Gül emekli olmadan bir gün önce genel kurul ne anlam ifade ediyor

Recep Tayyip Erdoğan
, Abdullah Gül’ün  görevini bırakmadan bir gün önce karar alarak yaptığı Genel merkez kongresini Gül’e karşı öne aldığı ifade edildi. Bundan öncede aralarında  bir çok kırılma noktası olduğu ifade ediliyor...

Erdoğan, Gül’ün Ermenistan’a gidip maç izlemesine,Hükümetin Twitter ve Face Book’a erişim yasağı uygularken Gül’ün bu yasağı delmesi başta olmak üzere bazı konularda aynı düşünmemeleri Recep Tayyip Erdoğan’ı sinirlendirdi. Erdoğan yapılan iyiliği de kötülüğü de unutmayan bir lider. 

Gül ve eşi Hayrünisa hanım kendilerine karşı samimi olmayan davranışlar yapıldığını düşünerek uygun zaman ve fırsatı beklediklerini lisan-ı halleri ile değişik zamanlarda ifade etmeye çalıştılarsa da, Ak Parti’nin çok güçlü bir halk desteğini arkasına almaya devam etmiş olması Abdullah Gül ve kendi taraftarlarını uygun zaman  ve zemini beklemeye sevk etti.

Recep Tayyip Erdoğan’ın rakibi Adullah Gül olacak gibi…

Bazı okurlarım bu komplo teorilerini nereden çıkardığımı söyleyebilir. Haklılar da ama ben de onlara son 2 yılda yaşanan  bazı olayların özetini verirsem yazdıklarımın komplo teorisi değil  yakın gelecekte uygulama ortamı çok yüksek olan senaryolar olduğuna okurlarımda hak verecektir.

Erdoğan ve Gül’ün arasını açan bazı olayları şu şekilde sıralarsam ne dersiniz ?

-Gül, görevden ayrılmadan bir önce Ak Parti kongre yaparak hem genel başkanını hem de başbakanını seçerek Abdullah Gül’e sen emekliliğin tadını çıkar demiş oldu.

-Hükümet Twitter ve Face Book’a erişim yasağı getirdiği bir dönemde Gül bunun yanlış olduğunu vurgulamak için bu sosyal paylaşım ağlarını kullandığını ifade eden  beyanatlar verdi.

-Hükümet Azerileri üzmemek için Ermenistan ile arasına mesafe koyarken  o zaman Cumhurbaşkanı olan Abdullah Gül’ün Başkent Erivan’a gidip iki ülke milli takımlarının maçını izlemesi Erdoğan’ı kızdırmıştı.

-Başbakan Davutoğlu’nun Pensilvanya’da Fetullah Gülen’i ziyaret etmiş olması olayında “Ben o zaman dış işleri bakanı idim .Bu ziyaretimden Gülen’e Türkiye’ye gel demeye gitmiştim. O da henüz vakti değil demişti. Meğerse Humeyni gibi gelmeyi düşünüyormuş dedikten sonra. Cumhurbaşkanı Gül’ünde bu ,ziyarette haberi vardı demesi karşısında GÜL’de bir açıklama yaparak giderken değil 
geldikten sonra haberim olmuştu dedi. Davutoğlu zihnim berrak demiş GÜL benim de diyerek tepkisini ortaya koymuştu.
 
-Gül’ün zaman zaman halk ile bir araya gelerek yüzünü eskitmemeye de özen göstermesinin en önemli nedeni yarın öbür gün konjoktör uygun olursa ben de varım demek için olduğu ifade ediyor. Bu maddeleri daha da uzatmak mümkün ama ben bu kadarı ile yetineyim.

Değerli okurlar her ne kadar taraflar alenen birbirlerine diş bilemediklerini ifade etmeye çalışsalar da  perde arkasında 
yaşanan hatta bir çok şey perde arkasını da geçti. Mesela yukarıda özetle izah etmeye çalıştığım 4 konuda Gül ve Erdoğan’ın her konuda % 100 anlaşamadıklarını görmek mümkün. 
  
Erdoğan Patron benim diyor ama Gül beni de devre dışı etme demek istiyor 

Ak Parti’nin kuruluş sürecine baktığınız zaman 4 kişi ön planda idi.

Recep Tayyip Erdoğan 
Abdullah Gül
Bülent Arınç ve 
Abdüllatif Şener 

Abdullah Gül Cumhurbaşkanlığından tekavüt olduğu için Ak Parti ile yolları ayrıldı.

Abdüllatif Şener yıllar önce Erdoğan’ın tek adamlık özlemini beğenmediğini ifade ederek partiden ayrılmış kendi partisini kurmuş ama başarı yakalayamamıştı.

O günden sonra her  platforma muhalefetini dile getirmişti. 
Bülent Arınç ise 7 Haziran 2015 de 3 dönem kuralı gereği Ak Parti’den bir dönemde olsa kopacak. 

Yani şu an kurucu iradenin en önde gelen 4 kişisi içinde sadece Erdoğan kaldı. Seçim öncesi başbakan ile adeta paralel mitingler yaparak Davutoğlu’na bu iş sadece sana bırakılacak kadar önemsiz değil demek istiyor.

