Zaman her şeyin ilacıymış meğer  

İslami bir camiada büyüdüm. Atatürk denince bir çok dini tarikatı, cemaati kapattığı için bazı endişelerimiz vardı.

Ancak Yıllardır Müslümanların zekatlarını, fitrelerini ,kurbanlarını ,Himmet adını verdikleri SÖĞÜŞLEME seansları ile dini duyguları ağır basan insanların paralarını İNDRA GANDİ tarzı illüzyonist yöntemlerle  bir anda oldu bittilerle kalabalık içine yerleştirdikleri kendi adamlarının ortamı kızıştırmak için ben …fabrikasında işçiyim yıllık 50 bin lira vereceğim… kimse be hey adam sen zaten yılda 10 bin lira maaş alıyorsun nasıl 50 bin TL veriyorsun deme ortamı bile bulamadan ya peşin, ya senet ya çek yada altın olarak taahhüt ettiği rakam alınmış oluyor.

Bundan 20 veya 25 yıl önce Merter’de adı lazım değil bir Yurtta yemeğe davet edildim yemeğin sonunda HİMMET denen işe başladılar. 

İlk önce Hz. Ömer ve Hz. Ebubekir’ in  yardım ve infak konusunda birbirleri ile yarıştıkları bölüm anlatıldı. Daha sonra bir çok İslam alimin size kalacak olan hayır için verdikleriniz olacak türünden bir saatten fazla davete icabet edenlerin kafası yıkanıyordu.

O Hız ile kalabalığın içine yerleştirdikleri kendi adamlarından bazılarının yıllık kazançlarının 10 misli kadar bağış yaptıklarını ifade ederek  orada bulunan esnaflar da bir işçi bu kadar para veriyorsa benim daha fazla vermem gerekir mantığı ile onların söylediği bedelden daha fazla bir bedel söylerlerdi.

Hemen diğer birisi gelir önce peşin isterdi .O olmayınca bir çek de olur denirdi. Yanında çek de yoksa şu senete at bir imza biz falan abiye verir parasını ondan alır kullanırız dedikleri halen kulağımda.

Fettullah Gülen Cemaati  2 Z formül ile çalışır (dı). Öğrencinin zekisi ,iş adamının zengini diyerek öğrenci ile hava atarak dershanelerine talebe kaydı yapmak için reklam malzemesi olarak kullanırlardı.Dersleri zayıf talebe ve parası olmayan esnafın burada hiç bir değeri ve kıymeti yoktu. Bu çalışmayı o kadar bariz yaparlardı ki abicim vaktimizi tembel talebe ve fakir iş adamı ile harcayacak değiliz derlerdi.  

Zengin iş adamında ise, adı sanı duyulmamış şekillerle, Himmet, Kurban, Burs, yardım adları ile bir çok başlıkta para alınırdı. Hızlarını o kadar almamış olacaklar ki son yıllarda bir de kurban keseceğiz PEYGAMBER EFENDİMİZ içinde bir hisse satın al adı altında halkı söğüşlemede sınır tanımayan çalışmalara da giriştiler. 

Fetullah terör örgütü ile alakalı devlet şu an bir çalışmanın içinde ancak yakın gelecekte devlet için tehlike çanları çalan cemaatler de var.

Bir cemaatin televizyonu neden olur ? Bir cemaat neden yardım paraları ile Holding kurar ? Bir cemaat neden okul kurar ? Bir Cemaat neden devlet kurumlarına adam yerleştirmek için çaba sarf edier ? Bir cemaat neden kermes yapar ? Bir cemaat neden en doğru bilgiler benim cemaatimde der ? Bir cemaat neden para için ilmin izzetini ayaklar altına alır ?

Bu tür sorular uzatabiliriz. Ancak bu kadarı kafi.

Öyle cemaatler var ki tarikat şeyhinin bulunduğu yerin girişine açıtkları markette yardım için bir çuval şeker alıp bağışlayın deniyor. Bir okurum çuvalın üstüne bir işaret koydum parasını verip şekeri gönderdim.  Şeker yanımdan marketten çıkarılıp mutfak kısmına götürüldü. Bir saat geçmeden benim satın aldığım şekerin yeniden markette satışa sunulduğunu gördüm dedi bana.

