En eski Kütüphane, Asur Devleti Hükümdarı Asurbanipal tarafından M.Ö. 625 yılında kurulan kütüphanedir,NinovaKütüphanesi olarak bilinir. İslam Kültürüyle yayılan kitap merakı pek çok kütüphane kurulmasına ve kütüphane geleneği oluşmasına önayak olmuştur. Bu gelenek Emeviler, Abbasiler, Selçukîler vs. Türk ve İslam devletlerinde gelişerek yaygınlaşmıştır.

İlk kütüphaneler, Eski Yunan’da İ.Ö. 4. Yüzyılda tapınaklarda ve felsefe okullarında oluşturulan kitap depolarıymış. Aristoteles’in Kütüphanesi, İskenderiye Kütüphanesi, PergamonKütüphanesi, Roma’daki BibliothecaUlpial.Constantinus’un İstanbul’da 4. Yüzyılda kurduğu İmparatorluk Kütüphanesi, ilk çağların en önemli kütüphaneleriymiş.

Osmanlılar döneminde ilk kütüphane Osman Bey zamanında İznik’te, ikincisi ise Edirne’de Lala Şahin Paşa tarafından kurulmuş.

Daha sonraki dönemlerde de İstanbul ve Amasya, Edirne, Bursa, Manisa, Trabzon ve başka şehirlerde de büyük kütüphaneler açılmıştır.

Hızlıca geçmişin üzerinden geçerek günümüze gelecek olursak; CHP Genel Başkan Yardımcısı Gamze Akkuş İlgezdi’nin kütüphaneler hakkında verdiği bilgileri sizlerle paylaşmak isterim. AKP döneminde Türkiye genelinde 188 kütüphanenin kapısına kilit vurulduğunu öğrenmiş bulunmaktayız. 2003 yılında 1350 olan kütüphane sayısı 2018 itibari ile 1062’ ye gerilemiş. %14 oranında azalmış.Milli kütüphaneyi kullanan kişi sayısı 2010 yılında 771 bin 331 iken. 2018 yılında 633 bin 999’a gerilemiş. Milli kütüphaneden faydalanan kişi sayısı yüzde 18 azalmış.

Şimdilerde geçmişe göre ne kadar ilerlendiğinin göstergesi olarak kıyaslamalar yapılır değil mi? ‘Şu yıldan bu yıla bunlar oldu.’ Diye. İşte o tabir günümüzde birçok alanda maalesef yapılamıyor.

Neden yapılamıyor?

Sürekli;

Gerileme içerisindeyiz

Yenileme içerisindeyiz

Eskiye duyulan değerin giderilmesi kaygısındayız da ondan.

Gerilemeyi şöyle bir kenara bırakalım, Türkiye’de 992 ilçenin 121’inde hiç kütüphane bulunmuyor.

Haydi, bunu da ‘şimdilik’ bir kenara koyalım. Sadece bu yazı için… Yoksa herkesin gündemin de olması gereken bir konu!

Mili Eğitim Bakanlığı verilerine göre Türkiye genelindeki 65 bin 568 okulun yalnızca 29 bin 689’ında kütüphane bulunduğunu aktardı. Milli Eğitim Bakanlığı’na bağlı okulların yüzde 55’inde kütüphane yüzü görmeyen binlerce öğrenci var.

Duruma şaşırdık mı?

Doğrusu ben pek şaşırmadım, sizi bilemem. AKP’li Ağrı Belediye Başkanı Savcı Sayan, eskiden kütüphane olarak kullanılan bir binayı yıkıp yerine Pazar yeri yapacağını belirtiyorsa,

Kültür Müdürünü arayıp: “ Müdürüm bu kütüphanenin mülkiyeti size mi ait? Bunu bakanlığa söyleyelim, devresin belediyeye, biz bunu yıkalım Pazar yeri yapalım” diyorsa,

Ardından aldığı tepkiler üzerine de sosyal medya hesabındanaçıklama yaparak,” Pazar deyince Twitter’dakihıyarlar, hıyar pazarı anlamış. Allah aşkına biri Twitter’daki hıyarlara anlatsın.” Diyorsa,

Yapılan hatayı kabul etmeyip bir de üzerine vatandaşlara hakaret ediliyorsa kütüphaneleri ekarte etmelerine de şaşırmamak lazım.

Kitapsız yaşamak, kör, sağır ve dilsiz yaşama değil miydi?

Kütüphaneler cehalete karşı savaşın en önemli mevzilerin başıysa eğer, biz o başı çoktan kaybetmişsiz.

Kilit vurulan 188 kapının ardında, raflarından alıkonulan yavrulara, o atmosferi tadacak okurlara acımadınız mı?

Söyleyin haydi bana!

Rant ile kurulan dünyada

Sıcak para kokularının sardığı caddelerde

Sahaf kokularından mahrum mu kalalım?

Yeşilliğin giderek kaybolduğu sokaklarda dolaşırken,

Rezidansların arasına sıkışan kütüphane binalarını aramayalım mı?

Kitaplarla dolu koca bir salona adımını atan bir miniğe, oranın kütüphane olduğunu anlatmayalım mı?

Bir zamanlar çok vardı, şimdilerde yok oluyor demeyelim mi?

Kelimelerinsilahlaşıp, devleştiğini...

Karşındakini derinden etkileyebileceğini,

Yeri geldiğinde en naif haliyle kırabildiğini

Yeri geldiğinde ateş etkisi yaratıp vurabildiğini

Söylemeyelim mi?

Eskiden kitap hediye alana saygı duyulduğunu

Kendisine kitap okuyana hayran olunduğunu

İtiraf etmeyelim mi?

Bazen sevdana dâhil olduğunu

Bazen bilgine hâkim olduğunu

Söylemeyelim mi?

Ne yapalım?

Söyleyin haydi bana!

Böyle her şeyi yok mu edelim?

“Okumadan geçen bir gün yitirilmiş bir gündür” demiş J. P. Sartre

Kitaba düşman kim varsa hepinize sesleniyorum;

Yitirdiğiniz her geçen gün, yetiştireceğiniz bir fidana ihanettir.

İstanbul Times  /  Hande Balcan