Çeyrek asırdan beri İstanbul’da yaşayan Abdülkadir Baykal’ın Mardin sevdası zerre kadar azalmış değil. 1964 yılında Mardin’de doğan ve 1987‘de İstanbul’a göç eden Baykal, hala Mardin’le yatıyor Mardin’le kalkıyor. İşyerinin duvarlarını süsleyen Mardin fotoğrafları zaten o odayı girenleri hemen Mardin’e götürüyor...

Abdülkadir Baykal’ın oturduğu masanın dört tarafı Mardin’in tarihi ve mimari özelliklerini yansıtan fotoğraflarla dolu. Mardin havasının teneffüs edildiği bu alanda Mardinspor’un şampiyon olduğu sezondaki kadroyu bile görmek mümkün…

İstanbul’daki Mardinliler Derneği’nin kurucuları arasında yer alan Sayın Abdülkadir Baykal’ı ziyaret ettiğimizde göze çarpan sadece Mardin fotoğrafları olmuyor. Mesela Mardin’in ünlü taşlarla yapılmış şehrin bir minyatürü ilgimizi çekti. Hemen o minyatürün altında, yine camlı bir bölmede yer alan ve uzun yıllardan beri biriktirilen tespih koleksiyonu da ortama uygun bir güzellik yaşatıyor gelen misafirlere…

Sanırım benim gibi o odaya giren herkes, nereli olursa olsun sohbete Mardin ile başlıyordur. Başlamamakta mümkün değil zaten. Adeta bir Mardin müzesini andırıyor Sayın Baykal’ın yazıhanesi. Zaten sohbet sırasında kendisine “Siz Mardin’i İstanbul’a getirmişsiniz, sizinle ilgili bir haber yapacak olsam başlığa ‘İstanbul’daki Mardin’ yazarım” demiştim. Öyle de yapacaktım ancak bilgisayarın karşısına fotoğraf seçmek için oturduğumda içimden makale yazmak geldi ve yazının başlığı da “Bir Mardin sevdalısı” olsun dedik… Baykal, öylesine bir Mardin aşığı ki, telefon numarası bile Mardin plakasını oluşturuyor: 05xx 347 47 47…

Sayın Baykal’ın Mardin’i en güzel şekilde temsil ettiğine inanıyorum. Niçin derseniz?

Abdülkadir Baykal, Laleli’de bir iş merkezi yöneticisi konumunda ve yıllardan beri aynı makamda oturuyor. O iş merkezi Mardinlilerin değil Türkiye’nin çeşitli illerinden gelen insanların kullandığı bir yer. Bu kadar insan, tasvip etmediği, sevmediği, saygı duymadığı bir kişinin kendilerini yönetmelerini ister mi? Elbette ki hayır.

O insanlar kendilerini yöneteni sever de kendilerini yönetenin memleketine sempati duymaz mı? İşte o yüzden Sayın Baykal’ın Mardin’i en güzel şekilde temsil ettiğine inanıyorum…

Geçtiğimiz günlerde Samsunlu bir esnafla tanıştım. Vaktinizi almamak için söylediklerinden kısa bir bölümü aktarıyorum, şöyle dedi Samsunlu esnaf: “Son zamanlarda Kürtlere karşı anti sempati duyuyordum. Birkaç gün önce grup halinde bir gezimiz oldu Güneydoğu Anadolu Bölgesi’ne. O gezi sırasında Kürk kardeşlerim hakkında önyargılı düşüncelerimden dolayı utandım...”

Sayın Baykal, Mardin’in turizm elçiliğinin yanında Mardin’in arşiv temsilciliği görevini de sürdürüyor. Yazıhanesinde Mardin ile ilgili kitaplar, fotoğraflar, videolar bulunduran Abdülkadir Bey, kendisini ziyaret edenlerin bir nebze de olsa Mardin hasretlerini gideriyor.

Abdülkadir Bey’in yanında gönlünüz, gözünüz değil mideniz de Mardin ile doyuyor. Sayın Baykal, iş merkezinde Mardinli bir usta tarafından hazırlanan Mardin kebabını ikram etmeden sizi bırakmıyor…

İstanbul’da Mardin özlemi çeken Mardinlilere duyurulur. Mardin’i yaşamak istiyorsanız kilometrelerce yol yapmanıza gerek yok, küçük Mardin hemen yanıbaşınızda, Laleli’de sizi bekliyor…