Edirne Valimiz Dursun Ali Şahin kısa bir süre önce 1907 yılında Edirne’de yapılan Sinagog’un yeniden restorasyonu nedeni ile yaptığı açıklamada “Yahudilerin Mescid-i Aksa’da Müslümanlara yaptığı zülüm ve işkence karşısında üzüldüğünü ifade ederek valisi olduğu Edirne’de restorasyonu yapılan SİNAGOG’un müze olacağını ifade etti” 

Sen misin bunu diyen başta başbakan yardımcısı Bülent Arınç olmak üzere iktidar ve muhalefet valiye destek olmaları gerekirken adeta valiyi idam edelim demedikleri kaldı.

Yahu, Bakırköy kaymakamı iken tanıdığım Dursun Ali Şahin Yahudi düşmanlığı yapmadı. Sadece aşırı Yahudilerin Müslümanların ilk kıblesi olan KUDÜS’te bulunan Mescid-i Aksa ‘da Müslümanların namaz kılmaması için yaptıkları aşırılıklardan dolayı üzüldüğünü ifade eden samimi ve içten bir konuşma yaptı.

Önce sözlü olarak telefon görüşmesi ile benimde tanıdığım  ve yılar önce Karaman’da yaptırdığımız Bisküvilere KOŞER (Helal) belgesi almak için birlikte yolculuk yaptığımız Türkiye Hahambaşısı Ralf İzak Haleva ile telefon görüşmesi yaparak özür diletilmek zorunda bırakıldı. Bunu yeterli görmeyenler Valimizin bu sefer de yazılı olarak özrünü beyan etmesini sağladılar.

Başbakan yardımcısı Bülent Arınç Bakanlar kurulu sonrası basına yaptığı açıklamada valimiz yanlış yaptı dedi. Ben de Hayır sayın Arınç yanlış yapan vali değil sizsiniz diyorum.  

Ben valimizin yaptığı açıklamayı dinledim bunda IRKÇILIK ve ayrıcılık yok. Sadece herkesi kendi kölesi gören aşırı Yahudilerin Mescid-i Aksa’da yaptığı zulmü ifade etmek için çok sakin ve içten bir şekilde tepkisini ortaya koydu. 

BEN VALİMİZİN DOĞRU yaptığına inandığım için özür dilemesine bile gerek olmadığını düşünüyorum

Keşke Valimiz DİK durup kimseden özür dilemeden şöyle bir açıklama yapsaydı :“Ben 64 yaşındayım mesleğimim zirvesindeyim.Aşırı Yahudiler ilk kıblemiz olan Küdüs’teki Mescid-i Aksa’ya postalları, ile girip biz Müslümanlara hakaret ederken valisi olduğum Edirne’de bu halkın milyonlarca liralık parası harcanıp Sinagog İhyası yapılmasını içime sindiremiyorum deseydi daha iyi olurdu“
Başbakan yardımcısı Bülent Arınç ne kadar Valimiz yanlış yaptı dese de milyonlar da aynen benim gibi Valimiz duygularımıza tercüman oldu diyerek başta tacı ederdi.
Bu durum bir daha herhangi bir yetkilimizin Yahudiler hakkında konuşurken kılı kırk yararak konuşması gerektiğini hatırlatmadı mı ?
Bundan önce bir çok olayda olduğu gibi bu olayda da halkımıza şu mesaj verildi. Vali de olsa hakkında konuştuğun topluluk Yahudiler ise kırk sefer düşünüp ondan sonra konuşacaksın. 

Vali Irkçılık yapmadı,Yahudilere ölüm demedi…Sadece aşırı Yahudilerin Mescid-i Aksa da Müslümanlara yaptıklara eziyetlere üzüldüğünü ifade etti.  
Bülent Arınç’ta çıkmış Vali yanlış yaptı…

Sayın Arınç Vali ne yaptı… Mescid-i Aksa da olanlar yüreğimi acıtıyor dedi. İsrail  az yapıyor daha çok zulüm mü yapsın demeliydi. Asgari ücretin yarısını SSK pirimi olarak garip gurebadan zorla kaynaktan kesinti yap al götür TEK Yahudi’nin (Bay Mitrani) olduğu  Edirne’de Sinagog İHYA et. Bülent bey bu satırların yazarı olarak size hakkımı helal etmeyeceğim.