Devlet Cemaatlerin yaptığı hizmetleri kendisi yapmalı. Mesela diyanet işleri başkanlığı her Perşembe akşamı camilerde 1 saat nitelikle dini sohbet düzenlemeli.

Cemaatlerin televizyon kurmasına engel getirilmeli. Cemaatlerin ilmin izettini ayaklar altına alan yardım, bağış tarzı çalışmalarına bir ayar getirmelidir.

Özetle Cemaatlerin görevi  yardım paraları ile ,kermes paraları ile kurban paraları ile holding kurmaları, televizyon açmaları doğru değil. Onlarca  cemaat tanıyorum içlerinde fakir fukaraya yemek yardımı yapan var ama nakit olarak ihtiyaç sahibi ailelerin yardımına koşan yok. Bu cemaatler sayesinde hayır sahipleri kendileri gerçek ihtiyaç sahibi aileleri bulup kardeş aile mantığı ile dayanışma içinde olmalarının önündeki engel her şey bize verilsin diyen cemaatler olduğuna şahidim.   

Son söz cemaatler daha güzel bir şekilde kontrol altına alınmalıdır

Cemaatler, para, makam ve mevki ile içli dışlı oldukları zaman kendilerini bir nevi paralel devlet gibi görmeye başlıyorlar.

Bugün güçlü olmayan cemaatler bizim böyle bir düşüncemiz ve beklentimiz yok deseler de FETÖ sorunu hepsi için er yada geç olabilme ihtimali her zaman vardır. Unutulmasın FETÖ'de başlangıçta böyle demişti...

Cemaatler sadece devlet kontrolünde  toplum yararına bir kısım çalışmalar yapmaya yönlendirilmelidir.

Bugüne kadar cemaatlere karşı olumsuz bir beklentim yok iken FETÖ/ PDY olayından sonra bir çok cemaate karşı soğudum.

Diğer bir konu da Mustafa Kemal Paşa’nın cemaatleri, tekke ve zaviyeleri  devletin başına bela olmaları nedeni ile kapattıklarını daha iyi anlıyorum.

Devlet ileride başına bela olacak bütün oluşumları daha palazlanmadan kontrol altına alınması gerekir.

Devlet alnı secde görüyor diye kimseye kıyak yapmamalıdır. Namaz kılanların namazı kendilerine deyip kamu yararı gözetilmelidir.

Ez cümle son darbe olayında halkın canına ve malına kast ettiği ifade edilen cemaatin hangi hükümetler döneminde ne kadar büyüdüğü ve kamu kurum ve kuruluşlarına ne kadar yandaşını yerleştirdiği net ve temiz bir şekilde kamuoyuna açıklanmalıdır.

Bunu hükümetleri suçlamak için değil iyi bir öz eleştiri yapabilmek için talep ediyorum. Hiç bir hükümet biz bu cemaatin önünü açalım gelip darbe yapsın diye önünü açmadı.

Yurt dışına gidiyorsunuz bakıyorsunuz orada İstiklal Marşı okuyan talebeler var ister istemez ilgi duyuyorsunuz ama bunlar CIA ve MOSAD'ın menafatlerine hizmet etmek için çalıştıklarını duyar ve bilirdik. Ancak bu kadar da olmaz diye toz kondurulmadığı dönemler çok oldu.

Sözün özü Cemaatlerin çalışma alanı belli şekilde kural ve kadielere bağlanmalıdır. Para toplama şekilleri istisrmara yol açacak türden olmamalıdır.. 

Toplanan paraların harcandığı yerler şeffaf olarak beyan edilmelidir. Halka Peygamber efendimiz için kurbandan bir hisse al denilerek para alınıyor. Alınan o paraların rapor hazırlayan ingiliz parlamentere RÜŞVET olarak verildiği bir dünyada yaşadığımız hiç bir zaman devlet idarecileri tarafından UNUTULMAMLIDIR.

Ülkemiz 15 Temmuz 2016'da uçurumun kenarında döndü. Başarılı olmayan bu darbenin etkilerini üzerimizde en az 50 sene atamayacağız.

Darbeye teşebbeüs edenler kadar zemin hazırlayanlarda iyi bir öz eleştiri yaparak halktan özür dilemelidir.


İstanbul Times / Hüseyin Çetiner / 8 Ağustos  2016