Neden Ak Parti’nin rakibi kendisi dedim peki 

HDP’nin barajı aşması halinde Ak parti % 43 oy alsa bile DON seçim sistemine göre ancak 255 milletvekili çıkaracağını ifade eden anket şirketleri var. HDP barajı aşsa ve Ak Parti’de hükümet kuracak vekil sayısı olan 275 ile 290 arası vekil çıkarsa bile cemaat,muhalefet partileri ve Cumhurbaşkanı Recep Tayyip  Erdoğan’ın çıkışından memnun olmayan grupların yapacağı nümayişlerle hükümeti sağlıklı çalıştırmazlar.

CHP genel başkanı Kemal Kılıçdaroğlu hayali % 35 oy almak oluğunu söylüyor. Önceki seçimlere baktığınız zaman ancak % 27 ile 28 arasında bir oy alabileceği tahmin ediliyor. Hayali % 35 olan bir liderin Ak Parti’ye rakip olamayacağı kesin.

MHP’nin hedefi ise oyunu birkaç puan artırmak. Yani net bir şekilde oy hayalini ifade etmezse de gözü % 18 ile 20 bandında. Dolayısıyla Ak Parti’nin rakibi MHP de olmaz. 

HDP’nin hayali ise % 10 oy alıp barajı aşmak olduğunu herkes söylüyor. Hatta bir çok kişi Demirtaş’ın son çıkışları (Taksim bizim kabemiz) ile işi riske attığını da ifade ediyor. Diyelim ki HDP barajı aştı o da Ak Parti’ye alternatif olamaz.  

Saadet Partisi Milli İttifak hareketi ile alanlara ciddi bir iniş yaptı.Parti teşkilatları diri ve inanmış bir şekilde çalışıyor.Barajı aşar mı aşmazmı elimde yeterli done yok. Ama Türkiye de her an her şeyin olabilme ihtimali de daha önce görüldü. DSP % 21.75 den 1.5'e indi CHP baraj altı kaldı. SP çatısı altında seçime giren Milli itfifak da anketlerin tersine barajları yerle bir edebilir.

Bu seçimde muhalefet partilerin alacağı toplam oy % 60 civarında gözüküyor. Ak Parti’de % 40 oy alırsa bile HDP’nin barajı aşması halinde 276 vekil sayısına ulaşamayacağı anket firmaları tarafından zaman zaman ifade ediliyor. Hatta bir anket firması sahibi HDP.nin barajı aşması halinde Ak Parti % 43 oy alsa bile ancak 255
Milletvekili çıkarabileceğini ifade etmişti.

İşte böyle bir tabloda Abdulah Gül ve Ak Parti’den memnun olmayan herkes yeni parti arayışına girecek 
Cemaat zaten 17 Aralık 2013 den beri Abdullah Gül etrafında yeni bir oluşuma yeşil ışık yaktığını bir çok kere belli etti.

Ancak Gül ve adamları konjoktür’ün uygun olmadığını düşündüğü için beklemeyi tercih etti. Ama 7 Haziran 2015 de yapılacak seçimde Ak Parti güç kaybederse bütün muhalifler bir araya gelerek yeni parti’nin hemen işe başlaması için çalışmalara başlayacaklardır.

Belki erken olacak ama Hangi Parti’nin lideri reis-i cumhur olmuşsa partisi güç kaybetmiştir. Recep Tayyip Erdoğan bu olumsuzluluğu gidermek için Özal ve Demirel’in yapmadığı çalışmalar yaparak adeta başbakan gibi Ak Parti’ye destek mitingleri yapması da Erdoğan’a giden anket sonuçlarının pek de parlak olmadığını gördüğü için canla başla mitingler yaptığını ifade edenlerin satısı hiç de az değil.

Kimler yeni partiye katkı yapar ?

Uzun süredir Ak Parti’de üst düzey siyaset yapan ve 3 dönem kuralına takılan bir çok kimse yeni partiye destek verir.

Cemaat zaten koşulsuz Recep Tayyip Erdoğan’ı zayıflatacak her oluşuma en önde destek olacak grubun başında gelir.

Kuruluşta Ak Parti için maddi ve manevi bedel ödeyen ama 2008 den sonra Parti içinde kendisine yer bulamayan bir çok kişi de yeni oluşuma güç verir.

Özetle 7 Haziran 2015  seçiminde Ak Parti 290 dan aşağı vekil alırsa Abdullah Gül’ün adını daha sık duyabiliriz. 
Bunlar eldeki bilgi,belge ve konuşmalardan yola çıkılarak tahmini bir öngörüden ibaret olan tespitlerimdir. tespitlerimin isabetli olup olmadığı 7 Haziran 2015 seçimlerinin sonucuna göre de daha de netlik kazanacaktır. 

Ekonomik gidişat çok kırılgan

Ülkede ağır sanayi zaten yok,tarım sektöründe çalışan  çiftçiler üretim yaptıkça kar yerine zarar eder oldular.Deri sektörü bitti,Tekstil komada, İnşaat bitti bitecek, köylü ekmeğini ve yumurtasını bile şehirden alıyorsa ülkenin patronları üretim alanında para kazanmak yerine kendi uğraş alanlarının dışında al sat işi yaparak para kazanmaya başlamışlarsa bu iş uzun süre devam etmez.



İstanbul Times / Hüseyin Çetiner - 11 Mayıs 2015