1907 de yapılan ama şu an kullanılama hale gelen SİNAGOG için sadece 100 ton çelik harcamak ne demek ?  Zeytinburnu Kazlıçeşme Fatih Camisi yanında Fatih Sultan Mehmet’in İstanbul’un Fethinden önce 1452 de yaptırdığı  hamam perişan iken siz gidin Sinagog yapın. Yahudi inanışına göre SİNAGOG’ta ibadet olabilmesi için en az 10 kişi gerekli. Hükümet İsrail’den  9 tane Yahudi’nin Edirne’ye taşınmasına ön ayaklık ederse şaşmam artık. AHDAMAR kilişse başta olmak üzere AK Parti döneminde İhya edilen Kilise sayısını ben unuttum.

Dostlar at izi ile İt  izinin bir birine karıştığı günler yaşıyoruz 

Ak Parti güya Müslüman bir parti idi. Bu dönemde Şans oyunları patladı… Alkol satışı rekor kırdı. Timurtaş Hoca’nın oğlu Milli Piyango genel müdürü oldu. Sinagog ve kilise ihyasında patlama yaşadık. Bakanımız 700 milyarlık saat kullandı.(Güya İsrafın haram olduğunu biliyorduk) Tarihi Kazlıçeşme camisinin 10 metre ilerisinde 39 Katlı Kibir kulesi yapıldı. Dere Yatakları Manhattan gibi olacak denilerek imara açıldı. Dostlar daha neler diyeyim.

Biz Ak Partinin ilçe kuruluşunda bulunurken ve HAPİS cezaları alırken bakan çocukları keyif çatıyordu. Ama biz sabah 6 akşam 12 ye kadar helal rızık peşinde koşarken onlar evlerinde 6 tane para kasası ve milyon dolarlarla poz veriyorlardı.

Ayetle dalga geçme cüreti gösteren Bağış Egemen bir meslektaşımız ile yaptığı konuşmada aynen şunları demişti "Cuma sabahları erkenden kalkarak Makara Bakara 2 ayet çakarak SMS atıyorum demişti"  Bu sözün hemen akabinde Erdoğan ile aynı karade poz veriyordu.

Ekonomi bakanı olan Çağlayan Zafer ise eğer ekonomi de ve Müslümalıkta anlamış oslaydı halkın yarısı asgari ücrete iş bulamazken 700 milyarlık saat kullanmazdı.

MUŞLU zafer abim başlangıçta bu kadar pahalı bir saat kulanmadığını inkar etti.Daha sonra kendi paramla adlım dedi ve bazı faturalar gösterdi. Ama saati üreten firma sahipleri kem küm etmeyerek bu fatura bizim değil diyerek sabık bakanı mada etti.

Zulme önce elinle,sonra dilinle daha sonrada imanın en zayıf halkası olan kalbinle karşı çık diyen bir dine mensubuz
Dinimiz bize diyor ki bir yerde zulüm varsa önce onu eliniz ile def etmeye çalışın bunu yapamazsanız DİLİNİZ İle yanlışın karşısında durun, bunu da yapamazsanız İmanın en zayıf halkası olan kabiniz ile buğz edin  diyor. Birincisini yapma imkan ve kuvvetim yok ama  dilim ile bu satırları buraya yazarak biz Ak Parti bu yanlış işleri yapsın diye bedel ödemedik. 

Ben HAPİS Cezasını bakan Çocukları makam ve mevkilerini kullanarak kolay para elde etmeleri için yapmadım. Ak Parti asgari ücretin SSK sı maaşın yarısı olmayacak biz bunu düşüreceğiz dedi ama 12 yıl geçti bir şey yaptığı yok. 

HÜLASA  yazacak o kadar çok şey var ki bir makale buna yetmez ama şimdilik bu kadarı ile yetinmek zorundayım.
 
Yaptığınız Kiliseleri de saymıyorum bile. Bakınız Cumhurbaşkanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan kendi dilinde  biz Batı Trakya da ki camilerimizi kendi paramız ile tamir ve ihya edemiyoruz dediği halde biz ne yapıyoruz  ?

Ama biz Avrupa birliği uyum yasalarına göre 1964 de satın aldığımız Zeytinburnu stadını bile Ermenilere veriyorken biz kendi paramız ile her hangi bir Avrupa ülkesindeki camiyi tamir edemiyoruz.  

Bu kadar kompleks ile bir yere varamayız. Lanet olsun içinizdeki bu İsrail sevgisine diyerek yazımı bitrmek isterim.

İstanbul Times / Hüseyin ÇETİNER