Hayatım boyunca servet düşmanı olmadım, olamam ve olmayacamda. Çünkü hakkaniyet ölçülerine göre kazanılan her helal kazancın önünde eğilirim.

Ancak sahip oldukları imtiyazlı haklarını kullanıp çobanoğlu Mehmet'in arsasına yapamayacağı inşaatı bir şekilde yaparak haksız kazanç elde edenlere karşıda dilimin döndüğü kadar da mücadele ederim.

Başakşehir'de ikamet ettiğim için Eylül 2009 yılında yaşadığımız SEL felaketini ramazan günü olduğu için kalktığım sahur saatinde kendi gözlerimle Sular vadisindeki LABİRENT'i nasıl yerinde söküp görtürdüğü gördüm. 

Sabah olup hava aydınlanınca Felaketin boyutlarını saat farkı ile bir bir fotoğraflarımla kareledim. Zaman ilerleyip 30'un üzerinde vatandaşımızın hayatını kabettiği ortaya çıkınca saygı duyduğum ve sevdiğim İBB.Başkanı Dr.Mimar Kadir Topbaş'ın yaptığı cesur ve insani açıklamalarının gereği yapılır diye tam 3 yıl bekledim. BIRAKIN DERE YATAĞINDA YAPILAN TÜM YAPILARI YERLE BİR ETMEYİ ÜSTÜNE ÜSTLÜK Meşhur,itibarlı şatafatlı bir çok firmanın sanki hiç bir şey olmamış gibi dere yataklarında gökdelenler dikmeleri beni üzüyor.

Ağaoğluna serbest ya Çobanoğluna....

Basit ve minik bir soru sormak isterim İBB.başkanı Kadir Topbaş'a ve bu dere yatağına imar veren zat-ı muhteremlere ALİ AĞAOĞLU değil de orada arsası olan Çobanoğlu Mehmet olsaydı aynı şekilde imar verilirmiyidi ? Şimdi feleğin sillesini yemiş,İstanbul'u adım adım turlamış bir basın mensubu olarak bana biz arsa sahibinin kim olduğuna bakmayız arsaya bakar imar izni veririz veya vermeyiz demeyin çünkü buna ben değil kargalar bile inanmaz.

Dere yatağında inşaatları yüselen firmalara bakın hepsinin çuval çuval parası var ve çevreleri de oldukça sağlam.Zayıfların ezildiği zenginlerin kayrıldığı toplumlar helak olmaya makmudur. Bu uygulama cahiliye adetlerindendi. O vakit zayıf bir suç işledği zaman cezasını çeker, zengin aynı şunu işlediği zaman bir şekilde hiç bir ceza çekmeden kurtulurdu.İslam dininin peygamberi  bu adetlere son verdiği halde ülkemizde ne yazıkki zaman zaman bu durum yaşam alanı buluyor.

Sel felaketinin yaşandığı bir anda her duryarlı insanın yapacağı gibi İstanbul Büyükşehir Belediye başkanı Dr.Mimar Kadir Topbaş mikrofonlara aynen şunları söylemişti “Ayamama deresinin hat yatağını işgal eden ne varsa yıkıp geçeceğiz,bu konuda yargı kararlarına bakmaksızın dere yataklarında hangi bina var ise yerle bir edeceğiz ve bedeli de ne ise çekmeye hazırız” demişti.
 
Sel felaketinden günümüze dere yatağında yıkılan tek bina olmadığı halde o günden bu yana onlarca dev gökdelenin dere yatağının tam içine yapılmasının mantığını da anlayabilmiş değilim.  
 
Sel felaketinde basın günlerce şu tarz haberler yapmıştı;

ŞOFÖRLERİ UYKUDA YAKALADI

İkitelli TIR garajında araçlarında uyuyan şoförlerden 10 kişinin boğularak öldüğü 50 kişinin ise yaralı olarak kurtarıldığı belirtildi. Halkalı 'da bir başka tekstil firmasında ise 2 kişinin cesedine ulaşılırken, İkitelli ve Halkalı 5 ceset sudan çıkarıldı. İkitelli Basın Express yolu olmak üzere, Arnavutköy, Sultangazi, Bağcılar, Eyüp, Esenler, Bahçelievler, Başakşehir, Büyükçekmece ilçelerinde su baskınları ve sele neden oldu. Ayamama Deresi, Tavukçu Deresi, Papaz Dereleri taştı.

AYAMAMA DERESİ TAŞTI YÜZLERCE İŞYERİ VE ARAÇ SU ALTINDA

Her şiddetli yağmurda taşan ve çevreye tehlike oluşturan Ayamama Deresi yine taşarak Basın Ekspres yolunu sular altında bıraktı. Yüzlerce işyerinin sular altında kaldığı İkitelli Güneşli bölgesinde vatandaşlar araçlarının üzerine çıkarak kurtarılmayı bekledi. Sel suları dere kenarında bulunan tüm fabrikaları su altında bıraktı. Sel suları bazı fabrikaların 3’ncü katına kadar ulaştı. Araçları içinde mahsur kalanların çoğu kendi imkanları ile kurtuldu.
İstanbul Times Muhabirleri Başakşehir’den başlayarak Havalimanına kadar olan dere yataklarında sel felaketinden sonra yapılan dev binaları görüntüledi.
 
Zenginlere Her Yer TEŞT
 
Yapılan dev binaların görüntülenmesine görüntülendi ama Malatya tabiri ile zenginlere her yer teşt misali yollarına devam ediyorlar. Teşt demişken bir hikaye aklıma geldi. 

Teşt Malatya tabiri ile büyük leğen demektir. Malatya da muzip bir delikanlı leğene yani bizim lehçemiz ile TEŞT’e un eleyen annesine bir bardak rakı veriyor anne sen yoruldun bu ayranı iç diyor.

Annesi de bir dikişte ayran niyetine rakıyı içiyor. Tabi daha önce hiç denemediği rakı çarpmış ve ana elindeki elek ile unu TEŞT’in dışına eliyor. Çocukta muzip ya ana orası TEŞT değil der demez anası patlatmış cevabı OĞUL ANAN İÇİN HER YER TEŞT demiş.

Fakir garip gureba evine bir metre çıkma yapamazken kendilerine her yer TEŞT olan zenginlerimiz Eylül 2009 da yaşanan sel felaketinde bir çok insanın hayatı kaybettiği yerin yanı başında öyle devasa projeler yapılıyorki akıl ve izan sahibi insanların bu VAHŞETİ kabul etmesi imkansız.

İstanbul Times Gazetesi olarak bu işin üzerine gidiyoruz.Yanımıza işin uzmanlarını da alarak son dönemlerde dere yataklarında inşa edilen binaların sahiplerini ve bunlara destek vermekte sınır tanımayan kişileri incelemeye aldık. Çok yakında isimleri ile hangi firma nasıl bir inşaat yapmış onu bir bir okurlarımıza açıklayacağız...
 
Bırakın yapsınlar yarın bir sel felaketi olunca denilecek cümle nasılsa belli tabiat acımadı... Kısaca ZENGİNLERE HER YER TEŞT..

Netice olarak dere yatağında yapılan yerler ile alakalı zaman zaman bir şeyler yazıp çizeceğiz...baklım bir yetkili sesimizi duyacak mı ?

İstanbul Times / Hüseyin Çetiner