Roma’nın 1.120 Yıl,Osmanlı’nın 1453 den 1923’e kadar 470 yıl,Türkiye Cumhuriyetinin 1923’den 2002’ye kadar 79 yıl İMAR VERMEDİĞİ bir çok yere her ne hikmetse sizin döneminizde sadece bir iki örnek vereyim,Ataköy sahilinde Kuzu inşaat’a denize sıfır 20 kat imar verilmesi neyin nesidir ? Haramidere’ye basın ekspres yolundaki taşkın alanına 20-25 kat imar verilmesine ne diyeceğiz ? Bunlar gibi zatı devletlerinize 500 tane KİBİR KULESİ SAYABİLİRİM.

Hükümetiniz ilk 6-7 yılında çok iyiydi. 10. Yılına kadar ise idare ederdi ama emin olun ki bu aşamadan sonra YAP İŞLET DEVRET Modeli başta olmak üzere bir çok İcraatiniz halkın Lehine değil Aleyhine işledi…

Örnek vermek gerekirse eskiden vergi dairelerinin dışına ödediğiniz her vergi size yol,köprü,elektrik ve su olarak dönecek deniyordu…

Bugün biz yola,köprüye,Elektriğe, Suya vergilerle beraber kallavi bedeller ödüyorsak peki ödediğimiz vergiler nereye gidiyor diye sormak bizim hakkımız değil mi ?

Ak Parti Hükümetleri olarak iyisiyle kötüsüyle sevabıyla günahıyla samimi ve içten bir şekilde elinizden geleni yaptınız ve halende gayretinizin var olduğunuzu görüyorum…

Bu konu ile alakalı makale değil 10 ciltlik eser yazabilirim ancak uzatmadan şunu ifade ederek Hükümet kısmını kapatmak istiyorum…

BUZDOLABI SATIŞI,HERKESTE 10 BİN LİRALIK TELEFON VE CAFELERİN DOLU OLMASI ZENGNLİK SEBEBİ Mİ ?

Zatı devleriniz daha önce buzdolabı satışlarındaki artışı a göstererek ülkede zenginliğin olduğunu ifade etmiştiniz. Şu an sizin partinize oy verecek bir çok seçmen‘de diğer muhalif seçmen’e çıkar telefonunu,cafeler dolu,AVM’Ler de adım atılacak yer yok diyerek her şeyin güllük gülistanlık olduğunu söylemeleri sizlerden gelen her şey yolunda mesajlarınızdan beslenerek bunu söylüyorlar.

Bu durum HALKI ÖFKELENDİRİYOR. Kısa bir süre önce Esenler’de yaptığımız bir sokak röportajında bir vatandaş birisi cebindeki telefonunu göster derse yumruğumu yer bu bir zenginlik sebebi değildir çıkışı yapmış idi.

Yine İstanbul’un Sancaktepe ilçesinde bir genç kızımız arkadaşımla beraber bir kafeye gittim bir tatlı yedik bir de meşrubat içtik 82 TL para verdik bu kadar pahalı olması gerekmez kafelerin ve restoranların dolu olması bir zenginlik ölçüsü değil diyerek tepkisini ortaya koymuştu…

LÜTFEN % 100 ARTAN GIDA FİYATLARINA,konut fiyatlarınI kira fiyatlarını herkes görüyor. Sizlerin bu aşamadan sonra her şey yolunda sorun sıkıntı yok demeniz emin olun SADECE HALKI öfkelendirir.

demeniz halkı biraz sakinleştirir…Bizde çarşı pazarda halkımızın yaşadığı hayat pahalılığını biliyoruz. İki senedir dünyayı derinden etkileyen bir pandemi gerçeği var. Bütün dünyada sıkıntılar var ama bu sıkıntıları yine biz çözeriz demeniz sağlıklı olur.

Bay Kemel, İllet Zillet dili gibi ağır sözleri kullanmamanız da makamınız açısından daha sağlıklı olmaz mı ?

Hepimiz aynı gemideyiz kurtulmamız için hep beraber selamete çıkmak adına hep beraber çaba sarf etmek zorundayız.

MUHALEFET’e ÜÇ BEŞ SÖZÜM OLACAK

AKP 20 yılda hiçbir şey yapmadı diyerek yapılan bir çok hizmeti yok saymak makul ve doğru değil.

Böyle yapınca halk sizin diğer doğru tespitlerinizi de dikkate almıyor.

İyiye iyi kötüye kötü derseniz halk size daha çok inanır.ve söylediğiniz sözleri dinler.

Ak Parti iktidara geldiği zaman ülkede ne tür sorunların olduğunu hepimiz Çok iyi biliyoruz.

Özellikle sağlık,hava ulaşımı ve diğer bir çok konuda iyileştirmeler ve düzenlemeler oldu.

Bundan dolayı emeği geçen devlet büyüklerine teşekkür etmek gerekiyor.

Elbetteki imar konusunda, hak, hukuk, adalet konusunda bir çok sıkıntı bu dönemde yaşandı ve halen de yaşanıyor deseniz bu muhalefet halkın nezdinde daha çok inandırıcı olacak.

CHP Genel Başkan yardımcısı Engin Altay bir konuşmasında AKP ne yaparsa yapsın ben gözüm kapalı itiraz ederim demiş idi bu doğru bir yaklaşım değil zaten o vakit inandırıcı bir muhalefet olamazsınız.

Ülkemizde iktidarın sorunlu bir dil problemi var bari muhalefet olarak sizin diliniz halka umut versin.

Ülkemizi bir gemi olarak göreceksek eğer gemi su alıyor ise hepimiz bundan olumsuz etkileniriz.

Erdoğan ilk seçiminde % 34 ile iktidar olduğu zaman çok güzel bir şekilde simit hesabı yapıyordu.

Muhalefet bugün simit hesabı yaparsa halk anlayacaktır.

Kısa bir süre önce bir vatandaş aynen bana şunu söyledi :

Simidin tanesi 3.5 TL olmuş,büyük bardak çayda 4 TL Bir simit bir çay 7.5 TL yapara. Günde 3 öğün yemek saati var bir kişinin günlük 3 simit 3 çayın bedeli 22.5 TL yapar

Anne bana ve evladımız ile 6 kişilik bir aileyiz. 22.5 X 6 = 135 TL Yapar günlük simit masrafımız. Bunu 30 ile çarptığınız zaman aylık 4.050 TL yapar. Özetle her gün simit çay ile beslensek asgari ücret ‘ten 1.225 TL eksik kalıyor.

Bu aile ev kirasını nasıl ödeyecek ? Elektrik,Su,Telefon,Doğalgaz, çocuklarının okul ihtiyaçları nasıl karşılayacak ?

Siz bu vatandaşı yanınıza alıp bize nasıl geçindiğinizi anlatın derseniz çok etkili olmaz mı ?

Muhalefet daha sağlıklı ve halkı ikna edici olmalıdır.

İstanbul Times / Hüseyin ÇETİNER