Bir gün Nasrettin Hoca oğlu ile köyden şehre gidiyormuş; binekleri merkepmiş. Hoca hayvana önce oğlunu bindirmiş, kendisi hayvanın önünde yürümeye başlamış. Yolda bir grup insana rastlamışlar. Adamlar hocayı yaya, oğlu binek üzerinde görünce “Yahu devir değişti, insanlarda büyüğe hürmet kalmadı, çocuk hayvan üzerinde, zavallı ihtiyar yaya gidiyor!” demişler. Nasrettin Hoca ile oğlu bu sözleri ciddiye alıp, vaziyeti değiştirmişler. Hoca hayvana binmiş, oğlu yaya yürümeye başlamış. Biraz sonra başka bir gruba rastlamışlar. Adamlar “Yahu, bu devirde acıma ve merhamet kalmadı; koskoca adam hayvana binmiş, zavallı çocuğu yaya yürütüyor!” diyerek yanlarından geçmişler. Hoca ile oğlu bu sözü de ciddiye alıp, yeni bir vaziyet düşünmüşler. Bu defa ikisi birden hayvana binmiş.

Biraz sonra, başka bir gruba rastlamışlar. Adamlar manzarayı görünce “Yahu bu insanlarda hiç insaf kalmadı, şu sıcakta bir hayvana iki kişi biner mi? Yazık!” diyerek yanlarından geçmişler. Hoca ile oğlu bu sözlerin de etkisinde kalıp durum değişikliğine gitmişler. Bu defa ikisi de hayvandan inerek yürümeye başlamışlar. Biraz sonra, başka bir gruba rastlamışlar. Adamlar “Yahu şu insanlarda akıl kalmamış, Allah bu hayvanı süs için mi yarattı! Hayvan boş gidiyor, ihtiyarla çocuk yürüyor!” diyerek yanlarından geçip gitmişler. Nasrettin Hoca ile oğlu çaresiz kalmışlar, ne yapsalar insanları memnun edemiyorlar! Sonunda hoca, oğluna “Yavrum, biz onun bunun diline bakacağımıza, kendi bildiğimiz gibi yolumuza devam edelim; hayvana biraz sen biraz da ben binerek gidelim!” demiş.

Demokrasi Paketi’ne muhalefetin tepkilerini görünce aklıma bu fıkra geldi. MHP ve BDP’nin paket açıklanmadan önce tavırları belliydi zaten. MHP’nin “İhanet Paketi”, BDP’nin ise “Dağ fare doğurdu” gibi açıklamalarını, bulundukları çizgi hesaba katıldığında normal karşılayabiliriz. Ancak, bir taraftan “Paketimizi çaldılar” deyip öbür taraftan kendilerinin olduğunu iddia ettikleri pakete tepki gösteren CHP’yi yorumlamayı ise siz okuyucularımıza bırakıyoruz…
Demokratikleşme Paketi’ndeki maddelerin herkesi dört dörtlük memnun etmesi tabii ki mümkün değil. Mesela biz başörtüsüyle ilgili maddeye tepki gösterirken bir başkası okullarda her sabah okunan andın kaldırılmasına karşı olabiliyor. Yazıyı mümkün olduğu kadar kısa tutmak amacıyla maddeleri tek tek ele almayacağız fakat şunu rahatlıkla söyleyebiliriz; Türkiye’nin büyük çoğunluğu söz konusu paketin açıklanmasından memnun. “Yetmez ama evet” diyenlerin oranı yüzde 70’lerin üzerinde. Başta TÜSİAD olmak üzere birçok STK, Başbakan Erdoğan’ın açıkladığı paketi olumlu karşıladı…
Kararsızların dışında kalan yüzde 20’lik 25’lik bölüm ise ideolojik takıntılarından kurtulamıyor. AK Parti ne yaparsa yapsın, çok klasikleşmiş bir söz ama yeri gelmişken söyleyelim; “ağzıyla kuş tutsa” onlar için önemli değil.
Fakat şunu unutmamak gerekir ki; Türkiye uçuşa geçmek için üzerindeki ağırlıklardan kurtulmalı. Hükümet bu konuda kararlı olduğunu son paketin açıklanmasıyla kamuoyuna bir kez daha deklere etti…
Peki, Demokratikleşme Paketi’nde noksanlıklar yok mu? Var elbette. Sayın Erdoğan, Alevi ve azınlıklarla ilgili çalışmaların sürdüğünü, bir sonraki pakette bu konuda da demokratik adımların atılacağını açıkladı. Başka haklar için de şartlar oluştuğunda girişimde bulunacaklarını ifade eden Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’a “Allah sabırlar versin”diyerek yazımızı noktalayalım…

İstanbul Times / Müslüm Aktürk