Bu yazının başlığı bana ait değil, sosyal demokrat bir işadamına, Türkiye’nin önemli firmalarından Süper Grup’un Yönetim Kurulu Başkanı İbrahim Yasubuğa’ya ait.

Sayın Yasubuğa ile bir röportaj için Süper Grup’un Yeşilköy’deki genel merkezine gitmiştik. İbrahim Bey’den 10 yıl önceki Türkiye ile şimdiki Türkiye’yi kıyaslamasını istedim. “Kıyaslanamaz, kıyaslamak mümkün değil” yanıtını aldım. “Niçin, bir örnek verebilir misiniz?” şeklinde yeni bir soru yönelttim. “Aman, Allah bir daha göstermesin” der gibi şunları ifade etti: “Türkiye pasaportunu taşıdığım için tam üç defa farklı ülkelerden geri çevrildim…”

İbrahim Yasuboğa, sıradan bir vatandaş değil. Birkaç önemli şirkete sahip ve bu şirketler ihracata yönelik üretim yapıyor. Türkiye 10 yıl önce o kadar itibarsız konumdaydı ki, mal sattığı ülkeler tarafından bile kabul görmüyordu. Malları alıyorlar, o malların üretimini yapan şirketlerin başındaki zata ise “Hayır ülkemize giremezsin” diyebiliyorlardı…

Ne hüzünlü bir tablo değil mi, gerçekten Allah bir daha göstermesin…

Peki, şimdiki duruma bir bakalım; 70’den fazla ülke Türkiye’ye uyguladığı vizeyi kaldırdı. Yani, bırakın sınır kapısından geri göndermeyi, artık 70’den fazla ülkeye elimizi kolumuzu sallayarak girebiliyoruz…

YA EKONOMİ ?

Süper Grup Yönetim Kurulu Başkanı Sayın Yasuboğa’ya, “Bu işin itibar boyutu, bir de ekonomide gelinen noktayı ve 10 yıl öncesini hatırlatabilir misiniz?” diye sordum. Çok kısa ama çok şey anlatan örneğinde Yasuboğa, şöyle dedi: “10 yıl önce Türk Hava Yolları’nın 16 uçağı vardı ve bunun 8’i İngiltere’den kiralanmıştı. Şimdi THY’nin 200 uçağı var ve dünyanın en büyük filosuna sahip…”

Peki, 10 yılda Türkiye’yi bu duruma kim getirmişti acaba?

Bu sorunun da yanıtını yine İbrahim Yasuboğa’dan alalım: “Türkiye’yi Atatürk kurdu, Özal canlandırdı, Erdoğan ise şahlandırdı…”

Türkiye’nin bu şahlanışını hala görmek istemeyenlere, görüp de görmemezlikten gelenlere daha ne diyebiliriz ki?

Bakın size bir örnek daha vereyim: Bir yazımdan dolayı koyu bir CHP’li telefonla aramıştı beni. Neredeyse yarım asra yakın bir partili olduğunu belirten zat, telefonu kapatmamıza yakın mealen şöyle demişti: “Aslında Recep Tayyip Erdoğan gibi bir lidere sahip olmak isterdik…”

Kim istemez ki?

İzninizle bir anımı daha paylaşmak istiyorum: 10-15 yıl önce, yine Türkiye’nin üzerinde kara bulutların dolaştığı bir dönemde, bir haberi izlemek üzere İsrail’e gitmiştim. İsrail’e gidip de Kudüs’ü, Mescid-i Aksa’yı görmeden dönmek olur mu? Ağlama Duvarı’nın bir yerine konulan ve İsrail askerlerinin beklediği turnikeden geçtikten sonra Mescid-i Aksa’ya vardığımda bazı Filistinlilerin sert davranışı beni oldukça üzmüştü. Konuştuğum diğer Filistinliler ise bu durumu özetlemeye çalıştı. Meğerse, Filistinliler Türklere kırgınmış. Sadece Filistinliler mi ki? Arapların çoğu Türkiye’ye neredeyse hasım gözüyle bakıyorlardı…

Bugüne, AK Parti’nin iktidarda bulunduğu 10 yılın semeresine baktığımızda tablonun yüzde 100 değiştiğini rahatlıkla görebiliriz. Mesela, 10 yıl önce Türkiye’ye karşı tavırların alındığı Filistin’de bugün çocuklara Başbakanımızın ismi veriliyor. Türkiye sevgisi, saygısı o denli tavan yaptı ki, bazı aileler bir çocuğuna Recep, diğerlerine ise Tayyip ve Erdoğan diyor.

Şimdi 10 yıl öncesiyle günümüz Türkiye’sini kıyaslamaya kalksak bir gazete sayfası yazı yazmamız lazım. Bir makaleye sığdırılamayacak güzellikler yaşandı ülkemizde. Öyle ki artık muhalefet bile kabuğuna çekilmek durumunda kaldı. CHP’nin, MHP’nin ya da diğer partilerin doğru dürüst bir varlık gösterdiğini söylemek mümkün mü? Muhalefetin, TBMM’yi karıştırmak, çalışmaları ağırlaştırmak ve engellemekten başka bir iş yaptığını ne yazık ki söyleyemiyoruz…

Ama kim ne yaparsa yapsın Allah’ın izniyle Türkiye’nin şahlanışı devam edecektir.

İstanbul Times / Müslüm Aktürk